Milorad Krstic’in Ruben Brandt, Collector filmi sanat tarihine yolculuk sunuyor
1989’dan beri Avrupa’nın tanınan ressamlarından olan 1995’te çektiği kısa film sonrası 2018’de eşine az rastlanır animasyon filmi Ruben Brandt, Collector ile olay olan Milorad Krstic… Biraz kara film, biraz gerilim, biraz da James Bond ile Hitchcock’un slalomlarıyla yönetmenin tek dileği sıkıcı olmamak ve bunu sanatla yapmak… Ruben Brandt, Collector: 96 dakikalık suç-animasyon filmi… Her karesi görsel sanatlar tarihinin ünlü örnekleriyle dolu, kusursuz bir sinema ve sanat ansiklopedisi…
Kim yönetti?
1952 senesinde Yugoslavya’da doğan Milorad Krstic, lise eğitiminden sonra hukuk diploması almış. Mezun olduktan sonra kendini tamamen sanata adayan Krstic, 1991’de Yugoslav savaşları başladığında, Voyvodina’dan Budapeşte'ye taşınmış ve Macaristan vatandaşlığı almış. 1989 yılından beri Budapeşte’de ressam ve multimedya sanatçısı olarak yaşayıp çalışan yönetmen; resim, heykel, animasyon, belgesel film, sahne tasarımı, set tasarımı, fotoğraf, etkileşimli CDROM ve sanat albümü gibi alanlarda çalışmış. Milorad Krstic, resimleri özellikle Slovenya, Sırbistan ve Almanya’da sergilenen ödüllü bir sanatçı olarak tanınmış. Sanatındaki ana temayı her zaman çevresindeki sosyal yaşamla bağlantılı olarak tanımlayan Krstic; yaptığı bir işi asla kopyalamaya çalışmaması ve bunun yerine özünü çevirerek kendi kişisel vizyonuna yeniden dönüştürebilmesiyle adından söz ettirmiş. Krstic, 1995 yılında Berlinale’de sekiz dakikalık Benim Bebeğim Beni Bıraktı filmiyle kısa film kategorisinde Gümüş Ayı Jüri Ödülü aldıktan sonra ilk uzun metrajı olan 96 dakikalık Ruben Brandt, Collector için kolları sıvamış.
Ne yönetti?
2018 çıkışlı Macar animasyon suç gerilim filmi; yazarı, yönetmeni ve tasarımcısı olan Milorad Krstic tarafından şöyle açıklanmış: “Bana göre bir canlandırma filmi beş ayak üzerinde durur: Hikâye, grafik dünyası, canlandırma, müzik ve ses. Bu ayakların tümü benim için aynı önemi taşır. Bir filmi görsel-işitsel bir senfoniymiş gibi yaratırım.” Babasının ölümünün ardından kabuslarından kurtalamayan ve dünyanın en önemli tablolarından bazılarının yer aldığı şiddetli halüsinasyonlar gören psikiyatrist Ruben Brandt, en sonunda profesyonel yardım almak ister. Kleptoman Mimi, ünlülerin korumalığı yapan Bye-Bye Joe ve bilgisayar virtüözü Fernando gibi sabıkalılardan oluşan hasta kadrosu Ruben’in yardımına koşar.
Nasıl yönetti?
Milorad Krstic eserini nasıl yöneteceği konusunda ekibine fazla iş yükü bırakmamış. Stag Night, Burning Down The House, Dirt Boy, Hard Luck, The Big Squeeze ve Space Riders filmlerinde rol alan; Last Call At Murray’s, Luck Of The Draw, Bittersweet, The Granny ve Dark Tide’ın yönetmeni; Hotel Of The Damned,Ghoulies serisi ve Rockula’nın senaristi Luca Bercovici’nin seslendirme ekibinde yer aldığı filmin oyuncu kadrosunda Ivan Kamaras, Csaba Marton, Gabriella Hamori, Matt Devere, Henry Grant ve Katalin Dombi gibi isimler yer almış. Yönetmene görüntü yönetmenliğinde Marcell Laszlo eşlik ederken kurgu masasında Laszlo Wimmer ve Danijel Daka Milosevic bulunmuş. Film müziklerine Tibor Cari imzasını atarken Zsolt Maticska sanat yönetmenliği görevini başarıyla gerçekleştirmiş.
Neden yönetti?
Filmi hakkında “Bütün bu görüntüler kafamda vardı. Ben bir ressamım ve özellikle güzel sanatlar hakkında film yapmak istedim ve tabii ki 20. yüzyılın sevdiğim ünlü filmlerine de göndermeler yapmak niyetindeydim. Bu yüzden sanatlarla filmleri birbirlerine nasıl bağlayacağımı düşünüyordum. Sıkıcı olmamak için sanatla ilgili bir buçuk saatlik bir şey yapmak makûl geldi ve işte bu yüzden, ‘Haydi güzel bir hikâye toparlayalım’ dedim: Biraz kara film, biraz gerilim, bazen James Bond’un ve Hitchcock’un slalomlarıyla deneyimi, dalgalarıyla sürükleyiciliği olan yüzey yaratmak için tüm ögeleri bir araya getirmeyi planladım. Farklı türler ancak Ruben ve kabuslarıyla ilgili ana bir hikâye...” diyen yönetmen; Rubens ve Rembrandt’ın isimlerinden ilhamla Ruben Brandt başkarakterini oluşturup onun karşısına fantastik kötü karakterleri oluştururken korkunç canavarlar yerine Botticelli’nin Venüs’ü gibi estetik bakımdan kıymetli tipleri esas almış.
Nerede yönetti?
Sony iş birliğiyle stüdyo aşamaları tamamlanan Ruben Brandt, Collector, çekim mekânları olarak aslında Ruben Brandt’a musallat olan ve tasvir edilen on üç tablo üzerinde gerçekleştirilmiş diyebiliriz. Bu tablolar: Frédéric Bazille - Renoir portresi (1867), Sandro Botticelli - Venüs’ün Doğuşu (1486), Hans Holbein - Antoine portresi, Prenses Lorraine (1543), Frank Duveneck - Islık Çalan Çocuk (1872), Paul Gauguin - Meyve Tutan Kadın (1893), Vincent van Gogh - Postacı Joseph Roulin’in Portresi (1888), Edward Hopper - Gece Kuşları (1942), René Magritte - İmgelerin İhaneti (1929), Édouard Manet - Olympia (1863), Pablo Picasso - Kitap ve Kadın (1932), Tiziano Vecellio - Urbino Venüsü (1538), Diego Velázquez - Mavi Elbiseli Infanta Margarita Teresa (1659) ve Andy Warhol - Elvis l, ll (1964).
*Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.