Bir bakır ustasının oğlu: Antoni Gaudî

CELİNE SYMBİOSİS
Abone Ol

Modern zamanların en tuhaf ve en aykırı mimarıAntoni Gaudí, 25 Haziran 1852’de Katalonyabölgesinin merkezinde yer alan Reus’tadünyaya geldi. Babası Francesc Gaudí i Serraailesini güçlükle geçindirmeye çalışan bir bakırustasıydı. Gaudí’nin maddi zorluklar içindebaşlayan hayatı, çok küçük yaşta başlayanakciğer enfeksiyonları ve iltihaplı romatizmayladevam etti. Çocukluğundaki hastalık nöbetleri,zamanın çoğunu yatakta geçirmesine neden olmuştu. Busüreçte yapabildiği tek şey yatak odasının penceresindengörünen Reus kırsalının manzarasıydı.

  • "Kendi idealime nerede rastladım biliyor musunuz? Ayakta duran bir ağaç kendi dallarını tutuyor ve bunlar da daha küçük dalları ve bunlar da yaprakları ve ağacın her kısmı da kendi içinde…"

Barselona

Owen Jones’un The Grammer of Ornament kitabından sayfa

1863 yılında St. Francis manastırında okul hayatına başlayan Gaudí, dört yıl sonra Reus’tan ayrılarak Barselona’da tıp okuyan ağabeyinin yanında yaşamaya karar verdi. Yeni kurulan Barselona Mimarlık Okulu’na (Barcelona Higher School of Architecture) girmeden önce beş yıl boyunca üniversitenin fen fakültesinde trigonemetri ve geometri gibi yüksek matematik konularının yanı sıra mekanik ve kimyaya dersleri aldı. 1974’te Mimarlık Okulu’na kabul edildikten kısa süre sonra zorunlu vatani görevini gerçekleştirmek için çalışmalarına ara vererek orduya katıldı. Eve döndüğünde önce Barselona’da aynı evi paylaştığı ağabeyi Francesc’i, sonra annesi Antonia ve kız kardeşi Rosa’yı kaybetti.

Renaixenca

Gaudí, askerden döndükten sonra ailesinin hayatta kalan üyelerini bakabilmek için öğrencilik ve çalışma hayatını bir arada sürdürmek zorunda kaldı.

Mimarlık Okulu’ndaki öğretmenlerinin yanında çalışırken bir yandan okul projelerini sürdürdü.

İlk çalışmaları Renaixença olarak bilinen, Katalan kültürünü, mirasını ve dilini canlandırmaya yönelik başlayan harekete aitti. Bu hareketin öncüsü Mimarlık Okulu’ndan öğretmeni Lluis Domenech i Mintaner’di. Bununla birlikte Fransız mimarViollet-le-Duc’ün yazıları ve restorasyon çalışmaları, Gaudí’nin Ortaçağ mimarisine olan ilgisini ortaya çıkardı.

Casa Vicens, şimdi müze olan Antoni Gaudí tarafından tasarlanan Barselona'daki bir evdir.

Oryantalizm

Gaudi’nin kariyerinin ilk yıllarında etkilendiği mimarlardan biri, The Grammer of Ornament’in yazarı Owen Jones’du. Jones ona Ortadoğu’nun ve daha önemlisi İspanya’nın kendi İslam mirasına ait süslemelerin kapılarını açtı. İspanyol Mağrip mimarisi ilerleyen yıllarda Gaudí’nin kendi tasarımlarının başlıca öğesi hâline geldi.

Sagrada Familia

Ejderha Kapısı, Güell Malikanesi, 1884-87

1882 dolaylarında Mimarlık Okulu’ndan öğretmeni Joan Martorell’in ofisinde yardımcı mimar olarak çalışmaya devam ederken, kariyeri için önemli bir proje teklifi aldı. St. Joseph Spiritüel Derneği’nin satın aldığı araziye yapılacak Sagrada Família kilisesi için mimar arayışında olan Josep Maria Bocabella, Joan Martorell’e teklif götürmüştü. Martorell ile malzeme konusunda anlaşmazlığa düşülünce, Gaudí mimar olarak seçildi. Bu proje sayesinde Katalonya çevresinde elit mimarların sahip olduğu şöhrete ve saygınlığa kavuşan Gaudí, portföyüne daha fazla bina projesi eklemek için çalışmalara başladı.

