1500 metre yükseklikte sihirli bir sanat galerisi: Yontma orman

SKYROAD
Abone Ol

Arjantin’in Rio Negro Eyaleti’nin güneybatısında bölgenin en yüksek noktası olan Piltriquitron Dağı’nın 1500 metre yüksekliğinde yer alan ormanın kalbindeki ağaç yontma sanatı sergisi dünyada tek.

Ağaç mezarlığından sanat galerisine

Yontma Orman, Piltriquitron Dağı’nın ayağına kurulmuş bir kasaba olan El Bolson’da bulunuyor.

Yontma Orman, Piltriquitron Dağı’nın ayağına kurulmuş bir kasaba olan El Bolson’da bulunuyor. Ormanın kalbinde 1978 yılında yaşanan yangın sonrasında birçok ağacın yalnızca gövdesi kütük halinde kalır ve orman adeta bir ağaç mezarlığına dönüşür. Ancak 1998 yılından itibaren sanatçılar beş kez burada toplanır ve ağaçları yontarak ormanı bir sanat galerisine dönüştürür. Sanatçıların ağaç mezarlığına yeniden hayat vermesiyle oluşan sanat galerisinde 50 heykel bulunuyor.

And Dağları eteklerinde görsel şölen

Yontma Orman'a ulaşmak için 11 km’lik dönemeçli bir araç yolculuğu sonrasında bir saatlik yorucu bir doğa yürüyüşü gerekiyor. Yontma Orman’ın girişinde yorgunluk hissi yerini şaşkınlığa bırakıyor. Ve daha sonra da bu şaşkınlık hayranlığa dönüşüyor. Heykeller arasında gezinirken gözlerinizi çekiştiren panoramik müthiş bir manzara da mevcut. Arjantin ve Şili’yi birbirinden ayıran zirveleri karla kaplı And Dağları ile vadi arasına kurulmuş El Bolson manzarası… Derin mavi rengiyle parıldayan Puelo Gölü ise cabası…

Yontma Orman'a ulaşmak için 11 km’lik dönemeçli bir araç yolculuğu sonrasında bir saatlik yorucu bir doğa yürüyüşü gerekiyor.

Yontma Orman’ın sihirli atmosferiyle manzaranın birleşimi, doğanın ve sanatın mükemmel uyumuyla insanı fazlasıyla etkiliyor. İnsanın hatalarına rağmen yaratıcı dokunuşlarıyla doğaya yeniden can verebileceği algısını zihinlerde yeşerten bir umut aşılıyor burası.

Bulutlara asılmış dağın efsanesi

Piltriquitron Dağı’na dair anlatılan bir efsane de Yontma Orman’ın sihirli atmosferini pekiştiriyor. Efsaneye göre uzun yıllar önce El Bolson’da insanlardan çok cinler yaşar. Bir araştırma şirketi Piltriquitron Dağı ile vadinin arasında bir altın madeni bulur. Kasabadakilere haber vermeden madene ulaşmak için dinamitlerle bir patlama planlanır. Ancak bu girişim başarılı olmaz ve patlama sonrası dağın bir kısmı tümüyle enkazla kaplanır. Şirket de çalışanlarıyla birlikte ortadan kaybolur.

Piltriquitron Dağı’na dair anlatılan bir efsane de Yontma Orman’ın sihirli atmosferini pekiştiriyor.

Birgün öğle vakti gökyüzü aniden kararır. Hiç kimse bu duruma bir anlam veremez ve insanlar birbirlerine sarılarak ağlamaya başlarlar. O sırada Doğa Ana’nın haykırışı duyulur. Herkes sessiz bir şekilde bu haykırışa kulak kesilir.

Yaşlı bir büyücü, yerli halklardan biri olan Mapuçe bilgeliğiyle yüksek bir taş üzerine çıkarak kalabalığa şöyle seslenir: "Doğa Ana bize seslendi. Bize ihtiyacı var!"

Halk şaşkındır. Büyücü sözlerini sürdürür: "Birlikte sevgiyle, yorulmadan çalışarak dağı yeniden inşa etmeliyiz." Çevredekiler sorar: "Peki ne kadar yükseğe çıkacağız?" Büyücü yeniden cevap verir: "Bulutlara kadar…"

Dağın adına da Mapuçe dilinde ''Bulutlara asılı” anlamına gelen Piltriquitron denir.

Büyücüler, cinler ve halk eşit bir şekilde işbirliğiyle çalışmaya başlarlar. Bu sırada birçok cin de dağı korumak için gönüllü olduklarını açıklar. Geceli gündüzlü yorulmak bilmeden devam eden çalışma sonrası dağ yeniden inşa edilir. Dağın adına da Mapuçe dilince "Bulutlara asılı" anlamına gelen Piltriquitron denir. Bu nedenle Yontma Orman’ı ziyaret edenlere garip sesler duyduklarında ya da garip varlıklar gördüklerinde korkmamaları söylenir.

Bir grup cinin yalnızca dağı korumakta olduğu bilgisi verilerek onları gördüklerinde gözlerini kapatmaları ve geçip gittikten sonra gözlerini açmaları tavsiye edilir. Yine bundan dolayı Yontma Orman’ın girişinde de ağaçtan bir cin heykeli bulunuyor. Bölgede yaşayan insan ve cinlerin birlikte çalışarak sevgiyle yeniden inşa ettikleri bir dağın kalbinde, sihirli bir sanat galerisi burası.