Bayhan: Hiç bir kayıp geri getirilemez ama geri dönüş her zaman mümkündür

ALİ MERT ALAN
Abone Ol

Yıllar önce Popstar yarışmasıylahayatımıza giren Bayhan Gürhan,o dönemde sesi, hayatı, jest vemimikleriyle oldukça sevilmişti.Yarışmanın ardından Bayhan uzunsüre sessizliğe gömüldü; amainsanların ona olan ilgisi azalmadı.YouTube kanalında her hafta bir şarkıpaylaşan ve büyük beğeni toplayanBayhan'la Popstar yıllarını, şöhreti,sosyal medyayı konuştuk.

İnsanların gözünde hâlâ Popstar Bayhan'sın. Bunun üzerine yapışmasından rahatsızlık duyuyor musun?

Bunun bir önemi yok. Popstar değilim, kişi kendisidir. Sağ olsun sevenlerim bana ailelerinden biriymişim gibi bakıyorlar. Ben halkın Bayhan'ıyım.

Popstar'a kadar kendi hâlinde sade bir vatandaştın ama yarışmanın ardından büyük şöhret oldun. Bu şöhret karşında şaşırdın mı?

Bayhan Gürhan, 14 Mart 1980 tarihinde Adana'da doğmuştur.

İnan, şöhreti hiç fark etmedim. O dönem askerlik sonrasıydı, Antalya'da yaşıyordum, seçmelere de oradan katıldım. İlk 50'ye kaldım, belli bir süreden sonra bizi ilk 50'ye kalanları İstanbul'a çağırdılar. Ardından son 12'ye kaldım ve tüm katılımcılar yaşadıkları şehre geri döndüler. Haftalar geçti çarşıda yürürken yanımdan geçen üç genç beni durdurup "Abi sen şu yarışmada elini kolunu oynatan adam değil misin? Bizi ne kadar güldürdün ne komik adamsın" dedi, ne olduğunu anlamadım "Allah Allah beni nereden tanıyorlar?" dedim. Aynı günün akşamı bakkala girdim, o dönem marketlerde demir kafesin içinde 37 ekran televizyonlar vardı. Ekrana bi baktım, ben varım. Bakkal da bana "Birader bu televizyondaki adam sen değil misin?" dedi. "Bir başkası değilse benim" dedim (gülüyor). O dönem evimde televizyon yoktu, meşhur olduğumu bilmiyordum. Meğer üç haftadır kanal yayınlıyormuş yarışmayla ilgili çekimleri, şöhret olmuşum haberim yok.

Sonrasında yarışmanın etkisiyle "Popstar Bayhan" oldun.

Yarışma vesilesiyle insanlar beni tanıdılar, şöhret oldum ama şöhreti yaşamadım. Ben şöhret değilim, halkın bir parçasıyım. Eskiden bilinmeyen bir kişiydim, sonrasında tanınan biri oldum, kimseden bir farkım yok. Sadece şarkı söyleyen biriyim.

2003 yılında düzenlenen Ercan Saatçi, Deniz Seki ve Armağan Çağlayan'ın jüriliğini yapmış olduğu Kanal D'de yayınlanan Popstar yarışmasında farklı yorumu ve kendine özgü tarzıyla adını duyurdu.

"Bize dostane olarak yaklaşan kişilerin karanlık olduğunu fark edemedik" demiştin önceki röportajımızda karanlığı ne zaman fark ettin?

Gerçekleri her fark ediş kimi zaman vaktinde kimi zaman da geç oluyor. Fark ettim ama geç fark ettim. Geç fark edişlerde kayıplar çok oluyor. Çünkü gerisinde tecrübe ve ağır kayıplar bırakıyor. Kayıplar da telafisi olmayan ruhsal bir yorgunluk haline dönüşüyor. Geriye iki seçeneğin kalıyor: Ya buraları terk edip kimsenin tanımadığı bir yere gidip orada ne iş yaparsan yapıp hayatta kalacaksın ya da başka bir alternatif yaratacaksın. Sanırım ben o bilinmez şıkkı aradım buldum. Uzun bir aradan sonra kendi kendime gömüldüğüm mezarımdan çıkıp yeniden nefes almaya başladım. Geçmiş geçmiştir, hayat şimdiki zamandan ibarettir.

Bir şarkında "Sahteler doldu yine aşkta, müzikte yine" diyorsun sana göre gerçek müzik nedir?

