Erciyes’in incisi: Kayseri

SKYROAD
Abone Ol

Erciyes Dağı’nın eteklerine kurulmuş olan bu güzide şehir, İç Anadolu Bölgesinin en büyük şehirlerinden bir tanesi. Tarihin hemen her döneminde önemli bir yeri bulunan Kayseri, Hitit, Bizans, Selçuklu ve Osmanlılara ev sahipliği yapmış. Kent, her ne kadar günümüzde genel olarak sanayi şehri olarak bilinse de birçok doğal ve kültürel güzelliği de bünyesinde barındırıyor. Ayrıca bütün bu güzelliklerin yanı sıra Kayseri, pastırma ve sucuğun başkenti.

Şehrin ismi nereden gelir?

Kayseri'nin mevcut adını alış tarihi M.S. 17. yüzyıla denk geliyor. Kapadokya Kralı, Roma İmparatoru'nun onuruna şehre "Kaisareia" adını vermiştir, şehir bu adla ünlenmiş ve geliştirilmiştir. Ancak aynı yıllarda Anadolu'da aynı adla başka şehirler de bulunduğu için burasını diğerlerinden ayırmak amacıyla (Erciyes'in kenarındaki Kaisareia) - (Kapadokya'nın başkenti Kaisareia) - (Anadolu''nun öncü şehri Kaisareia) gibi adlar verilmiştir. Şehrin "Kayseri" olarak okunuşu 7. yüzyılda Arap ordularının şehri ele geçirmelerinden sonra olmuştur. Şehir, o tarihten bu yana bu adla anılmaktadır.

Tarihçe

Kayseri yakınlarında bulunan “Kültepe” ve “Karahöyük”te M.Ö. 15. yüzyıla ait Asur ve Hititlerden kalan eserler bulunmuştur. Asurlulardan sonra M.Ö. 6. yüzyılda bölgeyi Persler istila etmişlerdir. M.Ö. 380 tarihlerinde Kayseri civarında Kapadokya Krallığı kurulmuştur. Şehir, M.Ö. 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu Birliğine katılmıştır. M.S. 17. yüzyılda birlik dağılınca Roma İmparatorluğunun vilayeti hâline gelmiştir. M.Ö. 77. yüzyılda Ermeni Derebeyi Tigran, Kayseri’yi ani bir baskınla yağma etti. M.S. 260 yılında Sasani Şahı Şahpur, Kayseri’yi yağma edip 12.000 Yahudiyi öldürmüştür. O tarihlerde nüfusu 400.000’i aşan Kayseri, dünyanın sayılı büyük şehirlerindendi. M.S. 395’te Roma İmparatorluğu ikiye bölününce bu bölge (Kapadokya) Doğu Roma'nın payına düştü. Kayseri Hristiyanlığın en büyük merkezlerinden biriydi.

İmparator Justinianus, M.S. 6. yüzyılda Kayseri’yi surlarla çevirdi ve şehre imar faaliyetlerinde bulundu. Emeviler zamanında İslam orduları Kayseri’yi dört defa fethettiler. Fakat bölge sonradan tekrar Bizans’ın eline geçti. Türkler Kayseri’yi Malazgirt Zaferi'nden önce ele geçirdiyseler de tam olarak 1071 yılındaki zaferden sonra hakimiyet kurmuşlardır. I. Süleyman Şah, Kayseri’yi Selçuklu sınırlarına dahil etmiş ve şehir Konya’dan sonra devletin ikinci büyük şehri hâline gelmiştir. Kayseri, 1071’den bu yana bir daha işgal ve istilaya maruz kalmamıştır.

Kurşunlu Cami.

Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubât zamanında en parlak devrini yaşayan şehir, bu dönemde Selçukluu Devleti'nin başkenti olmuştur. Bugün Kayseri’deki tarihi eserlerin çoğu Selçuklu devrinden kalmadır. Selçuklulardan sonra İlhanlılar bu bölgeye hakim oldular. Şehir 1398’de Sultan Yıldırım Beyazıt tarafından fethedildi ve Osmanlı Devleti'ne katıldı. Dört sene sonra 1402’de Timur ile yapılan Ankara Savaşı'ndan sonra Kayseri’yi Karamanoğulları ele geçirdi. Karamanoğulları, Kayseri’yi Dulkadiroğulları Türk Beyliğinden geri alınca, Sultan II. Murad Han 1436’da Kayseri’yi yeniden alarak Dulkadiroğulları Beyliğine verdi. Karamanoğulları Beyliği bir süre sonra Kayseri’yi yeniden ele geçirdi. Karamanoğulları Beyliği Osmanlı Devletine katıldığı için Kayseri, Dulkadiroğulları Beyliğinin idaresindeydi.

