Medeniyetin ruhu: Çeşmeler

ZEYNEP DİNÇER BERBİDEK
Abone Ol

İngilizce "fountain", Almanca "brunnen",Fransızca "fountaine" sözcükleriyle karşılanançeşme; Farsçadan dilimize geçmiş ve göz anlamınagelen "çeşm" sözcüğünden türemiştir.Osmanlı Türkçesinde de "kaynak" anlamındakullanılan sözcük, genellikle belli bir yerde toplananya da kaynaktan çıkan suyun borular yardımıylabir oluktan ya da musluktan aktığı suhazinesi olarak bilinmektedir.

Ayna taşlı lale nakışlı

III. Ahmet Çeşmesi, İstanbul'da Topkapı Sarayı'nın giriş kapısı ile Ayasofya arasında Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın önerisiyle III. Ahmed tarafından Perayton isimli bir Bizans çeşmesinin yerine inşa ettirilen çeşmedir.

İlk çeşmenin ne zaman ve nerede yapıldığı bilinmemekle beraber, çeşmelerin yoldan geçen, susayan veya yüzünü yıkayıp ferahlamak isteyenlere ikram ya da dua temennisiyle inşa edildiği söylenebilir. Kolay bir mimariye sahip bu yapıların ortak özelliği; depo mahiyetindeki hazne, suyun aktıktan sonra toplandığı kurna, musluk ve muslukların yer aldığı ayna taşına sahip olmalarıdır. Kurnalar içinde biriktirdikleri suyla özellikle hayvanların su ihtiyacını karşılamaları açısından önemlidir. Ayna taşı ise üzerine işlenen lale, gül yahut sarmaşık desenleri veya renkli aynalarla ziyaretçilerin göz zevkine hitap etmiştir. En üstte de çeşmenin adı yazar ve burayı inşa eden ustanın imzası bulunur.

Ayrılık Çeşmesi

Eskiden sefere çıkan Osmanlı askerleri, son hazırlıklarını tamamlamak üzere şehrin dışında inşa edilen "Ayrılık Çeşmesi"nde bir araya gelmiştir. Burası aynı zamanda kervanların, hacca giden grupların, kafile veya uzun yola çıkacak kimselerin de uğurlandığı alanlardır. Böylece adına uygun bu yerler, hem belirgin bir alan olması hem de dinlenmek amacıyla ideal mekânlar arasındadır.

Ayrılık Çeşmesi, İstanbul'un Kadıköy ilçesi Rasimpaşa mahallesi sınırları içinde kalan tarihî bir yapıdır. İlk inşa tarihine ilişkin kesin bir bilgi olmamakla birlikte 17. yüzyılın başında Kapı Ağası Gazanfer Ağa tarafından bir namazgâh ile birlikte yaptırıldığı sanılmaktadır.

Hem şerbet hem bal içeriz

Osmanlı döneminde duvar, şadırvan, köşe, medeniyet yahut köşk çeşmesi adlarıyla anılan yapılar, özellikle ortak su ihtiyacının karşılanması açısından önemlidir. Bilhassa özel gün ve gecelerde medeniyet çeşmesi adı verilen yerlerde çeşmelerden gül veya bal şerbeti, meşrubatlar, süt ya da şifalı sular akıtıldığı için burası ayrıca tanınmaktadır. Bunlar tüm insanlara özel günün önemini hissettirmek ve damaklarda unutulmaz bir lezzet bırakmak amacıyla ön plandadır.

Günümüz çeşmeleri

METALmorphosis, Çek sanatçısı David Černý'nın insan kafasının büyük bir kinetik heykelidir.

Günümüzde çeşmeler dinlenme ve ortak ihtiyaca hitap etme amacından biraz uzaklaşsa da dünyaca tanınan Davutpaşa Camii Çeşmesi (İstanbul), Trevi Çeşmesi (Roma), Metalmorphosis Çeşmesi (Amerika), Dalgıçlar Çeşmesi (Birleşik Arap Emirlikleri) ve Montjuïc'in Sihirli Çeşmesi (İspanya) vd. ilk akla gelen yapılar arasındadır. Bugün evrilerek de olsa çoğu yapının aşk, hüzün, ayrılık gibi nice duygunun merkezi sayıldığını da söylemek mümkün.