Sonbahar 'Doğu'dan yükselir!

SKYROAD
Abone Ol

Sonbaharda Japonya’nın, kızaran yaprakları ve beraber hüzün taşıyan kültürü, mevsimlerle ve içinde bulunduğu coğrafyayla düşsel-edebi bir ilişki içerisindedir. Bu ilişkiyi kavrayabilmek için “ziyaret edilecek yerler” gözüyle bakmak yerine “ne zaman ziyaret edileceği” doğru seçilmelidir.

Japonya’da sonbahar tabiatın renk ve kişilik değiştirdiği zamandır. Japonlar parklara, bahçelere, dağlara koşarak bu doğa olayını dünya gözüyle görebilmek için bütün fırsatları değerlendirirler. Aslında sonbahar her yerde güzeldir. Fakat Japonya’nın her mevsime bir anlam yüklemesi ve mevsimin sunduğu her güzelliği doya doya yaşatıyor olması onu diğerlerinden farklı kılar. Japonya’da Eylül ayında bazı bölgelerde hâlâ yazın etkileri sürerken, Ekim ayı itibariyle Japonya’nın hemen her yerinde “ülkeye has” sonbaharın, insanın içine huzur getiren serin günleri başlar.

Japonya festival açısından ve kültür açısından da zengin bir ülke.

Hasattan festivale

Japonya’da sonbahar mevsimi yavaş yavaş koyu kırmızı, altın, bronz ve sarıya dönerken, tepeleri ve dağların yamaçlarını saran yaprakları da beraberinde getirir. Baş döndüren o güzelliği gördüğünüz zaman, sizin de içinizi heyecan ve mutluluk kaplayacak eminim. Sonbahar hasat mevsimidir Japonya da. Kırsal alanlarda, çoğu pirinç tarlası altın rengine bürünür ve ardından hasat edilir, istiflenir veya kurutulmak üzere sırayla dizilir. Ayrıca sonbahar mevsiminde söylediğim gibi ülkenin her yerinde sayısız festival, spor faaliyetleri ve kültürel etkinlikleri düzenlenmektedir. Ayrıca hevesli kalabalıklar, ülkenin her yerinde açan krizantem sergilerini izlemek için toplanırlar. Japonya festival açısından ve kültür açısından da zengin bir ülke olmakla birlikte, keşfedildikçe hayranlık uyandıran ülke özelliği de taşır.

Kartpostal güzelliği

Sonbaharda çekilmiş olan Japonya’ya ait fotoğraflarda gördüğünüz, renklerin her tonunu barındıran muhteşem yer var ya hani ağaçların ve göletlerin olduğu yer… Orası işte Kyoto. İlkbaharda erik ve kiraz ağaçlarının meyve verdiği, sonbaharda yapraklarını döktüğü ağaç dönemleri şehrin en güzel zamanları… Yani Ekim-Kasım ayı Japonya’ya mutlaka gelinmeli, sonbaharı bir de Japonya’da yaşamalısınız. Ayrıca Kyoto son derece geleneksel bir şehirdir. Eski tip ahşap Japon evleri ve itinayla düzenlenmiş özenip bezenmiş bahçelerle dolu enfes sokaklarda gezmek, insanı alıp başka diyarlara götürüyor diyebilirim. Ayrıca Kyoto, Japonya’da bulunan Tokyo şehri gibi turistik bir yerdir. Tokyo’ya göre “turist canlısı” bile diyebiliriz fakat biraz daha pahalı. Çoğu yerde İngilizce rahatlıkla konuşabilirsiniz çünkü halk arasında İngilizce bilenlerin sayısı çok fazla, hatta bazı restoranlar da İngilizce menüler bile bulunur. Şehir bisiklet sürmeye de çok elverişli, gittiğinizde siz de sokaklarda bol sayıda bisiklete binen kişileri göreceksiniz.

Çin kökenli ejderha dansı.

