Tuğrulhan Şen: 'İnsanın nasibi, onun çabasında gizlidir'

SKYROAD
Abone Ol

Lise yıllarında babasının teşviği ileNey enstrümanına merak salanTuğrulhan Şen ile ilk albümü “ GönüldenNefese”nin hikâyesini, hayatınındamüziğin tuttuğu yeri, Klasik Türk Müziğive Pop müzik arasındaki uçurumu vebunun yaşantımıza etkilerini konuştuk

Biraz müziğin sizi bulduğu yere doğru gidelim, nasıl başladınız?

Ben çocukken babam hobi olarak bağlama çalardı, aslında benim müziğe olan ilgim o yıllardan gelir. Lise yıllarımda, bu ilgim bende bir enstrüman çalma isteği uyandırdı. Çok geçmeden bu isteğimi babamla paylaştım o da benim iyi bir neyzen olabileceğimi söyledi ve ney sazını biraz araştırmamı tavsiye etti.

O günden sonra araştırmama gerek kalmaksızın dinlediğim müziklerde, izlediğim videolarda neyin sesi sanki aradı ve buldu beni…

Bir gün babamın arkadaşının dükkânında otururken duvarda dekor olarak asılı gördüğüm neyi denemek istedim, biraz uğraştıktan sonra ‘’ötme bülbül’’ ilahisinin giriş kısmına benzer bir şeyler çıktı. Babamın arkadaşının ilgisini çekmiş olsa gerek ki; bir kursa gideceğini istersem benimde katılabileceğimi söyledi. İşte müzik yolculuğum burada başladı diyebilirim.

İlk albümünüz “Gönülden Nefese”, bu albümde bizleri neler bekliyor, hazırlanma süreci ve albüm fikrinin ortaya çıkışından biraz bahseder misiniz?

Müziğe 2007 yılında başladım, o zamandan beri birçok tevafukla karşılaştım, şuna inandım hep insan bir ilmi hakiki manada isteyip , çaba gösterir ve Allah’a dua ederse yaradan geri çevirmez, o ilimden okyanusta damla da olsa nasiplendirir. Gönülden Nefese aslında 11 yıl önce hayali kurulmuş bir albüm diyebilirim, albümdeki besteler gönlüme düşen nağmelerdir aslında.

  • Şehit Esma Biltaci nezdinde tüm genç ve çocuk şehitlere ithaf ettiğim bir eser var mesela ‘’Ölümsüzler Kervanı’’ Mısır’da darbe yönetimine direnen ve bir hain kurşunla şehit edilen Esma’ya çok içerleyip yazmıştım.

Kızıma nasihat niteliğinde bestelediğim bir eser var. Müzik yolculuğumda bestelediğim bu eserleri bir albümde toplama niyetiyle girdik stüdyoya. Çok şükür, kaliteli bir ekiple çalışma fırsatı bulduk ve dinleyenlerin beğenilerine sunuyoruz.

Çeşitli organizasyonlarda ,stüdyo çalışmalarında ve Tv yapımlarında sahnede yer aldınız, Televizyon ve Müzik ilişkisi hakkında neler söylemek istersiniz?

Mutluluk, hüzün, sevgi, korku, neşe vb.

''Kolay ulaşılandan kolay, zor ulaşılandan zor vazgeçiliyor diyebiliriz.''

Duyguların melodiye dönüşmüş halidir müzik, sanat dalının yanı sıra çok önemli bir iletişim aracıdır. Müzik oluştuktan sonra dinleyicisine mesajlar göndermekte ve bir etkileşimi başlatmaktadır. Tv de ise müziksiz tek bir program dahi yoktur diyebiliriz. Cıngıllar, dizi-film müzikleri,belgesel müzikleri ve nicesi işte bu etkileşim metodunu kullanmaktadır. Aklınıza gelen 3 film nedir desem mesela, müzikleriyle birlikte hatırlayacaksınızdır.

Müzik, televizyon ve sinemanın görünmeyen bir parçasıdır.

Bu sebeple müzik ve televizyon birbirinden ayrılamayacak ikilidir.

Klasik Türk Müziği, Halk Müziği ve Tasavvuf Müziği’ni halk üzerinde “bir sosyoloji” inşa etmesiyle inceleyebiliyorken, günümüzdeki popüler işlerin bu durumdan uzak kalmasını neye bağlayabiliriz?

Yaşanmışlık çok önemli. Hiçbir duygudan beslenmeyip, var sayım üzere, sırf tüketim toplumlarına bu benim eserim diye üretmek; bir zaman dilimi içerisinde unutulup gidiyor fakat bir şeyi yaşayarak tecrübe etmek ve ardından bir ürün ortaya koymak o ürünü ebedi kılıyor.

Örneğin Buhurîzâde Mustafa Itrî Efendi ‘nin Peygamber aşkı ile bestelediği ‘’Salat-ı Ümmiyye’’ yüz yıllar geçmesine rağmen unutulmamışve unutulmayacaktır. Çanakkale Türküsü üzerinden 103 yıl geçmesine rağmen unutulmamış aksine her dinlediğimizde yüreğimizde derin duygular uyandırmakta ve tabiri caizse Çanakkale ruhunu özetlemektedir. Kolay ulaşılandan kolay, zor ulaşılandan zor vazgeçiliyor diyebiliriz.

Son olarak bir şarkı vardı, bizi her şeyi unutmaya ve hatırlamaya yaklaştıran neydi o şarkının adı?

“Ey Allahım Beni senden ayırma’’ Çünkü Rabbinden uzak olan hep bir eksiktir, O’nun ile olan ise hiç eksik olmamıştır. Bizi kendinden ayırmaması, onu ve dinini tanıma duygusunu gönlümüzde tutması en büyük duamız.