Sahte müzik lobisel müziktir. Mesela geçmiş yılları örnek vererek anlatayım. Saçma sapan bir şarkı çıkar ama köşeler öyle bir tutulmuştur ki radyoda, televizyonda hep o şarkıyla karşılaşırsınız. Bir müddet sonra her yerde karşına çıktığı için "Aa ne kadar iyi" diyorsun. Sahte şarkı belli güçlerle zoraki dinletilen şarkılardır.

Son aylarda YouTube'da oldukça aktifsin. Oradaki performansın bir anlamda senin geri dönüşün gibi oldu.

Bayhan yarışmadan sonra

Ben YouTube'a 2016 yılında dâhil oldum ara ara bir şeyler paylaşıyordum. İstikrarlı bir şekilde içerik üretmeme sebebimde önceliğimin albüm yapmak olmasıydı ama ürettiğim onlarca eseri hayata geçiremediğimi fark ettim.

Bir insanın yakalanabileceği en büyük hastalık mükemmeliyetçilik.

Vakti zamanında bize göre mükemmel bir platformda başladığımız için her şeyin öyle devam edeceğini zannettik, en azından ona yakın kalitede bir şeyler olur diye düşünüyorduk. O bakımdan ondan vazgeçtim, kendimle yüzleştim ve yargıladım, bir karar verdim ve kendime bir ekip kurdum. YouTube'da doğru ve kararlı bir yol almaya başladık.

YouTube kanalında cover şarkılar da var. Mesela Teoman'ın Tabiatım Böyle şarkısını yeniden yorumladın oldukça beğenildi, Teoman senin yorumunu beğendi mi?

Teoman'ın şarkılarını çok seviyorum. Bence kendine has bir aurası olan bir star. Tabiatım Böyle şarkısını bir gün seslendirmek istiyordum YouTube'a nasip oldu. Kendilerine sormadan yapıp paylaşmış bulunduk, izin almak için kendisine sonrasında ulaştık. Teoman'da yorumumuzu beğenmiş, karşılığında para da istemedi. Kendisine buradan da teşekkür ederiz. Bazılarının aksine "para vermezseniz kanalınızı kapattırırız" demedi ve bize destek oldu.

Rapçilerle de kontak halindesin, ilerleyen günlerde hayata geçireceğin ortak projeler var. Peki, sen Türkiye'de rap müziği nasıl buluyorsun?

Pek çok rapçiyi beğeniyorum. Rap müzik yaşanılan coğrafyada yapılan haksızlıklara karşı bir ses çıkarmaktır. Silahsız bir savaşma sanatıdır. Sadece müzik, ses ve melodilerle bir feryattır... Benim tarzım olan bir müzik değil ama doğru söylendiği takdirde kurulan her cümleyi tebrik eder, takdir ederim.

"Müzikal anlamda intikamımı alacağım, geri döneceğim" demiştin. YouTube'daki performansın oldukça ilgi görüyor. Bundan sonra kafanda neler var?

Hiçbir kayıp geri getirilemez ama geri dönüş her zaman vardır. Artık büyük hayaller kurmuyorum, her zaman daha iyisi yapılır. Yoluma devam edeceğim. YouTube'da her cuma saat 19.00'da şarkı paylaşmaya devam edeceğim. Buna ek olarak YouTube'da canlı performanslar da paylaşmayı planlıyorum. Bunu da her hafta yapmayı planlıyorum. Uzun yıllar boyunca bilmediğim mecraların engeline takıldım ama düşmanımı göremedim. Artık onu yok sayıyorum. Fark ettim ki düşmanım benim. Aradığım düşmanı bulamadım en son hiç bakmak istemediğim aynada düşmanımı gördüm "İşte sensin düşmanım" dedim. Yakasından tuttum ve "Yakaladım seni" dedim. Onunla hesaplaşmam aylarca sürdü. Benden binlerce ben düşman olarak karşıma geçip kendini savundu. Ben de kendimi savundum bildiğin savaştık. Finalde hepsini fosilleştirdim.

2012 yılında STV'de yayınlanan, Hamdi Alkan'ın yönetmenliğini yaptığı Kendimize Doğru dizisinde uzun süre rol aldı

Nasıl fosilleştirdin?

Bu yılların birikimi olan acı tecrübelerce meydana gelen zihinsel bir reaksiyon sonucu gerçekleştirilebilecek ruhsal bir program. İnsanlar Survivor’u izliyor ama gerçek Survivor'un ne olduğundan haberleri yok. Acılar övünülecek şeyler değildir. Ama onlar benim kaderimdi, yaşadım ve tecrübe ettim.