Festivaller ve Etkinlikler

16 Eylül: Yabusame yani “At Sırtında” bir okçuluk etkinliği, Kamakura’daki Tsurugaoka Hachimangu Mabedi'nde gerçekleştiriliyor. Atlı Spor Tesisleri’nin hemen yanında Tokyo Ziraat Fakültesi bulunur. Bahçe ve bitki düzenlemesi de oldukça etkileyici. Her hafta sonu müsabakalar yapılır. Kırmızı, turuncu, sarı, kahverengi ve kızıla boyanmış bir bitki örtüsünü arkasına alıp, manejde yarış yapıyor biniciler. Müsabakalarda birinci olana yaklaşık 1000 ABD Doları ve 5 kilo pilavlık pirinç veriyorlar. Ayrıca bir koli de soya sosu hediye ediliyor.

Eylül Ortası (15 gün boyunca): Sumo Turnuvası, Tokyo.

7-9 Ekim: Nagasaki'deki Suwa Mabedi'nde düzenlenen Kunchi Festivali'nde Çin kökenli ejderha dansı yapılıyor.

9-10 Ekim: Hachimangu Mabedi'nin Takayama Festivali, renkli şölen arabalarının geçişine tanıklık ediyor.

Ekim Ortası: Şehrin sokaklarından derebeylerinin geçtiği Nagoya Şehri Festivali, farklı bir deneyim getiriyor.

14-15 Ekim: Himeji'de düzenlenen Matsubara Mabedi Kenka Festivali ya da "Gürültülü Festival", ayın 15'inde zirveye ulaşıyor.

Ekim Ortası-Kasım Ortası: Tokyo'daki Meiji Mabedi ve Asakusa Kannon Tapınağı'ndaki krizantemler sergileniyor.

17 Ekim: Nikko'da düzenlenen ve zırhlıların eşlik ettiği tahtırevanların geçiş yaptığı Toshogu Mabedi'nin Sonbahar Festivali gerçekleşiyor.

22 Ekim: Kyoto'da düzenlenen Jidai Matsuri-Heian Mabedi'nin Çağlar Festivali buradaki en büyük üç festivalden biri olarak geçiyor.

22 Ekim: Kyoto, Kurama'da düzenlenen Yuki Mabedi'nin Ateş Festivali bu tarihte gerçekleşiyor. Festival mabedin girişindeki sıra sıra yerleştirilmiş fenerlerle özdeşleşmiş.

2-4 Kasım: Saga'daki Karatsu Mabedi'nin Okunchi Festivali renkli şölen arabalarının geçişiyle süsleniyor.

3 Kasım: Hakone'de düzenlenen Daimyo Gyoretsu adı verilen festivalde bir derebeyinin geçiş töreni aslına sadık kalınarak tekrarlanıyor.

Kasım Ortası: Kanto bölgesinde düzenlenen Tori-no-ichi ya da Otori Mabedi'nin Tırmık Fuarı yapılıyor. Kasım ortası (15 gün boyunca): Sumo Turnuvası, Fukuoka.

Kasım Sonu-Aralık Başı:Koishikawa Korakuen Tokyo’daki en güzel Japon bahçelerine ev sahipliği yapıyor. Ana göletin etrafı yüzlerce akağaçla çevrili… Koyo zamanı suya dökülen turuncu, kırmızı yapraklar kart postal güzelliğinde manzaralar sunuyor. Japonya’nın en eski başkenti Nara’da da geyiklerin arasından Kasuga Taisa ve Todalji tapınaklarını gezip Nara Park’da geyiklerin krallığını görebilirsiniz. Tokyo’nun göbeğinde bir “açık hava müzesi” bulunmakta. Yoğun bir otomobil ve insan trafiğinin ortasında balta girmemiş bir orman. 200 dönüm arazi şehrin en pahalı ve havalı semtinde 500 yıl önceki haliyle muhafaza ediliyor, görülmeye değer. Nanzenji Ginmond restoran’da Japon yemek kültürünün önemli bir özelliği olan Lunch box’ın ardından Kyoto kültürünün en büyük uğrak noktaları olan Nijo Kalesi ve içinde Altın Köşkü barındıran Kinkakuji tapınağı geziniz ve Japon geleneksel mutfağından örnekler sunan Takasegawa Nijoen restoran’da öğle yemeğinin örneklerini tadılarak Japon mutfak kültürünü de tanımış olursunuz. Tokyo’nun olmazsa olmazı Nakamise alışveriş caddesindeki turistik dükkânları da gezmeyi sakın unutmayın.

