Tarihe adını yazdıran 5 Türk bilim kadını

PINAR ŞENLİ
Abone Ol

Bilim, evrendeki olayları deney ve gerçekliklerle açıklayan ilimdir. Yani, insanları aydınlatan, ışık tutan bilgilerdir. Gözle görülemeyecek bir canlının yaşam biçiminden, bize milyarlarca yıl uzaklıktaki bir gezegenin dönüş hızına kadar evrende yaşanan her olay bilimin konusunu oluşturuyor. Hepsinin ortak yönü ise insanlığa sağladığı faydanın keşfedilmesi… Bu uğurda savaş veren kişilere ise bilim insanı deniyor. Dünyanın kuruluşundan bu yana yüz binlerce bilim insanı, bulgularıyla insanlığı aydınlattı. Ancak onların içerisinde öyleleri var ki bizlerin göğsünün kabarmasını, gurur duygumuzun artmasını sağlıyor. Türk bilim kadınları… COVID-19 aşısının mucidinden, ilk karadelik fotoğrafını çeken fizikçiye kadar birçok Türk bilim kadını, eşsiz bilgileri keşfederken dünyadaki genç öğrencilere ilham veriyor. Sayıları daha fazla olsa da tarihe adını yazdıran 5 Türk bilim kadınının başarılarını sizler için derledik.

Türkan Saylan

Türkan Saylan.

Türk tıp tarihinin en önemli doktor ve araştırmacılarından biri Türkan Saylan… İstanbul doğumlu olan Saylan, 1963 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nde öğrenime başladı. Girişimci yapısıyla dikkat çeken doktor, üniversitenin Dermatoloji Bölümü Anabilim Dalı Başkanlığı'nı yaptı. Saylan’ın üzerinde durduğu konu ise sinir hasarı, el ve ayaklarda felç, duyu kaybı gibi çok önemli etkileri olan cüzzam yani lepra hastalığıydı. Çalışmalarına 1976 yılında başladı ve Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı’nı kurdu. 1986'da artık uluslararası kimliğe bürünmüş bir araştırmacı olarak, Hindistan'da Ghandi Ödülü'ne layık görüldü. 2006 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütü’nün lepra konusunda danışmanlığını yaptı. Uluslararası Lepra Birliği’nin (ILU) kurucu üyesi ve başkan yardımcısıydı. 1981-2002 yılları arasında 21 yıl gönüllü olarak Sağlık Bakanlığı İstanbul Lepra Hastanesi başhekimliğini yürüttü. Çalışmaları sayesinde 15 yıl içinde Türkiye'de cüzzam hastalığı tamamen sona erdi. Kendini bilime ve bu önemli hastalığa adayan Saylan, başarıları sayesinde Türkiye ve yurt dışında 30’dan fazla ödüle layık görüldü. 18 Mayıs 2009 yılında aramızdan ayrılan Saylan, insanlığa bıraktığı mirasla ölümsüzleşti.

Feryal Özel

Feryal Özel.

Tarihin ilk karadelik fotoğrafını çeken bilim insanları ekibindeydi astrofizikçi Feryal Özel. Astronomi dünyasının en ileri gelen bilim insanlarından olan Feryal Özel, başarılarla dolu bir kariyere sahip. 1995 yılında Columbia Üniversitesi'nde Fizik ve Uygulamalı Matematik eğitimini okul ikinciliği ve yüksek onur derecesi ile tamamladı. Ardından Danimarka Niels Bohr Enstitüsü’nde yüksek lisans, Harvard Üniversitesi’nde de teziyle dikkatleri üzerine çeken doktora eğitimini bitirdi. Araştırma alanları karadelikler, nötron yıldızları ve teorik astrofizik üzerine. Kara delikleri görüntüleme adına çalışan Özel'in başında bulunduğu Modelleme ve Analiz Çalışma Grubu, farklı teleskoplardan elde edilen milyonlarca veriyi birleştirerek 2019 yılında ortaya tek bir fotoğraf çıkarmayı başardı. Bilim dünyasında çığır açan bu bulgu, tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. NASA’da Astrofizik Komitesi Başkanı olarak görev yapan Feryal Özel, 2003 yılında dünyanın en tanınmış bilim insanları ile birlikte "Büyük Fikirler" listesine alınmasıyla da tanınıyor. Çalışmalarını Arizona Üniversitesi'nde sürdürmekte olan Özel’in bilime ve insanlığa faydalı yeni bilgiler bulacağına hiç şüphe yok.

Dilhan Eryurt

Dilhan Eryurt.

