Depremin bir diğer mağduru: Hayvanlar

PINAR ŞENLİ
Abone Ol

6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler 10 ili yıktı geçti. Yaklaşık 45 bin kişinin hayatını kaybettiği depremde, 10 il yerle bir oldu. Evler, iş yerleri, okullar, hastaneler yıkıldı, depremin vurduğu her yerde adeta hayat durdu. Deprem yalnızca insanları değil hayvanları da etkiledi. Sokak hayvanları yiyecek yemek ve kalacak yer bulamadı, evcil hayvanlar enkaz atında kaldı, kurtarılanlar da ya sahiplerini bulamadı ya da barınaklarda sahiplerini beklemeye başladı. Bunun yanı sıra, hayvanlar arama-kurtarma çalışmalarına da katkı sağladı. Eğitimli köpekler enkazları didik didik aradı, günlerce mesai yaptı. Kısaca deprem yalnızca insanların dünyasını değil, hayvanlarınkini de her yönden etkiledi. Bizde depreme dair hayvanlara ilişkin gelişmeleri sizler için derledik.

Kaybolan evcil hayvanlar bulunuyor

GörenDuyan.

Deprem sırasında insan kendi canını kurtarmak adına çoğu zaman evcil hayvanlarını hemen kafese koyup dışarı çıkarmayı akıl edemeyebiliyor. Bu nedenle doğal afetlerde genellikle evcil hayvanlar evlerde kalıyor. Kahramanmaraş depreminde de bu duruma sıklıkla rastlandı. Bunun üzerine depremde zarar gören insanlarda olduğu gibi hayvanlar için de Türkiye genelinde seferberlik başlatıldı. Evcil hayvanları deprem sırasında kaybeden ya da hasarlı binalarda bırakmak zorunda kalan depremzedeler için yardım platformları oluşturuldu. Pativer, o platformlardan biri. Buradan kaybolan hayvanlar için ilan açılabiliyor, hayvanların fotoğrafları, isimleri, bulundukları lokasyon gibi bilgileri eklenebiliyor. Bir diğer platform Görenduyan... Aslında bu platformda farklı kategorilerde kayıp ve çalıntı ilanı verilebiliyor. Ancak son dönemde deprem bölgesinde kaybolan birçok evcil hayvan için de ilan eklenmiş durumda. Platformda yer alan ilanda; kayıp evcil hayvana dair açıklamalar, sahibinin iletişim bilgileri, konumu, ismi, cinsi, tüy rengi, tasmasının olup olmadığı gibi bilgiler yer alıyor. Bu gibi platformlar dışında aktif sosyal medya hesapları da mevcut. Bu sayfalardan verim alınabilmesi için ilk olarak şehir odaklı olanları tercih etmek gerekli. Zira ne kadar küçük bir alanda arama yaparsanız, evcil hayvanınızı bulma şansınız o kadar yüksek. Misafir ol, ÇakBiPati gibi sayfalarda hayvan sahiplendirilmesi adına yardım yapıyor. Evcil hayvanınızın bu sayfalarda olup olmadığını da kontrol edebilirsiniz.

Veterinerler iyileştiriyor, mama yardımları geliyor

Kaybolan hayvanların dışında, sahibinin yanında olan ya da sokakta yaşayan hayvanlar için de çalışmalar yapılıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, depremden etkilenen hayvanlar için bölgeye yem ve mama desteği sağlıyor. Binlerce ton hayvan yemi ve sokak hayvanları için 40 tonun üzerinde mama deprem bölgelerine gönderildi. Ayrıca barınakları zarar gören hayvanlar içinde hayvan çadırları kuruldu. Bakanlığın yanı sıra, HAÇİKO ve Mamasepeti.com iş birliğinde deprem bölgelerindeki sokak hayvanları için 50 ton mama yardımı başlattı.

