Sistemin içinde sistem karşıtı-III Futbolun filozofu ve Brezilya'da demokrasi: Dr. Socrates

RIDVAN TULUM
Abone Ol

"Futbol düşünürken aslında neyi düşünürüz?" Bu soruyu sorduğumuz an, futbol tarihininen "kendi" olanlardan biri olan Brezilyalıfutbolcu ve düşünür Socrates’in hayatınıincelememiz gerekir. Futbolun 90 dakika içindesöylediklerinin ve bu söylenenlerin etkisinin busüreyle sınırlı kalmadığını görmemiz için bazıhayatlara konuk olmalıyız. Onların başında daSocrates geliyor.

Antik Yunan ve yoksulluk

Oyunu okumadaki yeteneğiyle büyük takdir toplamıştır.

Çizgi roman karakteri Mister No’nun Manaus’a doğru yolculuğa başlamadan önceki durağı olan Belem’de, 54 yılında, şubat ayının 19’unda gözlerini dünyaya açtı Socrates. Tam adı bu yazıyı yazan benim ve okuyan sizlerin hiçbirinizin tek nefeste okuyamayacağı uzunlukta; Socrates Brasiliero Sampaoi de Souza Vieria de Oliveira. Socrates’in isminin hikâyesi, oğlunun büyük bir futbolcu ve futbol filozufu olacağını ön gören bir babanın arayışında saklı bana kalırsa. Yoksulluk içinde bir kütüphanede yaşayan bir babanın oğlu o. Babasının diğer kardeşlerine de Antik Yunan şairi Sofockles ve filozof Sostenes’in isimlerini koyması, Socrates’in nasıl bir aileden geldiğini gösteriyor bizlere.

Corinthians ve diğer meseleler

74 yılında profesyonel futbol hayatına başlayan Socrates, burada geçirdiği 4 sezonun sonrasında belki de "hayatı" olarak adlandırabileceği Corinthians’a transfer oluyor ve aslında hikâyesi tam da burada başlıyordu. Yani düşünür, meseleyi tam da bu yıllarda idrak etmeye başlıyor, sözünü kuvvetlendiriyor, biriktiriyor ve tüm bu biriktirdiklerini söylemek için fırsat kolluyordu.

Darbeler ve ortadan kaldırılan kitaplar

Brezilya’da meydana gelen 1964 darbesinde 10 yaşındayken, babasının Bolşevik iktidarını anlatan bir kitabı yakmasına şahit olan Socrates’in aklı bu anı belki de hiç unutmadı. Kitapların arasında yaşayan babasının bu tavrına uzun bir süre bir anlam veremedi belki de; ama bu an hep onunla yaşadı, babasının neden böyle bir şeyi yapmak zorunda kaldığını anlamlandırana kadar. İşte o zaman, eyleme geçme sırasının kendine geldiğini düşündü, düşünmüş olmalıydı.

En büyük özelliği topuk paslarıydı.

Size Corinthians demokrasisinden bahsediyorum

Dikta yönetiminde Corinthians takımının yöneticilerinin tavırlarından rahatsız olan Socrates, takım arkadaşı Vladamir’i de yanına alarak "Corinthians Democrasy" hareketini başlatıyordu. Bu hareket ilk başlatıldığı zamanlarda "topluca hareket" etmeyi içeriyor ve oyuncuların haklarını savunması gerektiğini dile getiriyordu.

"Dia 15 Vote"

82 yılında, takvimler 15 Kasım’ı gösterirken Socrates ve arkadaşları, Brezilya’daki seçimler öncesi beliren dikta yönetiminin yıkılması ihtimali dolayısıyla sahaya "DİA 15 VOTE" yani "15’inde Seçime" yazılı formalarla çıkıyorlardı. Bu futbol tarihinde çok az görülen bir başkaldırıydı. Hükümete ve hükümetinin elinde bulunan Brezilya Futbol Federasyonu ve yaptırımlarına karşılık, "bakın biz karşınızdayız" diye adlandırılabilecek asil bir duruştu bu. Federasyon bu yaptırımlar için oyuncuların eğitimsizliklerinden dolayı kendi kendilerine bazı konularda karar almalarının yanlış olduğunu söylüyordu. Fakat Socrates, bir insanın kendi kararını başkalarının avucuna bırakmamak gerektiğini biliyor ve tam da bu kararların karşısında yer alıyordu.

1984 yılı ve mor menekşeler

84 yılında Socrates ülkeden ayrılmayı düşünüyordu fakat bir seçim olacaktı.

İtalyan kulüplerinden teklif alan filozof, "Tahsis edilen yeni anayasa kabul edilir ve yönetim sivillere devredilirse ülkede kalacağım" sözünü tutmak için görüşme halinde bulunduğu kulüplerden süre istedi.

Seçim sonrası işler Socrates’in istedği gibi gitmeyince İtalya’ya, Mor Menekşeler’e yani Fiorentina’ya transfer olmak durumunda kaldı.

İlk yardım ve futbol

Futbol tarihinin en iyi orta saha oyuncularından biri olan Sócrates Brezilya millî takımında oynamış ve takımın kaptanlığını da yapmıştır.

Yazının başlığındaki unvan kullanımından da anlayabileceğiniz üzere Socrates, bir tıp doktoruydu aynı zamanda. Tıp okuması ve futbol oynamasını, yani bu ikili arasındaki ilişkiyi şöyle değerlendiriyordu: "Ben futbol oynarken aynı zamanda tıp da okuyordum. Eğer tıp okumamış olsaydım, yetenekleri daha sınırlı bir oyuncu olurdum."

Futbolu bıraktıktan sonra ve Kaddafi

Hayatı sadece futbol olarak görmüyordu o ya da futbolu sadece futbol olarak görmüyordu demek daha doğru olur. Felsefe, siyaset ve ekonomiyle çok ilgiliydi. Gazetelerde ve dergilerde yazılar kaleme aldı futbolu bıraktıktan sonra. Bu vesileyle dünyadaki önemli isimlerle tanışma fırsatı edindi. Bütün bunların yanında Brezilya’nın fakir mahallerini gezip hastaların tedavilerine katkıda bulunmayı ihmal etmedi.

Gelelim alt başlıkta atıf yaptığımız hikâyeye, Kaddafi ve Socrates isimlerinin yan yana anılması size biraz ilginç gelmiş olmalı. 96 yılında Socrates, Libya ve Mısır’da düzenlenen bir tura katılmış ve bunun haberini alan Kaddafi, Brezilyalı yıldız ile tanışmak istemişti. Kaddafi’nin Socrates’e bir teklifi vardı; o, ileride Brezilya başkanlığına adaylığını koymalıydı, gereken maddi desteği Kaddafi üstlenecekti.

Profesyonel futbol hayatına 1974 yılında Sao Paulo eyaletinde, memleketi Riberão Preto'da Botafogo takımında başlamıştır

Socrates, Brezilya başkanlığına aday olmadı. Futbol Federasyonu başkanlığı için gelmiş geçmiş en yetenekli oyunculardan Pele’nin ve diğer aday Ricardo Teixeira’nın karşısına çıktı. Seçilemedi.

Şampiyonluk ve ölüm

"Corinthians’ın şampiyon olduğu bir pazar günü ölmek istiyorum" demişti ve öldüğü gün şampiyon, çok sevdiği Corinthians oldu. Tarih: 04.12.2011.