Edebiyat ve Afaroz

ALİ GÖRKEM USERİN
Abone Ol

Bir ortaçağ geleneğini yaşatmak için bu kadar çabaya ne gerek var diye sorası geliyor insanın. Keşke kötü bir şakadan ibaret olsa bu aforoz mevzuu. Ama olmadığını hepimiz biliyoruz.

Edebi cereyanlar yerini edebi cemaatlere bıraktığından beri aforoz çok moda.

Bir edebiyat ortamı, dergi veya yayınevinden ayrılan, uzaklaşan kişi aforoz edilir. Üstelik bu, öyle açıktan ve basit bir aforoz da değildir. Kişinin hem o güne kadar yazdıkları bir anda bozuk para misali harcanır hem de karakteri ve şahsiyeti. Bunu yapanların gözünde, onun tabiiyet ve idiyeti dışında hiçbir kıymeti olmadığını net bir şekilde görürüz.

Böyle yaparak küçük cemaatler oluşturur her edebî muhit. Bir anlamda kendi sınırını, nüfusunu ve nüfuzunu tespit eder. Oysa edebiyat ortak paydadır, birleştiren ve buluşturandır. Dışlayan değil. Zihinsel kamplaşmalar aşılmadıkça, edebiyat ortak paydasında buluşmak da zordur.

Bir ortaçağ geleneğini yaşatmak için bu kadar çabaya ne gerek var diye sorası geliyor insanın. Keşke kötü bir şakadan ibaret olsa bu aforoz mevzuu. Ama olmadığını hepimiz biliyoruz.