Orta Asya’ya ait 3 telli çalgı

PINAR ŞENLİ
Abone Ol

Tüm insanları ortak noktada toplayan bir dildir müzik. İnsanlara iyi gelen, kendilerini ifade etmelerini sağlayan en güzel iletişim araçlarından biri… İnsanların tercihleri değiştikçe müzik türleri de çeşitlilik gösteriyor. Kimi daha sakin müzikleri severken kimi de hareketli müziklerle enerji doluyor. Herkes için bu denli önemli olan müziğin mimarı ise enstrümanlar… Vurmalısından üflemelisine farklı çeşitlerdeki birçok çalgı, müziğin oluşmasını ve kulağımızda enfes bir lezzet bırakmasını sağlıyor. Coğrafyaya göre çeşitlilik gösteren her biri farklı çalgılar müziği kendine göre harmanlayarak kalbimize taşıyor. Biz de yazımızda nağmeleriyle insanın içini eriten Orta Asya’ya ait 3 telli çalgıyı sizler için derledik.

Kopuz

Kopuz.

Orta Asya’nın en bilinen telli çalgılarından biri kopuz… Komus olarak da adlandırılan çalgı, balamanın atası olarak biliniyor. En eski Türk halk çalgısı olan kopuz, bir çeşit kemana benziyor ve üç-üç buçuk ayak boyunda. Üzerinde at kılından, bükülmüş iki kiriş gerilmiş. Üç, dört ya da beş telli olarak değişiklik gösteriyor. Bu çalgı armut biçimli, uzun boyunlu ve yüzü yarı hayvan derisi, yarısı tahtadan imal edilmekte. Perdesiz boyunlu kopuz, tanburda kullanılana benzer sert bir mızrapla çalınıyor. Çalgının tarihsel süreç içerisindeki varlığının ancak bin yıllara kadar dayandığı biliniyor. Kaynaklara göre kopuz kelimesinin çalgı adı olarak kullanıldığı bilinen en eski metin Uygur dönemine ait. Türk topluluklarında kopuzun Dede Korkut tarafından icat edildiğine ve kutsal bir çalgı olduğuna dair bir inanış da var. Ezgisiyle insanı büyüleyen bu çalgı şu an hala Orta Asya, Kafkasya ve Anadolu’da kullanılmakta.

Rebab

Rebab.

Orta Asya’ya ait telli çalgılardan biri de rebab. Bu enstrüman, hindistan cevizi kabuğu üzerine deri gerilerek yapılan, üç telli, perdesiz, yaylı bir müzik aleti. Tellerden biri atkuyruğu kılı ve esas melodiyi çalmakta kullanılıyor. Diğer iki tel ise ipek üzerine metal sarım. Kesik küre biçimindeki gövdesi, genellikle hindistan cevizi kabuğundan ve göğsü deriden yapılıyor. İki diz arasında sapı yere dik olacak şekilde tutularak çalınan rebabın ses alanı iki veya bir buçuk sekizliği kapsıyor. 18. yüzyıla kadar Türk Müziğinin tek yaylı çalgısı olan rebab, Tasavvuf Müziğinde de büyük bir ilgiyle kullanılmış. Dinleyeni bulunduğu dünyadan alıp, farklı diyarlara götüren bu çalgının üç türü bulunuyor. Türk Rebabı, Mağrib Rebabı ve Mısır Rebabı. Bu rebab türleri arasında gövdenin küçük olması, sap kısmında kullanılan malzeme gibi fiziki değişiklikler bulunuyor. Günümüzde ise çoğunlukla Türkler, Kürtler ve Araplar arasında kullanılıyor.

Dombra

Dombra.

Dombra, Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan telli çalgılardan biri. Bu çalgı ilk olarak Orta Çağ’da ortaya çıkmış. Tezeneli çalgılar grubunda yer alan dombra, Türklerde kopuzdan sonra bilinen en eski çalgı ve kopuzdan türediği sanılıyor. Çalgıda iki tel bulunuyor. Telleri önceleri bağırsaktan yapılmaktayken günümüzde misina kullanılıyor. Dombra, uzun, ince boynu ve dikdörtgen vücut şekli ile komuz ve dutar ile belirli özellikleri paylaşıyor. Enstrümanın arkasında küçük bir ses deliği bulunurken, üst kısmı kalın ahşaptan oluşuyor. Çalgının dışı vernik, dosyalama ve zımparalama ile parlatılıyor ve diğer tüm Türk enstrümanlarında olduğu gibi süslemeler ile renklendiriliyor. Orta Asya steplerinde at koşturup akınlar yapan, sürekli göçebe yaşayıp doğa ile arasında bir bağ kurup zor şartlarda dahi yaşayabilen Türk toplumlarının, günümüze ulaşan kültürel miraslarından olan bu çalgı Orta Asya, Özbekistan, Kırgızistan ve en yaygın olarak Kazakistan’da kullanılıyor.