Yavuz Sultan Selim Han 1515’te Kayseri’yi Osmanlı Devleti'ne katınca Karaman (Konya) eyaletinin (beylerbeyliğinin) yedi sancağından (vilâyetinden) birinin merkezi oldu. 1825’te Kayseri’nin nüfûsu 100.000'di. Tanzimattan sonra Ankara eyaletinin (vilayetinin) beş sancağından biri oldu, üç kazası vardı. Cumhuriyet devrinde bütün sancaklara "vilayet-il” denilince Kayseri vilayet oldu. “Kaysarîye” ismi "Kayseri" oldu

Kayseri nerededir?

Kayseri, İç Anadolu Bölgesi'nin güneyinde yer alır. Sivas, Yozgat, Niğde, Nevşehir, Adana ve Kahramanmaraş ile komşudur.

Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi.

Şehre ne zaman gidilmeli?

Ziyaret etmek için en uygun dönem yaz ayları olsa da Kayseri, kışın kayak merkezleri ile de ziyaretçiler tarafından oldukça ilgi görmektedir.

Şehri gezerken çalma listesi

  • - Zühre Varışlı - Yarim İstanbul'u Mesken Mi Tuttun
  • - Candan Erçetin - Erkilet Güzeli Bağlar Bozuyor
  • - Barış Manço - Gesi Bağları
  • - Kardeş Türküler - Kayseri Yolunda

Kayseri 5’lisi

Kayseri Kalesi ve Surlar.

Kayseri Kalesi ve Surlar:Roma Dönemi'nde, 3. yüzyılda yapılan Kayseri Kalesi, Selçuklu Sultanı I.Alaeddin Keykubat zamanında yeniden yapılarak bugünkü şeklini almıştır. Karamanoğulları ve Osmanoğulları zamanında olmak üzere iki kez tamir görmüştür.

Kayseri Arkeoloji Müzesi:Hititler'den bu yana pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Kayseri'nin ilk çağlarına ışık tutmaktadır. Özellikle Asur kolonilerinden olan Kaniş-Karum yerleşkesinde bulunan başta yazılı tabletler olmak üzere binlerce eser ile Roma - Bizans dönemine ait birçok eser müzede yer almaktadır.

Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi:"Çifte Medrese” olarak da bilinen Gevher Nesibe Darüşşifası ve Gıyasiye Medresesi, Selçuklu hükümdarlarından II. Kılıçarslan’ın kızı Gevher Nesibe Sultan’ın vasiyeti üzerine, kardeşi I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 13. yüzyılda yaptırılmıştır. Bir kısmında Selçuklu Medeniyeti'ni ön plana çıkaran müze, diğer kısmı ile şifahiye özelliğini ön plana taşımaktadır.

Kurşunlu Cami:Mimar Sinan’ın 1573 yılında inşa ettirdiği ve asıl adı Hacı Ahmet Paşa Camisi olan bu cami, Klasik Osmanlı dönemi mimarisinin başarılı bir örneğidir. Merkezi kubbesinin kurşunla kaplı olması sebebiyle “Kurşunlu Cami” adını almıştır.

Erciyes Dağı:Kayseri'nin bir sembolü hâline gelmiş olan Erciyes Dağı'nın zirvesinde geçmişte Bizans rahiplerinin inzivaya çekildiği bilinen mağaralar bulunmaktadır. Sönmüş bir küme volkan olan Erciyes Dağı'ndan çıkan küller Peri Bacaları'nı ve Hasan Dağı'nı oluşturmuştur.

Kayseri’de ne yenir?

  • Kayseri Mantısı
  • - Kayseri Mantısı
  • - Örgülü Pilav
  • - Çiriş Yemeği
  • - Pastırma
  • - Cıvıklı
  • - Sucuklu Köfte
  • - Pöç Kebabı
  • - Nevizene
  • - Elde Kesme Kadayıf

Kayseri’nin meşhuru

Ülkemizin eşsiz güzellikteki eserlerinin mimarı ve dünya mimarlık tarihinin ustalarından biri olan Mimar Sinan, Kayseri'nin Ağırnas Köyü'nde dünyaya gelmiştir. 1511'de, Yavuz Sultan Selim döneminde devşirme olarak İstanbul'a gelmiş ve Yeniçeri Ocağı'na alınmıştır.