Erdebil: Eskinin büyük güzelliği

YUSUF SAMİ KAMADAN
Abone Ol

İran’ın tarihi ve kültürel bakımdan bir hayliönemli şehirlerinden biri olan Erdebil, Savalandağ silsilesinin eteklerinde, denizseviyesinden 1500 metreden fazla yüksekliktekiplatoda kurulan bir kent. Her nekadar ne zaman kurulduğuyla alâkalı net birbilgi olmasa da şehrin boy gösterdiği tarihinSâsânîler dönemine kadar gittiği ifadeediliyor.

Hazar Denizi’nin yakınlarında bulunan şehir bulunduğu yükseklik itibarıyla yaz mevsiminde misafir ettiklerine oldukça güzel hava şartları sunarken, sonbahar da dahil olmak üzere kışın gelen ziyaretçilerine dondurucu soğuk yüzünü gösterebilir.

Şehir nüfusunun çoğunluğunu Azerbaycan Türkleri oluşturur.

İslam hakimiyeti altına girmesinin ardından tanınan bir şehir mevkiine gelen Erdebil, özellikle Bâbek liderliğindeki siyâsî gelişmenin merkezi olması hususiyetiyle kulaklara kendisini bir hayli aşina kılar. Sonrasında bölgeye hakim olan Türk hanedanı Sâcoğulları’nın merkezi olurken, hususen bu tarihten itibaren ilerleme kaydeder. Bulunduğu mevki itibarıyla hem iktisadi hem de ictimai bakımdan gelişme kaydeden şehir, hiç şüphesiz başka devletlerin de iştahını kabartır. Özellikle 13. yüzyıl şehir için büyük bir yıkım meydana getirir. Kuzeyden gelen Gürcü ordusu şehri yakıp yıkarken, sayısız insanın da canını alır. Bu felaketten çok daha büyüğü Moğol istilası olur ki şehir hem iktisadi hem ictimai bakımdan bir hayli büyük bir darbe almış olur. Fakat yine de toparlanmayı başarır. 1229 yılında ölen ve Erdebil’i de ziyaret eden dönemin önemli seyyah ve coğrafyacılarından Yâkût el-Hamevî Erdebil şehrinin Moğol istilasından kısa bir zaman sonra yeniden kurulduğunu ve hatta öncekinden daha da mamur hâle geldiğini ifade eder.

Halkın dili Azerice'dir.

Bir çöl melikesi: Yezd
SkyRoad

Erdebil isminin hiç şüphesiz akıllara kazınması burada temeli atılan Safevîler ile olur. Önce bir tekke mevkiinde olan, sonra devletleşen hüviyet arzeden Safevîler için burası hem siyasi hem de dini özellikte bir yerdir. Safiyyüddîn-i Erdebîlî tarafından kurulan sûfî yol, döneminde öylesine önemli bir mevkie gelir ki İslamiyet’in o dönem İran’a hakim İlhanlı Devleti’nin resmî dini olmasını sağlayan İlhanlı hükümdarı Gâzân Han’ın ve bu devlet ricalinin desteklerine mazhar olur. Vefatının akabinde dergâhın bahçesine defnedilen Şeyh Safiyyüddîn her ne kadar sünnî olsa da bilindiği gibi sonraki dönemlerde tekkeden devlete dönüşüm olurken bu yapı da şîîleşir. Şeyh Safiyyüddîn’in mezarının merkezde bulunduğu dergâh ise bugün gelinen noktada farklı birim ve yapıların bulunduğu bir kompleks hüviyeti arzeder ki hiç şüphesiz Erdebil’deki görülmeye değer ilk yeri de burası meydana getirir. 1334’te vefatının ardından gömüldüğü ve sonradan yapılan eklemelerle boy gösteren Şeyh Safiyyüddîn’in mezarı, gerçekten de büyüleyicidir. Mavi sırlı tuğlalar ile Allah isminin yazılı olduğu burç, bu hususiyetinden dolayı Allah Allah Burcu olarak bilinir. Bu kompleks içerisinde yer alan Kandilhâne ve ayrıca Çinihâne de sahip olduğu göz alıcı estetiğiyle göz doldurucudur. Mevcut hususiyetleriyle bu külliye Safevî sanatının zirve eserlerinden birini meydana getirir.

  • 1828 yılında gerçekleşen Rus işgali sebebiyle burada bulunan pek çok kıymetli parça maalesef Ruslar tarafından kaçırılır ki bu eserler bugün hâlâ Peterburg şehrinde yer alan Ermitaj Müzesi’ndedirler.

Abbasiler devrinde Erdebi bölgedeki askeri ve idari merkezlerden biri olmuştur.

Tabii böylesine kadim şehirlerin olmazsa olmazı olan kapalı çarşı Erdebil’de de günümüzde ayaktadır. Erdebil’in gelişmesini sağlayan sebeplerden birini de aslında ekonomik bakımdan kendisine getiri sağlayan mevkii meydana getirir. Önemli bir ticari meta olan ipeğin Anadolu topraklarına ihraç edilmesi döneminde Erdebil üzerinden mümkün oluyordur. Geçirdiği yıkımlar sebebiyle Erdebil tarihi birikimini tamamıyla bugüne taşıyamamış fakat yine de Selçuklu ve Safevî dönemi eserleriyle göz doldurur. Özellikle Balıklı Çay üzerinde bulunan tarihi Safevî köprüleri varlığını bugün de devam ettirirken, Balıklı Çay’da yapılan bir gelenek de hâlâ canlılığını sürdürür. Her yıl Nevruzdan önceki son Çarşamba gününün sabahı binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen renkli tören, bölge halkı tarafından inanıldığı şekliyle dua ve niyetlerin kabul edildiği bir zamandır. Pek çok lezzet imkanı da sunan Erdebil’de, özellikle yenilen güzel bir yemeğin ardından lezzetli çayların içileceği bir kahve size şehirle alâkalı çok daha fazla şey öğretecektir.