Oyunun iki yüzü: Gece ve gündüz Becastled

ARDA AREL
Abone Ol

Geçtiğimiz ay Steam istek listemde olan bir oyunun indirimegirdiği haberi geldi. Hangisi olduğunu merak edip gelen e-postayıaçtım. Oyun, Becastled'dı ve Alpha çıkışını yapmıştı. Şehir kurmasimülasyonları ve Orta Çağ teması özel ilgi alanım olduğu içinoyun, zaten radarımdaydı. Üstelik Becastled, fantastik öğeler deiçeriyordu. Yüzde 20 indirimle 20 lira gibi bir ücretlendirmesiolduğunu görünce gayet makûl deyip aldım.

Öncelikle bu oyun, henüz çıkmadan neden bu kadar ilgimi çekmişti kısaca ondan bahsedeyim. Becastled, benim hâlihazırda severek oynadığım birçok oyundan kıymetli bulduğum parçalar taşıyordu. Mesela, görsel olarak çok beğendim For the King oyunu ile aynı grafik dilini konuşuyordu. Şehir simülasyonu ile Orta Çağ temasını çok iyi harmanlandığını düşündüğüm Foundation oyunu ile aynı çizgide bir simülasyon deneyimi sunuyordu. Ve bunlara ek olarak oyun, aynı zamanda efsane Stronghold serisi gibi her daim düşman tehdidi barındırıyordu. Yani simülasyon aşamasını fevkalade başarsan bile birisi gelip senin şehrini yerle bir edebilirdi.

Fantastik bir dünyada inşa ettiğin kaleni korumayı konu alan bir oyun.

Geçtiğimiz ay, Becastled'ın tüm bu merak uyandırıcı özellikleriyle nihayet tanışma fırsatı elde ettim. Ve oyuna girdim.

Oyuna girer girmez bir uyarı karşıma çıktı. Geliştirici notu... Oyunun geliştirilme aşamasında olduğundan ve hatalar olabileceğinden, anlayış beklediklerinden bahsediyordu. Açıkçası bu not biraz canımı sıktı. Beklentim yüksekti, ama bu notu görünce sanki birazdan hatalarla dolu bir oyunu oynamaya çalışacağım gibi hissettim. Bununla birlikte bu notları samimi bulmuyorum, çünkü nihayetinde bu oyunu ben, satın aldım. Evet, nottaki riski göze alarak satın aldım. Bunun bilincindeyim. Ama anlayış uman geliştirici free alpha süreci açar, testlerini yapar, hatalarını bulur. Neyse, lafı daha fazla dolandırmadan biz oyunun içeriğine dönelim...

Beklediğim gibi olmadı oyundan çok keyif aldım. Başta biraz zorlandım ama ardından fevkalade basit olan oyun mantığı ve mekaniklerine hızlıca adapte oldum. Simülasyon görsel olarak da beni oldukça tatmin etti. Nefis şehirler kurdum. Hatta bir süre oyundan kopamadım. Yaklaşık 8-10 defa baştan başladım ve her baştan başladığımda bir hatamı tecrübe etmiş şekilde oyuna geri döndüm. Üstelik bu tekrarlar da sıkmadı.

Geliştiricisi, Mana Potion Studiosdur.

Oyunun simülasyon kısmı aslında birçok Orta Çağ şehir simülasyon oyunuyla benzer. Göle balıkçı kabini kur, ineği ahıra çek, odun kes, taş kır ve şehri büyüt. Becastled’ın farkı ise denge. Oyun daha başlangıç aşamasında olmasına rağmen müthiş bir denge var. Eğer çok ev yaparsan şehre yerleşmek için gelen insan sayısı artıyor. Doğal olarak onları doyurman gerekiyor. Bu sefer yiyecek kaynaklarına ulaşmak için topraklarını genişletiyorsun. Bu durum da seni saldırılara karşı zayıf kılıyor.

Bu defa bu açığı kapatmak için asker eğitiyorsun ve o askeri doyurmak için yemek ve cebini doldurmak için altın gerekiyor. Böylece oyunda her daim denge çemberinin içinde gidip geliyorsun. Bu denge olayı basit gibi gözükse de çok önemli, örneğin Foundation ilk çıktığında, bu denge mekaniğini başaramamıştı. Bir yerden sonra sınırsız yiyeceğin ya da sınırsız mutsuzluğun olabiliyor bu da pozitif olarak oyununu inanılmaz kolaylaştırabiliyor veya negatif olarak seni oyun dışı bırakabiliyordu.

Gelelim oyunun savaş mantığına. Becastled’da, oyunun iki yüzü var. Bunlar, gece ve gündüz. Gündüz, simülasyon olduğu gibi işlerken, gece olduğunda tüm işçiler evlerine çekiliyor. Dışarıda sadece halkınızın savaşçıları kalıyor ve her gece bir portaldan şehre saldırı oluyor. Bu saldırılar gün geçtikçe zorlaşıyor. Asker çeşitliliği artıyor ve savunma bir yerden sonra taktik gerektiriyor. Yani bir bakıma Tower Defense sevenlerin de hoşuna gidecek bir savaş yapısı mevcut. Portaldan gelecek savaşçı türleri de bilinmediği için oyuncu her ihtimale hazırlıklı olmalı. Keyifle kurduğu kale, acaba güzel olduğu kadar işlevsel mi?

Becastled’da, oyunun iki yüzü var. Bunlar, gece ve gündüz.

Ben oyunu simülasyonun keyfini çıkarmak ve hemen yıkılmamak için 3. seviyede oynadım. 1’den 8’e kadar zorluk mevcut. Elbette zor meraklısı vardır. Bu tür oyunların doğasına nispeten aykırı ama çok-oyunculu modu olsa sanki tadından yenmez. Velhasıl genel olarak yazı boyunca adını da andığım oyunları severek oynamış biriysen Becastled da sana göre bir oyun.