Budva gezi rehberi: Tarihi sokaklar, Adriyatik sahili ve kültürel duraklar

MERVE YOLCU
Abone Ol

Karadağ’a bağlı küçük bir şehir Budva, Adriyatik Denizi’nin kıyısında hem tatil hem de kültürel geziler yapmak isteyenlerin planlarının parçası olmayı hak ediyor. Budva, ülkenin en eski yerleşim yerlerinden biri ve tarihî dokusunu büyük ölçüde korumuş durumda. Old Town veya Stari Grad olarak da bilinen şehir, zamanla büyüyerek meraklı tatilcilerin uğramadan geçmediği yerlerden biri hâline gelmiş.

Milattan önce 5. yüzyıl…

Etrafı surlarla kaplı olan ve Old Town olarak da bilinen Eski Budva’nın tarihi M.Ö. 5. yüzyıla dayanıyor ve misafirlerini benzersiz bir nostaljiyle karşılıyor. Yürürken huzurlu düşüncelerde kaybolmayı sevenlerdenseniz Eski Budva sokakları sakinliğiyle sizleri bekliyor. Sabahın erken saatlerinde dükkân sahiplerini saran tatlı hazırlık telaşesi, akşamları da rengârenk sokakları ve kahkahalarıyla âdeta bir festival havası oluşturuyor.

Yaklaşık 10.000 kişilik bir nüfusa sâhip olan şehir Budva Beldesinin de merkezidir.

Restorasyonlar sayesinde oteller ve kiralık apartlar gibi konaklama imkânları da bu surlar içerisinde mevcut. Bu sayede ulaşımla zaman kaybetme endişeniz olmadan tarihî sokaklarda dilediğinizce eğlenebilirsiniz.

Rengârenk bir ada

Budva şehrinin bulunduğu bölge ülke turizminin merkezi konumundadır.

Budva’nın hayat dolu yerlerinden bir diğeri de Sveti Stefan Adası. Ada, yeşilin ve mavinin hayatın her anıyla iç içe geçtiği muhteşem bir renk cümbüşüne sahip. Rivayete göre burası bir zamanlar Budva’da silah deposu olarak kullanılıyormuş. Civarda turizmin gelişmesiyle birlikte bir otel zinciri tarafından satın alınmış ve restorasyon sonucunda da güzel bir tatil mekânı hâline getirilmiş. Akıllara Karadağ’ın Hawaii’si olarak kazınmış olan bu eşsiz adada çok sayıda farklı bitki ve hayvan türünü bir arada görebiliyorsunuz.

Tarihi sahil

Budva’nın yüzlerce yıllık tarihinin, mükemmel Adriyatik sahili ile birleştiği manzarayı görmek isteyenlerin ilk durağı olan ve tarihi M.S. 6. yüzyıla dayanan Hisar (Citadel), özellikle Budva’yı dışardan gelen tehlikelere karşı koruma amacıyla yapılmış.

Aziz Ivan Kilisesi

Aziz Ivan Kilisesi.

Budva’nın merkezinde görkemli mimarisiyle ziyaretçileri etkileyen birçok kilise bulunuyor. Bunların arasında görülmesi gereken ilk kilise, konumu ve mimarisi dolayısıyla Aziz Ivan Kilisesi. Duru güzelliğiyle görenleri etkileyen kiliseyi izlerken içinizin huzurla dolduğunu hissedeceksiniz. 13. yüzyılda inşa edilmiş olan kilisedeki eşsiz tablolar ise başlı başına bir sanat galerisi... Kiliseye daha sonra eklenen saat kulesi de eşsiz bir bütünlük yaratmış durumda.

Sevgilisini bekleyen balerin

Budva Old Town’dan çıkmaya karar verdiğinizde görmeniz gereken ilk yapı denizin ortasında zarafetle sizi bekleyen balerin heykeli. Alışıldık ama bir o kadar da etkileyici bir hikâyesi var balerin heykelinin.

Sevgilisinin seferden dönmesini dört gözle bekleyen bir kadın, kendini sevgilisine yakın hissetmek için sık sık sahile geliyor ve sahilde dans ediyor. Yerli halk artık bu kadını tanıyor ve ona duydukları şefkat ve yakınlıktan dolayı ölümünden sonra anısına heykelini yaptırıp denize yerleştiriyorlar. Başka bir rivayete göre de bu kadın sahilde yaptığı yoğun antrenmanlar sonucu orada ölen bir balerin. Hikâyesinin hangisi olduğu kesin olmasa da bu balerin heykelinin kesinlikle görülmesi gerekiyor.

Sevgilisini bekleyen balerin.

Budva; tatilcilerin hem sanat hem tarih hem de deniz tatilini aynı anda yapabileceği, gezilmesi ve görülmesi gereken keyifli ve hayat dolu bir şehir. Giderken mutlu olacağınız, dönerken ise muhtemelen üzüleceğiniz bir gezi sizleri bekliyor.

*Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.