Mezopotamya'nın kalbinde: Mardin

DERYA UĞUR ÖNER
Abone Ol

Bir şehri tanımak için,özellikle de Mardingibi bir şehri, kültürünüanlamak ve tarihine uzunuzun bakmak gerekir.Sokaklarında kaybolmakgerekir bu şehri tanımakiçin.. Her seferindefarklı bir kapıdan girip, okapının aslında bize nekadar tanıdık geldiğini biranda fark etmek gerekir.Bir anda fark ederiz çünküMardin sokaklarında,bir dalgınlığın pesi sırasürüklenmişizdir.

Eşsiz bir güzellik

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Dicle Bölümü'nde yer alır. Suriye ile sınır komşusudur.

Günün ilk ışıklarıyla beraber Mardin sokaklarına iniyoruz. Şehrin daracık sokaklarında yürürken, altından geçilen kemerler ziyaretçileri kendine hayran bırakıyor. Kapı üstü ve pencere süslemelerini ve daha birçok detayı hayranlıkla seyretmeye koyuluyorsunuz ve şehir sizi siz de şehri bırakamıyorsunuz. Sonsuz bir gezintiye doğru yol almaktasınız, dikkatli olun. Çekiç seslerinin ağır adımlarınıza eslik ettiği sokaklarda her şey tarih ve alın teri…

Bir dönemi yaşamak

M.S 5. yüzyılda inşa edilen Deyrulzafaran Manastırı, muhteşem mimarisinin yanında Süryani mezhebinin önemli merkezlerinden biridir.

1932’ye kadar 640 yıl boyunca Süryani Ortodoks patriklerinin ikametgah yeriydi.

Manastır, Mardin’in 4 kilometre doğusunda, şirin bir dağ yamacında, Mardin Ovasına hakim bir noktada. Üç kattan oluşan Manastır 5. yüzyıldan başlayarak farklı zamanlarda yapılan eklentilerle bugünkü haline 18. yüzyılda kavuşmuş. Farklı zamanlarda yapılan eklentilere rağmen Manastır’ın adeta tek bir zamanda inşa edildiği havasını vermesi, bu ek yapıları inşa eden mimarların ne kadar maharetli olduklarını gösteriyor.

Şehirde uluslararası kuruluşlarca kültür mirası kabul edilmiş, koruma altına alınmış tarihi yapılar mevcuttur.

Moğol istilasından günümüze

Kasımiye medresesi geçmişten günümüze ulaşan en önemli üniversitelerindendir. Dönemin astronomi eğitimlerinin yanında kimya ve matematikte de ne denli önemli bir noktada olduğumuzun göstergesidir.. Moğol istilasında adeta talan edilen yapı, tekrar restorasyon ile ayağa kaldırılmış fakat sonrasında Kasım Bey’in öz kardeşi tarafından bu avluda katledilmesiyle ayrı bir önem kazanmış.

Şehri anlamak

Mardin, İpek Yolu güzergâhında olup, ilde beş han ve bir kervansaray mevcuttur.

Sadece birkaç yıl önce bu antik kentin keşfedildiğine inanmak gerçekten zor.

Şimdiye kadar ortaya çıkarılan 10 km’yi asan bir alan bu antik kentin sadece10 da 1 i’ni kapsıyor.

Düşünün ki çalışmalar bittiğinde ortaya çıkacak öyle büyük bir alan var ki tüm dünyadan ziyaretçilerin ilgisini bu bölgeye çekeceği kesin. Üstelik giriş ücretsiz. Dara harabeleri Mezopotamya’nın Efes’i olarak kabul ediliyor. Bu antik yerleşim yeri büyük İskender ile Dara’nın savasına sahne olmuş ve Mezopotamya’nın ilk barajı da burada bulunuyor.