Fransa-İspanya sınırında üç günde keşfedilecek Bask rotası
İspanya’nın kuzeyi ile Fransa’nın güneybatısında yer alan Bask Bölgesi, kendine özgü kültürü, yemekleri ve doğal güzellikleriyle yaz mevsiminde tercih edilebilecek en güzel bölgelerden biri… Bask Bölgesi’nin en gelişmiş şehri Bilbao, kırmızı-beyaz ahşap evleriyle ziyaretçilerini kendine hayran bırakan küçük balıkçı kasabası Saint-Jean-de-Luz ve Avrupa’nın sörf merkezi Biarritz’i gezerek üç günde Bask kültürünün kalbine unutulmaz bir yolculuk yapabilirsiniz…
Fransa-İspanya sınırının iki yanında, Pireneler’in dağlık ve ormanlık bir bölgesinde yer alan Bask Bölgesi, kendine özgü yaşam şekli, lezzetleri ve doğal güzellikleriyle yepyeni bir kültür keşfetmek isteyenler için bu yazın en iddialı rotaları arasında göze çarpıyor. Fransızca ile İspanyolca’dan tamamen farklı, karışık diliyle tanınan Bask Bölgesi’nde unutulmaz bir tatil geçirmek için ilk durağınız bölgenin en gelişmiş şehri Bilbao olabilir.
Küllerinden doğan şehir: Bilbao
İspanya’nın üçüncü büyük kenti olan Bilbao, 1300 yılında Edna nehri üzerinde kurulmuş. Bir dönem iç liman görevi gören, sonrasında Sanayi Devrimi ile endüstri kentine dönüşen bu şehrin çehresi 1997 yılında açılan Guggenheim Müzesi ile tamemen değişmiş. Nervion Nehri’nin kıyısında, ödüllü mimar Frank Gehry’nin demir, beton ve cam ağırlıklı binayı titanyum paneller ile kaplayarak tasarladığı bu binada, dünyaca ünlü sanatçıların 20. yüzyıl sanat eserlerini görebilmek mümkün.
Mimarisinde sürrealizmin izlerini taşıyan Guggenheim“Art after Dark” etkinliği kapsamında gece 22.00’den01.00’a kadar müzik eşliğinde sergileri gezebilirsiniz. Tasarımı ve mimarisiyle oldukça sıradışı bir görüntüye sahip olan Guggenheim Müzesi’ni ziyaret ettikten sonra rotanızı şehrin en büyük katedraline ev sahipliği yapan Casco Viejo’ya (Eski Şehir) doğru çevirebilirsiniz. Yedi sokaktan oluştuğu için Siete Calles (7 Sokak) olarak da adlandırılan Casco Viejo, Bilbao’da eğlence hayatın kalbinin attığı yerler arasında öne çıkıyor.
Akşam saatlerinde hareketlenen bu bölgede, turistik eşya dükkanlarına ve butiklere bakabilir,cafe ve restoranda Pinxto adı verilen aperatif tabağını deneyebilirsiniz. Bilbao’da Pinxto yemek ve kahvenizi içmek için Plaza Nueva ve şehrin ana caddesi Gran Via diğer seçenekler arasında yer alırken, şehrin en güzel panaromasını görmek için Artxanda Funiküleri’ni kullanabilirsiniz. Okyanus dahil eşsiz bir manzarayla karşılaşacağınız Artxanda Tepesi’nde muhteşem fotoğraflar çekebilirsiniz.
Hediyelik dükkanları ile dolu yaya caddelerinde alışveriş yapabileceğiniz ve rengarenk evlerinin önünde onlarca fotoğraf çekebileceğiniz Saint-Jean-de-Luz’de sokaklarda folklor yapan orta yaş üstü insanların danslarını zevkle izleyebilirsiniz.
Bask Bölgesi’nde şirin bir kasaba: Saint-Jean-de-Luz
Bilbao’da İspanya’daki Bask kültürüne dair birçok şey öğrendikten sonra rotanızı Fransa’ya doğru çevirebilirsiniz. Bask Bölgesi’nin en şirin kasabalarından biri olarak tanınan Saint-Jean-de-Luz’e, Bilbao’dan araba kiralayarak bir buçuk, otobüse binerek üç saatte ulaşmanız mümkün. Kırmızı-beyaz ahşap evleri, küçük meydanları ve uzun bir sahil şeridiyle sizleri kendisine hayran bırakacak olan bu küçük balıkçı kasabasında, rahatlıkla yürüyerek gezebilirsiniz.
