Popüler din dilinin sorunları

AHMET MURAT
Abone Ol

Popüler din diliyle, ekranlarda, sosyal medyada dinî konularda yapılan konuşmaları ve vaazları olduğu kadar, günümüz vaizlerinin ve hocalarının halka yaptığı konuşmaları da kastediyoruz.

Bu dilin tahlili, bize aynı zamanda günümüz Müslüman zihniyetindeki dönüşümlerin de ipuçlarını verecektir. Çünkü bu din dili, bir yanıyla muhataplarının beklentilerini gözeterek şekillenirken, öte yandan da muhataplarının anlayışlarını da biçimlendirmekte.

Popüler din dilinin bazı temel sorunları var. Mesela tribünlere oynarken yüzeye vuran edebiyat parçalama arzusunun doğurduğu, zevksiz ve çakma bir üslup bunlardan biri. Bu, edebiyat değil, edebiyatın sömürüsü aslında.

Popüler din dilinin bazı temel sorunları var. Mesela tribünlere oynarken yüzeye vuran edebiyat parçalama arzusunun doğurduğu, zevksiz ve çakma bir üslup bunlardan biri. Bu, edebiyat değil, edebiyatın sömürüsü aslında.

Buna bağlı olarak klişecilik, ağlak bir duyguculuk da cabası. Yine promosyoncu ve pazarlamacı bir tabiatı var bu dilin. Dinî hakikatlerin sade ve doğrudan bir anlatımına duyulmayan güvenden kaynaklanan, bir tür misyonerliğin de fonda yer aldığı bir gayretkeşlikle malul bu dil.

Yanı sıra, niceliğin egemenliğinin temsil sahnesi hâline gelen bu dil, skorculuğu seviyor. Mesela bir milyar salavat, altmış üç bin hatim gibi, ne bir mesnedi ne de bir geleneği olan, ilkeler karşısında sınanmamış ve hesabını vermemiş performansları seviyor. Bu, işin bir yönü.

Dinî hakikatlerin sade ve doğrudan bir anlatımına duyulmayan güvenden kaynaklanan, bir tür misyonerliğin de fonda yer aldığı bir gayretkeşlikle malul bu dil.

Diğer yönü de popüler din dilindeki kuşatıcılık sorunu. Şu hoca, “bizim mahalle”nin güvenli sınırları içinde kontrolsüzce atış yapıyor, sosyal medyanın hiperaktif ve gayri ciddi sarfiyatına habire katkı sunuyor; öteki, geleneksel birikime gözü kapalı dalarak sağa sola yumruk sallarken, o çok “parlak” buluşlarını gözleri parlayarak ve şehvetle pazarlıyor. Böylece ister gelenekçi isterse modernist olsun, çoğunlukla kendine çalışmış oluyor.

Bu dosya, sanırız konuya bir giriş sayılabilir. İletişimci, ilahiyatçı, sosyolog arkadaşların ilgilerini bekleyen önemli bir meseleyle karşı karşıya olduğumuzu söyleyip çekilelim.