Japonya'da bir köy: Shırakawa go

GÜVEN ADIGÜZEL
Abone Ol

Ünlü bir internet sitesinin yaptığı seyahat eğilimleri araştırmasında‘ölmeden önce görülmek istenen ülkeler listesi’nde ilksırayı açık ara Japonya’nın aldığını gördüğümde, bu ‘tercih’e hiçşaşırmamıştım doğrusu. Evet, mümkündür. Herkes Japonya’yıgörmek ister. Japonya imgesi, zihnimizde her daim gizemli, uzakve cazibeli bir iz taşır. Hâlâ nefes alan binlerce yıllık gelenekselkültürün izinde/içinde, kendine özgü yaşam biçimleriyle dikkatçeken samuray soylu, çalışkan ve çekik gözlü insanların yaşadığıUzakdoğu’nun bu görsel mucizeler coğrafyasını adımlamak rüyagibi bir tecrübe olarak adlandırılabilir. Japonya’yı görmek insanızenginleştirir.

Köy, 1995'te UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edildi.

Japonya, dünyadaki dijital dönüşüme hatırı sayılır katkılar sunmuş teknoloji devi bir ada ülkesi. Engebeli ve zor bir coğrafya. Doğal felaketler de sürekli kapısında. Bu bağlamda ‘teknoloji ve tabiat’ın bu kadar güçlü şekilde bir arada yaşama şansı bulmasının ‘anlaşılır’ gerekçeleri olsa da, yine de imrenilecek bir sonuç çıkmış ortaya.

Japonya tam anlamıyla bir ağaç, doğa ve yeşillik cenneti.

Bu zorlu, cazibeli ve güzel coğrafyanın kadim izlerini sürmek ve sırlarını keşfetmek için; Tokyo, Nagazaki, Hiroşima ve Osaka gibi modern rotalar yerine, gerçek Japonya’yı arayanları da sevindirecek bir adres mevcut aslında… Her ne kadar ‘turistik’ bir lokasyon olsa da, Japonya adına hakikat barındıran bir yerleşke; Shirakawa-go. (Ogimachi Köyü)

Dünya mirasından biri

UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne alınmış özel bir yerleşim yeri olan, Shogawa Nehri Vadisi’ndeki Shirakawa-go, modernleşmeyle birlikte yok olmaya yüz tutmuş geleneksel Japon köylerinin tüm özelliklerini taşıyor, bu anlamda -komşu köyler Suganuma ve Ainokura’yla birlikte- son klasik örneklerden biri. Hâlâ yaşıyor olması güzel.

Shirakawa-go, Gifu prefektörlüğüne bağlı Shirakawa köyünde yer almaktadır.

Shirakawa-go’ya ulaşmak pek zor değil. Demirağlarla örülmüş bir ada ülkesi burası. Tokyo-Nagoya-Takamaya-Kanazawa hattını yer uçağı denilen hızlı trenlerle (shinkansen) yaklaşık 6 saatte geçtikten sonra varılan Kanazawa, Shirakawa-go’nun anahtarı durumunda. Buradan kalkan otobüslerle; tabiatın cömertçe sergilediği olanca güzelliğin-yeşilliğin ve kutsal bambu ormanlarının içinden geçerek, bitmesini istemeyeceğiniz 50 dakikalık bir yolculuk sonrasında ulaşmanın mümkün olduğu Shirakawa-go, zamana meydan okuyan olağanüstü atmosferiyle eski Japonya’yı hatırlatır ziyaretçilerine.

Kendine özgü mimarisiyle dikkat çekiyor

Köy, gassho-zukuri olarak bilinen mimari tarzda inşa edilmiş evleri ile ünlüdür.

Çatı mimarisiyle dikkat çeken ve bazıları 250 yıllık olan geleneksel gassho-zukuri çiftlik evleri, Shirakawa-go bölgesinin klasik atmosferini oluşturan en önemli yapı taşları arasında. Ellerin çenenin alt kısmında üçgen şekilde birleştirme seremonisinden (dua-selam) yola çıkılarak bu hareketin üçgen çatılara benzetilmesi, mimariye gassho-zukuri yani dua eden eller adının verilmesini sağlamış.

Üçgen çatılı geleneksel Japon köy evleri sürekli dua halindeler yani.

Bu güçlü sivri çatılar sayesinde zorlu kış şartlarının getirdiği ağır kar yağışının evlere zarar vermesi ve çatıları çökertmesi engelleniyor. Yüzyılların getirdiği bir mimari bilgelikle, bağlantı parçası kullanmadan inşa edilen bu geleneksel evleri başka bir ustanın bu sağlamlıkta yapması mümkün değil. İncelik ve bilgelikle yapılmış gassho-zukuri evlerinin en kıdemlisi, köydeki bütün ilgiyi üstüne toplayan Wada House.

Dağların arasında ele geçirilmeyecek yaban bir güzellik gibi parlayan, gizemli ormanlarla çevrelenmiş, samuray katanalarının seslerinin duyulduğu, sarp nöbetçilerle etrafı sarılı ve nehirlerle beslenip-yağmurlarla yıkanmış bu saklı güzelliğin içinde yürüyerek kaybolmak muhteşem, köye oldukça hâkim bir tepede bulunan meşhur seyir terasından izlemek ise paha biçilemez. Pirinç tarlalarının eşlik ettiği bu orijinal mimari manzara kesinlikle uzun bir seyre değecektir. Tarihi, doğası, mimarisi, havasıyla eski bir Japonya’yı görmek isteyenler için; Shirakawa-go.