Hediyelik dükkanları ile dolu yaya caddelerinde alışveriş yapabileceğiniz ve rengarenk evlerinin önünde onlarca fotoğraf çekebileceğiniz Saint-Jean-de-Luz’de sokaklarda folklor yapan orta yaş üstü insanların danslarını zevkle izleyebilirsiniz. Buraya kadar gelmişken, kendinize ve sevdiklerinize, tüm dünyada Fransa ile özdeşleşen ve genellikle ressamların giydiği siyah ya da kırmızı Bask Beresi’nden almayı unutmayın.
Deniz mahsulü ve tatlı sevenler için tam bir cennet
Burada Bask Bölgesi’nin tarihine dair bilgi sahibi olmak isteyenler için Musée Grévin de Saint-Jean-de-Luz (Saint-Jean-de-Luz Grévin Müzesi) en doğru adres. Bölgenin tarihine yön vermiş kişilerin ve ünlülerin balmumu heykellerini görebileceğiniz bu müzenin ardından Saint-Jean- Baptiste Kilisesi’ni ziyaret edebilirsiniz. 1660 yılında Fransa Kralı 14. Louis ve Marie-Thérèse d’Espagne’ın düğününe ev sahipliği yapan bu kilisede kırmızı ve yeşilin en güzel tonlarını görebilirsiniz.
Birkaç güne sığdırdığınız Bask Bölgesi gezisinde Bask mutfağının nefis yemeklerini tatmadan dönmek yanlış olur. Bask usulü omlet ve tavuğun yanı sıra sayısız çeşitte deniz mahsulü yiyebileceğiniz Saint-Jean-de-Luz’de, bölgenin geleneksel tatlılarını da denemeyi unutmayın. Gâteau Basque (Bask Pastası) adı verilen, badem ve vişne ile hazırlanan keke bayılacaksınız. Hatta burada Gâteau Basque ile yetinmeyip Saint-Jean-de-Luz’e özel rengarenk makaronları görecek ve mutlaka tatmak isteyeceksiniz.
1800’lü yılların ortasında 3. Napoléon ve eşi İmparatoriçe Eugénie’nin gözde tatil yerlerinden biri olan Biarritz’e arabayla yarım, otobüsle bir saatlik bir yolculuğun ardından varabilirsiniz.
Kralların tatil yeri Biarritz
Saint-Jean-de-Luz’ün uzun sahil şeridinde keyifli bir gün geçirdikten sonra artık Avrupa’da sörfün merkezi Biarritz’e doğru yola çıkabilirsiniz. 1800’lü yılların ortasında 3. Napoléon ve eşi İmparatoriçe Eugénie’nin gözde tatil yerlerinden biri olan Biarritz’e arabayla yarım, otobüsle bir saatlik bir yolculuğun ardından varabilirsiniz. Bir zamanlar Ernest Hemingway,Bette Davis, Rita Hayworth, Gary Cooper ve Frank Sinatra gibi ünlülerin yanı sıra önemli politikacıların da yaz tatillerini geçirmeyi tercih ettiği Biarritz’de şehre gelir gelmez karşınıza çıkacak olan uçsuz bucaksız sahil sizi büyüleyecek.
İhtişamlı evleri ve otelleriyle dikkat çeken şehirde, kentin merkezindeki Grande Plage (Büyük Plaj) herkesin uğrak noktası. Siyah kıyafetlerini giymiş onlarca sörfçü ile karşılaşacağınız bu plajın ters istikametinde okyanusun şekillendirdiği kayalıkları görebilirsiniz. Bununla birlikte, aynı yerde, kıyıdan denize doğru uzanan ve üzerinde bir Meryem Ana heykeli olan Rocher de la Vierge (Bakire Kayası) gözünüze çarpacak.
Bu kayada ve bu kayanın dibindeki eski liman denilen Port Vieux Plajı’nda muhteşem kareler çekebilirsiniz. Manzarasıyla sizi kendine hayran bırakacak bu plajların ardından, şehrin kuzeybatısındaki kayalıkların ucunda bir deniz feneri görebilirsiniz.
1834 yılında yapılan ve denizden 73 metre yüksekte bulunan bu fener, Biarritz’in en yüksek noktası olarak göze çarpıyor. 248 merdiveni çıkarak, şehrin sahil şeridini, Biscay Koyu’nu ve arkasındaki dağları bir arada görerek unutulmaz bir panaroma ile karşılaşabilirsiniz. Bask Bölgesi’ne yaptığınız bu kısa yolculukta, son olarak, üçgen çatılı Bask evleri, dev dalgaları ve birbirinden lezzetli deniz mahsulleri ile kalbinizi çalan Biarritz’i de gördüğünüze hiç pişman olmayacaksınız.
*Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.