15 Kasım:Shichi-go-san (7-5-3). Koruyucu tanrılar tarafından kendilerine bahşedilen sağlık için minnettar olduklarını göstermeleri için 3, 5 ve 7 yaşlarındaki çocukların mabetleri ziyaret etme günleridir. Ayrıca Kodai-ji Tapınağı festivaline denk gelirseniz bu devasa yapının her köşesini gezmeyi unutmayın. Minik çay evlerini, kıpkırmızı yaprakların su üzerinde yaptığı yansımaları, bambu ormanlarını, bahçede yapılmış kumdan ejderha figürüyle harika bir yer, bayılmamak mümkün değil.

Kasım ortası-Aralık Başı:Tokyo, büründüğü kızıl, sarı, turuncu, yeşil renkli yapraklar ile muhteşem bir renk senfonisi sunuyor. Özellikle akağaçların çoğunlukta olduğu parklar, bahçeler ve tapınaklarda enfes yaprak dökümü manzaraları oluyor. Bazı tapınakların bahçeleri gün batımından sonra özel ışıklarla aydınlatılıyor. Büyülü manzaraya eşlik etmek için, tapınak ziyaretlerine gece de izin veriliyor (Gece ziyaretlerinin ayrı bir giriş ücret uygulaması var).

Kasım Sonu-Aralık Başı:Rikugien hem çok güzel geleneksel Japon bahçelerine ev sahipliği yapıyor hem de sonbaharda yaprak dökümü zamanı muhteşem renkli manzaralar sunuyor. Dilerseniz parkta yer alan tepeye tırmanıp kuşbakışı yaprak dökümü izleyebilir, dilerseniz de Togetsukyo köprüsü civarından nehir boyunca dizilmiş akağaçların değişen yaprak renklerini seyredebilirsiniz. Tsutsuji no Chaya çay evinde güzel bir mola durağı bulunmakta.

  • AKLINIZDA BULUNSUN:
  • Tokyo’nun her yeri metro ağıyla örtülmüş durumda, her yere rahatlıkla metroyla gidebilirsiniz. Taksiler pahalı, taksiyle kıyaslayınca metro tek seçenek. Günlük “Metro-pass” alıp şehri dolaşabilirsiniz. Eğer kısa mesafede taksiye binecekseniz trafik ters yön akıyor. Taksilerin kapıları ise otomatik olarak kendiliğinden açılıyor. Eğer havalimanı Narita’dan taksiyle şehre gitmeyi planlıyorsanız Narita Express trenine binebilirsiniz. Bilet satış ofisleri Narita Havaalanı’nın içinde alt katta bulunuyor. Ateşiniz varsa tatilinizi erteleyin Narita Havaalanı girişinde herkesi termal kameralarla izliyorlar, ateşi olanları ayırıp, sağlık birimlerine havale ediyorlar. Kyoto’ya gitmek için Shinkansen Nazomi hızlı trenine binmenizde fayda var. Trenler Shinagawa istasyonundan kalkıyor. Japonya’da bahşiş yok sakın bırakmayın sonra bozuluyorlar. Soyunma odalarında kıyafet denemeye girerken ayakkabılarınızı çıkarıp verilen terlikleri giymeniz gerekiyor.