İzel: İnsan kendinden bir şeyler söylemediği an kenara çekilmelidir

GİZEM ERTÜRK
Abone Ol

Türk pop müziğinin yıllara meydan okuyan, çok sayıdahit şarkının güçlü temsilcisi İzel, 7 yıllık uzun bir aranınardından "Kendiliğinden Olmalı" adlı albümünü ArpejYapım etiketiyle müzikseverlerle buluşturdu. Albümdeki herşarkıda kendisinden ve yaşadıklarından bir parça olduğunusöyleyen sanatçı, seyahat etmeye dair bilinmeyenleri deSkyroad okuyucularıyla paylaştı.

90’lı yıllardan bugüne hâlâ bu ülkenin çok sevilen bir pop ikonusunuz… Bu size ne hissettiriyor?

29 sene gerçekten uzun bir süre... Öncelikle bu kadar uzun bir süre üretebilmek müzik adına doğru bir şeyler yapabilmek ve insanların duygularına hitap edebilmek çok güzel bir şey. İnsanların anlam dünyasında yer almak, onlara kendimden bir şeyler söylemek... Bunun için çok mutlu ve iyi hissediyorum.

İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı'ndan mezun oldu, üç telli kemençe eğitimi aldı.

Yeni bir albüm için stüdyoya girmeye karar verdiğiniz anı hatırlıyor musunuz?

Stüdyoya gerçekten girebileceğimi, hazır olduğumu hissettiğim an karar verdim.

Kayıtlar ve stüdyo aşaması ne kadar sürdü?

Kayıtlar ve stüdyo aşaması tam bir buçuk yıl sürdü. Bu biraz da benim titizliğimden kaynaklandı. Nitelikli bir işin ancak zamanın karşısında sakin kalarak ortaya çıkabileceğine inanıyorum.

Albümdeki şarkıların size hissettirdikleri hakkında ne söylersiniz?

Müzik dünyasına 1987 yılında Maksim Gazinosu'nda solistlerin arkasında kemençe çalarak adım attı.

Her şarkıyı tek tek anlatmam çok zor ama her şarkıda benden ve yaşadıklarımdan bir parça mutlaka var.

İnsan, ne söylerse söylesin kendinden bir parçayı oraya sürüklemiştir, dersek sanırım yanılmamış oluruz.

Şarkılarımın hepsinde ayrı bir duygu patlaması yaşadım.

Albümde İzel-Çelik-Ercan yeniden bir araya geldi diyebiliriz. Yeniden birlikte çalışmak nasıl bir duyguydu?

Albümün adında da olduğu gibi, bu kendiliğinden oldu, ikisinin de bana destek vermiş olması büyük mutluluk...

Dinleyicileriniz İzel – Çelik - Ercan’dan yeni şarkı ya da bir konser bekliyor. İleride böyle bir şey olabilir mi? Planlar var mı?

Bunun için sürekli bir araya gelip toplantılar yapıyoruz; yani üçümüz de bunu istiyoruz aslında ama doğru zamanın gelmesi gerekiyor demek ki.

İzel – Çelik – Ercan’a dair unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?

Anı değil belki ama 20 küsur yıl önce bir albüm yapıp unutulmak yerine hâlâ insanların bir araya gelmemizi beklemesi oldukça şaşırtıcı ve örneği görülmeyen bir durum. Anılar konusunda örnek vermekte çok zorlanıyorum açıkçası çünkü çok fazla komik ve şaşırtıcı anılarımız var.

1991 yılının sonlarına doğru üç tane üniversite öğrencisi, Ajda Pekkan'la Almanya'ya ön grup olarak turneye çıktı.

Müziğe dair gelecek planlarınız neler?

Her zaman bir önce ki albümde daha iyisini yapmak, kendimi tekrarlamamak çabasındayım, açıkçası ben genel olarak hayatımda uzun zamanlı planlar yapmam. Kendini tekrarlamak bahsine geri dönecek olursam, kendini tekrar eden insanın ulaşabileceği nihai bir son yok demek isterim.

Seyahat etmekle aranız nasıl?

Seyahat etmekle aram fazla iyi, en büyük zevkim diyebiliriz. Uzak yerlere gitmeyi sevdiğim için de havayollarını tercih ediyorum.

İdeal tatilinizi nasıl tanımlarsınız?

Sessiz sakin, dinlenmeye yönelik bir tatil benim için ideal tatildir. Bir de hiç görmediğim yerleri görüp keşfetmeyi çok severim. İtalya ve Fransa sahillerini gezip İtalyan yemekleri yemeyi çok seviyorum. Açıkçası Türkiye’de çok güzel yerler var ama 5 yıldızlı oteller yerine butik tatillerde sıcak ortamlarda olmak en güzeli...

En çok gitmek istediğiniz ülke hangisi?

Amerika’da özellikle Manhattan'a çünkü orada kendimi izlediğim filmlerin içinde gibi görüyorum.

Okuyucularımıza mutlaka görmelerini tavsiye ettiğiniz bir yer var mı?

İzel'in ilk solo albümü Adak, 1995'te çıktı.

Muğla Akyaka’ya bağlı Akbük adında bir sahil var. Herkesin görmesi gerekiyor bence.

Bir deAntalya Adrasan’ı görmelerini tavsiye ederim.

Açıkçası Türkiye’deki güzellikler dünyanın hiçbir yerinde yok.

Şarkılarınızdan hangisini bir şehre verirdiniz bu ne olurdu?

Muğla Fethiye’deki Cennet Koyu’na "Bir Küçük Aşk" adlı şarkımın ismini verirdim.

Bizim aracılığımızla okuyuculara iletmek istediğiniz bir mesaj var mıdır?

Gezip görmek en az okumak kadar önemli, işin içine görsel hafıza giriyor çünkü. Bir şey daha söylemem gerekirse, negatif mekanlardan ve insanlardan mümkün olduğunca uzak kalmak ruhumuz adına önemli bir şey. Sevgiyle ve gezgin kalın.