Bilim dünyasının üzerine güneş gibi doğdu Dilhan Eryurt. Araştırma konusu da güneşti… İzmir’de dünyaya gözlerini açan Eryurt’un matematiğe olan tutkusu daha lise yıllarında fark edilmeye başlanmıştı. Merakının peşine düşen Eryurt, İstanbul Üniversitesi Yüksek Matematik ve Astronomi Bölümü'ne girdi. Astronomiye olan ilgisini ise üniversite yıllarında keşfetti. İlgisinin üzerine giderek Michigan Üniversitesi'nde yüksek lisans, Ankara Üniversitesi’nde Astrofizik Anabilim Dalı'nda doktorasını ve ardından doçentlik çalışmalarını tamamladı. 1961-1973 yıllarında NASA’da görev alarak bu kurumdaki ilk Türk bilim kadını olan Eryurt, Güneş’in gittikçe parlaklık ve ısı kaybettiğini kanıtlayan ilk bilim insanı oldu. Bu tespitiyle Ay’a düzenlenen insanlı seferlerin gidişatında önemli bir katkı sağladığı için Apollo Başarı Ödülü’ne layık görüldü. NASA’dan 1973 yılında ayrıldıktan sonra tüm bilgi ve tecrübesiyle Türkiye’ye döndü ve ODTÜ’de astrofizik ana bilim dalını kurdu. Çalışmalarına burada devam eden Eryurt, 2012’de geçirdiği bir kalp krizi sonucu Ankara’da hayatını kaybetti. Buluşları ve çalışmalarıyla bilim dünyasına adını yazdıran Eryurt, bugün hala genç yeteneklere örnek oluyor.

Özlem Türeci

Özlem Türeci.

2019 yılı sonunda patlak veren korona virüs salgını tüm dünyayı kasıp kavururken, insanlık bir çıkış yolu arıyordu. İnsanlığı bu amansız hastalıktan kurtaran ve umut aşılayanlardan biri Özlem Türeci oldu. Almanya’nın Siegen kentinde dünyaya gelen Türeci’nin babası bir hastanede cerrahlık yapıyordu. Eğitimini Almanya’da tamamlayarak Mainz Üniversitesi Hastanesi'nde modifiye edilmiş genetik kodlarla bağışıklık sistemini kansere karşı mücadele ettirmeyi hedefleyen çalışmalar yaptı. Çalışmalarını, kendisi gibi Türkiye göçmeni olan meslektaşı Uğur Şahin ile 2001 yılında kurdukları Ganymed isimli firmada sürdürdü. Ganymed 2016'da Japon ilaç şirketi Astellas'a satıldı. 420 Milyon Euro değerindeki bu satış, o tarihe kadar Almanya tıp sektöründeki en yüksek meblağlı satış oldu. Ardından evlendiği Uğur Şahin ile onları bilim dünyasında çığır açan Türkler olarak tarihe geçirecek BioNTech adlı firmayı kurdu. Başlangıçta kanser üzerine çalışmalar yapan firma, COVID-19 salgınının patlak vermesiyle yönünü aşı çalışmalarına çevirdi ve başarılı da oldu. Önemli çalışmalarıyla bilime katkıda bulunan Özlem Türeci, milyonlarca insanı bu amansız hastalığın elinden kurtaran kişilerden biri olarak tarihe geçti.

Canan Dağdeviren

Kanser hala tedavisi bulunamamış ve her gün binlerce kişinin hayatına son veren hastalıklardan biri. Ancak tıp dünyası farklı birçok çeşidi bulunan bu hastalığı yenebilmek için canla başla çalışıyor. O bilim insanlarından biri de Canan Dağdeviren… İstanbul’da dünyaya gelen Dağdeviren, lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünde tamamladı. Sabancı Üniversitesi’nde yüksek lisansını bitiren genç bilim insanı, doktora için ABD’ye gitti. Doktora eğitimi süresince esnek ve katlanabilir, deri üstüne yapıştırılabilir veya giyilebilir elektronik aletler üzerine çalışmalar yaptı. Medikal teknoloji alanında çalışarak pilsiz çalışan giyilebilir bir kalp çipi ve cilt kanserini teşhis eden bir cihaz geliştirdi. 10 saniyede cilt kanserini teşhis eden dövme benzeri bu sensör ile adını bilim dünyasına yazdırdı. Forbes'in 30 Yaş Altı Bilim İnsanı listesinde de yer alan Canan Dağdeviren, Harvard Üniversitesi Genç Akademi üyeliği bulunan ilk Türk. Giyilebilir teknoloji, esnek elektronik cihazlar ve yeni nesil devreler üzerine MIT Media Lab’da araştırmacı olarak görev yapan Dağdeviren, ekibi ile birlikte organların hareketlerini elektrik enerjisine çeviren mikro cihazlar üzerinde çalışıyor.