72 saatlik modern Odysseia: Topkapı’dan Yunan adalarına dayanıklılık rotası

ADEM BEYAZ
Abone Ol

Odysseia efsanesinin hâlâ güncel olmasının sebebi, kutsadığımız eve dönüş hikâyesinden ibaret olması değil, aynı zamanda muazzam bir dayanaklılık macerası sunmasıdır. Troya’daki destansı savaştan sağ çıkan bir avuç insandan biridir Odysseus. İthaka’ya dönerken başına gelmeyen kalmaz; evine varması bile başlı başına bir mucizedir. Troya-İthaka arası öyle eşsiz maceralarla doludur ki Odysseia kelimesi artık sadece bu hattı tarif etmekle kalmaz; Batı dillerinde herhangi bir muazzam macera, Odysseus’un yolculuğuna referans vermeden Odyssey adıyla anılır. Kelimedeki bu dönüşüm sayesinde Troya-İthaka yolculuğuna mecbur değiliz. Ancak dayanıklılık ve kendi çapımızda macera bizden ısrarla talep ediliyor.

Doğrudan, Esenler Otogarı’na gidiyoruz. Akşamına bir Selanik bileti alıyoruz. Otogardan, Balkanların en yakın şehri de en uzak şehri de tuhaf biçimde 12 saat sürüyor. Çeşitli kemik ağrılarıyla Selanik Terminali’nde uyanıyoruz.

Şu an bulunduğum yerden, yani Topkapı’dan yola çıkıyorum. 72 saatlik bir yolculuk bizi bekliyor, haliyle orta boy bir sırt çantası bize yeter, ama sırtımızdan nadiren indireceğimiz için ihtiyatlı doldurmamız gerekiyor. Doğrudan, Esenler Otogarı’na gidiyoruz. Akşamına bir Selanik bileti alıyoruz. Otogardan, Balkanların en yakın şehri de en uzak şehri de tuhaf biçimde 12 saat sürüyor. Çeşitli kemik ağrılarıyla Selanik Terminali’nde uyanıyoruz. Hemen gidip dinlenebileceğimiz bir otel yok, olmayacak. Birkaç esneme hareketi yapmak kaçınılmaz. Çanta omuzlara takılsa da sırtın alt kısmına yaslandığı için onu taşıyan leğen kemiği olacak, tıpkı tüm vücudumuzu taşıdığı gibi. Bu modern Odysseia’da leğen kemiğimiz hem karakterimiz hem kimliğimiz haline gelecek.

(Selanik’te gezilecek yerleri pratik bir Google araştırmasıyla bulabilirsiniz.) Macera çok spontane başladı görüntüsü vermiştik ama hilemizi de yaptık tabii. (Uygunsuz bir durum yok ortada. Pirimiz Odysseus, hilecilerin üstadıdır. Truva Atı onun keskin ve sivri zekasının ürünüdür.) Atina tren biletini önceden almıştık. Evrensel bir kuraldır bu: Tren bileti son güne bırakılmaz. Geç vakte kadar gezer dolaşırız, sonra bir an yorgunluk çöker ve akşam 9.00-10.00’dan itibaren frappe ya da freddo eşliğinde gece yarısı trenimizi beklemeye koyuluruz. Tren koltukları otobüsünkilere nispetle çok daha rahat. 24 saati aştığımız bu macerada ancak böyle geniş koltuklar deva olur.

Atina’ya vardığımızda leğen kemiğimiz ve dayanaklılığımız ciddi ciddi sınanmaya başlıyor. Çanta sırtımızda bir tam gün daha. (Atina’da yapılacaklar belli: Akropolis ve çevresini temaşa etmek, Pire Limanı ve çevresine tahayyür etmek.) Akşamına macera Odysseus’un serüveniyle çakışır. Sisam Adası’na gemi yolculuğuna çıkarken artık baygınsınızdır. Odysseus da yolculuğunun büyük kısmında ya baygın ya da bilinçsizdi.

Atina tren biletini önceden almıştık. Evrensel bir kuraldır bu: Tren bileti son güne bırakılmaz.

Atina ve Sisam arasındaki neredeyse her adaya uğrayacağınız bu gemi yolculuğunda, modern seyahat protokollerine pek riayet etmeniz. 48 saatin sonunda yorgunluk artık had safhaya ulaşmıştır; gün ağardığında, başkalarından aldığınız ilham ve cesaretle ilk bulduğunuz yere kıvrılmış bulabilirsiniz kendinizi. Bu kadarcık uyku elbette yorgunluğu dindirmez, sadece baygınlığı geçirip sizi bilinçli hale getirir. Dayanaklılık testine sabır sınaması eklenir, zira aradaki adaların sadece iskelesine yanaşmak ve ayrılmak bir saati aşar. Hedefe ulaşmak zulüm haline gelebilir. Ancak Odysseus’un yolculuğunun on yıl sürdüğünü hatırlarsanız rahatlarsınız. Üstelik, bir iskelede şenlik yapıldığına, diğerinde yas tutulduğuna şahit olunca geminizin hem bir düğün hem de bir cenazeyi aynı anda taşıdığını o zaman anlarsınız. Sisam’ı da akşama kadar çanta sırtta kat ettiğinizde 72 saatlik sınama tamamlanmış olur. İlk gece otobüs, ara gece tren, karar gecesi gemi. Ada, nam-ı diğer isola, izole olduğumuz ve her şeyi askıya aldığımız yerdir. 10 yıl süren Troya Savaşı’nın ardından 10 yıl da dönüş yolculuğu sürünce Odysseus artık ulaştığı yerin evi olup olmadığını sorgular. Dayanıklılık sınamasını aşmış biri olmanız, bu tarz bir sorgulamada doğru cevabı vermenizi garanti eder. Sisam’dan Kuşadası’na geçmek sadece yarım saat. Otelde kalmak ya da İstanbul’a çabucak uçakla (dördüncü vasıta) dönmek serbest.

*Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.