Duvarlarında dalgınlıkları saklayan şehir: Valparaiso

ÖMER MUSA TARGAL
Abone Ol

Depreme karsı hassasiyetinedeniyle savunmasız, tepeyamacına uzanan hareketli limanıyla‘Pasifik’in Mücevheri’ adını alanValparaiso, tepelerindeki inişli çıkışlırenkli labirent sokaklarıyla şair veyazarlara adeta bir ilham kaynağı.

Şili'nin başkenti Santiago’dan yalnızca bir buçuk saat uzaklıktaki sahil şehri, mimari özellikleri, tarihi ve kültürel katkıları nedeniyle UNESCO tarafından Dünya Mirası Sit Alanı olarak tanınmış. Sokak sanatı ve bohem hayatı için vazgeçilmez bir durak Valparaiso.

Tepelerden oluşan bir şehir

Valparaíso Büyük Okyanus'un kuzeye açılan resimsi bir koyunda bulunur ve Dünyanın en güzel şehirlerinden biri olarak kabul edilir.

Valparaiso tepelerle çevrili bir şehir. Ancak şehir merkezi kuralcı bir planla inşa edilmiş. Bu nedenle şehirde yürüyüşe çıkmak ayrı bir keyif. Güzergâhlar arasındaki Ruben Dario ve Carvallo yürüyüş yolları, şehrin sahil şeridi ve plajlarını görme imkânı sunuyor. Tepelere uzanan renkli sokaklarda ara ara asansörleri kullanarak yürüdükten sonra ulaşılan seyir terasları ise ayrı bir güzelliğe açılıyor. Tarihi şehir merkezi içinde gezerken geleneksel "troles" otobüslerini kullanmak nostaljik bir tecrübe.

Neruda'nın güzel sığınağı: Valparaiso
SkyRoad

Alegre ve Concepcion tepeleri

Valparaiso’nun kültürel simgelerinden kabul edilen Alegre Tepesi, sokak sanatlarının bulunduğu ve restoranlanlarla çevrili efsanevi bir tepe. Buraya da Sotomayor Meydanı’ndaki Peral asansörüyle ulaşabilirsiniz. Her sokakta resim, müzik ya da şiirleriyle çeşitli türlerde sanatlarını icra eden yerel sanatçılarla karşılaşabilirsiniz. Burada görebileceğiniz yabancı sanatçılar ve ziyaretçilerle birlikte tepede büyülü, çok kültürlü bir ortam oluşuyor.

Concepcion Tepesi’ne çıkmak içinse aynı adlı asansörü kullanmak gerekiyor. Şehrin en popüler turistik noktalarından biri olan bu tepede, restoranlar ve seyir terasları bulunuyor. Paseo Gervasoni yürüyüş yoluna da bu noktadan ulaşabilirsiniz.

Şili Kongresi bu şehirde bulunur.

Şehrin kimligi: Duvar sanatları

Valparaiso, Güney Amerika’nın duvar sanatı başkentlerinden biri.

Şehirdeki Cielo Alberto Müzesi’nde, Katolik Üniversitesi Sanat Enstitüsü öğrencilerinin 1969-1973 yılları arasında yarattığı 20 klasik renkli duvar sanatı örneği mutlaka görülmeli.

Espiritu Santo asansörü sizi oraya taşıyacaktır. Valparaiso’nun sokakları duvar sanatı örnekleriyle kaplı. Şehrin kendisi adeta bir açık hava sergisi gibi. Aslında bu kültür 70’li yıllarda Pinochet rejimine karşı bir protesto hareketi olarak başlar. Günümüzde ise bu tepeli şehirdeki terk edilmiş evlerin ve hatta merdivenlerin boyanması için hükümetin sanatçılara büyük desteği var. Alegre Tepesi’ndeki Templeman Sokağı, duvar sanatı örneklerinin görülebileceği en renkli ve hayat dolu mekanlardan biri.

Pablo Neruda ve La Sebastiana

Edebiyat, müzik ve diğer sanat eserlerine konu olmuş olan şehir, ülkenin kültürel başkenti olarak geçer.

Şili’nin Nobel Edebiyat Ödüllü şairi Pablo Neruda, hayatının önemli bir kısmını Valparaiso’da geçirir. Yazarın kaldığı modern evin adı La Sebastiana. Bir müze eve dönüştürülen La Sebastiana, Neruda’nın Valparaiso’da kaldığı dönemdeki hayatı hakkında bilgi sahibi olmak isteyen ziyaretçilerin uğrak yeri.

Sanatçı sokağına dokunduğunda: Selaron Merdivenleri
SkyRoad

Valparaiso’a gün batımı

Valparaiso’nun tepelerindeki seyir teraslarından okyanusa doğru gün batımını seyretmenin verdiği hazzı tarif etmek zor. Ancak sahil şeridinden şehre bakarak gün batımını seyretmek de oldukça ilginç. Gün batarken tepeleri saran rengârenk evlerin kademe kademe solan renklerini gözlemlemek, insanı zaman ve değişim üzerine düşüncelere daldırıyor.