Casa Vicens

Gaudí’nin ilk önemli eseri, Vicens ailesi için 1883-1888 yıllarında yaptığı Barselona’daki Casa Vicens adlı yazlık evdir. Art Nouveau’nun ilk binalarından biri olarak kabul edilen projenin müşterisi, karo ve tuğla imalatçısı Maniel Vicens i Montaner’dir. Gaudí, Mağrip mimarisine göndermeler yaptığı dış cephede müşterisinin üretimi olan karoları kullanır.

Casa Calvet, Antoni Gaudí tarafından hem ticari mülk, hem de konut olarak hizmet veren bir tekstil üreticisi için tasarlanan binadır.

Trencadis

1883’te Eudald Puntíi’nin atölyesinde Sanayi Devrimi sayesinde çok büyük maddi kazanımlar elde etmiş olan Eusebi Güell i Bacigalupi ile tanışan Gaudí, hayatı boyunca yaratıcı dehasını finanse edebilecek maddi kaynağı bulmuştu. Sonraki otuz beş yıl boyunca Güell ailesinin mimari oldu. Güell'in Gaudi'ye verdiği ilk büyük iş Güell Malikanesi’nin bahçe duvarları, giriş kapısı ve ana binanın restorasyonuydu. İlerleyen yıllarda sık sık kullanacağı Trencadis denilen kırık seramik mozaik kaplama tekniğini ilk defa bu projede kullandı.

Casa Calvet

Gaudí, 1890’ların başında, iki akıl hocasını kaybetti: Bocabella 1892’de, Joan Baptista Grau ise 1893’te öldü. Kayıpları nedeniyle sağlığı kötüleşen Gaudi ancak 1898’de yeni bir proje kabul edebildi. Barselona’daki Calvet Evi’nin dış cephesi için baroktan esinlendi. Daha sonraki binalarında da tekrarlayacağı dış cephe, su yüzeyindeki dalgalanma izlenimi verir.

Park Güell

Park Güell, İspanya Barselona'da bulunan bahçelerden ve mimari unsurlardan oluşan bir kamu parkıdır.

"Doğadan gelmeyen hiçbir şey sanat değildir."

1910 yılında Güell ve Gaudí, İngilizlerin Bahçe-kent hareketini örnek alan projelerini hayata geçirirler. Gaudi, şehrin dumanından ve gürültüsünden uzakta rahat evlerin yer alacağı proje için teraslar, patikalar ve manzara noktalarından oluşan karmaşık bir yapı tasarlamıştır. Park, 1984’te UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır.

Casa Batllo

Gaudí’nin 1905 yılında Barselona’nın en işlek caddesinde bulunan bir apartmanın restorasyonunu üstlendi. Kemik benzeri organik sütünlar üzerinde yükselen Casa Batlló üst katlarda mevcut pencerelere yerleştirilmiş küçük balkonlardan oluşur. Balık pulu gibi görünen parlak kiremitlerle kaplanmış kavisli çatısı bir ejderha sırtına benzer.

Casa Batlló, Barselona şehrinin merkezinde bulunan bir bina ve İspanyol mimar Antoni Gaudí'nin baş yapıtlarından biri.

Casa Milà

Kariyerinin ilk yıllarında beri tüm eserlerinde doğayı soyutlayan Gaudí, son özel işi Casa Milà için de organik çizgiler kullanır. Büyük bir kaya kütlesinin içine oyularak oluşturulmuş gibi görünen bina için Montserrat Dağı’ndan esinlenmiştir.

Bitmeyen Kilise

1909’dan itibaren bütün projelerini sonlandıran Gaudí, tüm dikkatini yirmi altı yıldır üzerinde çalıştığı Sagrada Familia’ya verir.

Yapının yapımı halen devam etmektedir. Halk arasında bitmeyen kilise olarak da bilinir.

1923 yılında yetmiş bir yaşındayken, Güell Parkı’ndaki evinden taşınarak Sagrada Familia’daki stüdyosunda yaşamaya başladı.

7 Haziran 1926’da bir trafik kazasında hayatını kaybettiğinde, tasarımı için kırk üç yıl çalıştığı Sagrada Familia’nın dört kulesinden sadece İsa’nın doğumuna adanan Nativity (Doğuş) cephesinin kulesi yükselebilmişti. Ölümünden sonra İsa’nın çarmıha gerilişini simgeleyen Passion (Tutku) cephesinin tamamlanması yirmi iki yıl sürdü. 2000 yılından merkezi nefte, kilise kanatlarında ve Tanrıya giden yolu temsil eden Glory (İhtişam) cephesinin temel çalışmaları başladı.Sagrada Familia’nın tahmini tamamlanma zamanı Gaudi’nin ölümünün yüzüncü yıldönümü olan 2026 yılıdır.