Depremden zarar gören, yara alan hayvanlar da unutulmuş değil. Tarım ve Orman Bakanlığı personeli veteriner hekimler ve gönüllü veteriner hekimlerin desteğiyle deprem bölgelerinde hayvanların tedavi ve kontrolleri de yapılıyor. ATAUNİ ekibi de gezici hayvan hastanesi olarak deprem bölgesinde görev alıyor. Birçok noktaya da hayvanlar için çadır hastaneler kuruldu. Ayrıca birçok veteriner klinik hayvanları ücretsiz tedavi ediyor.

Felaketin görünmez kurtarıcıları

Meksika arama kurtarma köpeği Proteo.

Deprem bölgesindeki hayvanlar yalnızca depremzede olanlar değil. Onları ve insanları enkaz altından kurtarmak için çalışan hayvanlar da var. Ateş, Sıla, Rüzgar, Çakıl, Rex, Kiara, Tori, Orly ve daha niceleri… Bu eğitimli köpeklerin her biri enkaz altındakilere canlı ulaşabilmek için canla başla çalıştı. Kimi Ankara’dan geldi kimi Balıkesir’den kimi ise dünyanın öbür ucunda. Türkiye’nin ve dünyanın farklı köşelerinden gelen bu can dostları hayat kurtarabilmek için saatlerce hünerlerini sergiledi. Enkazlara girip çıktı, koku yeteneklerini kullandı, canlı bir depremzede bulduğunda ise kurtarma ekiplerine yön verdi. Hatta o kadar yoğun mesailer yaptılar ki bazılarının ayaklarının altı, dizleri, gözleri yaralandı. Bu hayvanlar arasında öylesi var ki görev başında hayatını kaybetti. Meksika arama kurtarma köpeği olan Proteo... Adıyaman’da arama-kurtarma çalışmalarına katılan Proteo, enkazda canlıların yerinin tespiti için çalıştığı sırada hayatını kaybetti. Hem ekibini hem de tüm Türkiye’yi üzen bu olay köpeklerin sadakatini bir kez daha bize göstermiş oldu. Proteo’nun anısına ismi birçok yere verildi. Anlayacağınız depremin hem mağduru hem de kurtarıcısı arasında yer aldı hayvanlar…

Hayvanlar depremi önceden hissediyor mu?

Hayatımızın her anında olan hayvanların depremi hissettiğine ilişkin iddialar da bulunuyor. Peki, bu doğru mu? Evet. Bilim insanları hayvanların depremin öncül sarsıntılarını saniyeler veya dakikalar önce hissedebileceğini belirtiyor. Bunun sebebi ise depremin merkezindeki sarsıntılar etrafa şok dalgası olarak yayılıyor. İnsanlar bu ilk dalgaları hissetmezken hayvanların bunları hissetmesi mümkün. Buna örnek verilebilecek hayvanlar da var. Mesela filler ve kuşlar çok düşük frekanstaki sesleri ve sarsıntıları duyabilir. Kemirgenler ise insanların duyamayacağı parçalanan kayalardan çıkan yüksek frekans dalgalarını duyuyor. Bunlarla ilgili kayda geçmiş olaylar da mevcut. Milattan önce 370 yılında Romalı yazar Aelian, deprem yaşanmadan önce yılanların, farelerin ve böceklerin Helike şehrini terk ettiğinden bahsediyor. 1975'te ise normalde kış uykusunda olan yılanların Çin'in Haiçeng şehrinde yaşanan 7,3 büyüklüğündeki depremden önce terk ettiği belirlenmiş. 2016 yılında da binlerce kuş Oklahoma'daki deprem öncesi şehirden ayrılmış.

Bu bilgileri okuduktan sonra herkesin aklında şu soru geliyor: Hayvanlar hissediyorsa depremi onların desteğiyle önceden bilememiz mümkün mü? Bu sorunun cevabı ise ne yazık ki hayır... 2018 yılında Amerikan Sismoloji Topluluğu dergisinde yayınlanan bir makalede, bu alanda daha önceden 180 çalışma yapıldığı ancak anormal hayvan davranışlarının, depremleri belirlemesi açısından yeterli olmadığı ileri sürüldü. 2020 yılında Alman bilim insanlarının yaptığı çalışmalarda da bunu destekleyen sonuçlara ulaşıldı.