Yerleşik bir yabancı: Krzysztof Kieslowski

SKYROAD
Abone Ol

"Sinema hiçbir şeyi değiştiremez; ama insanların birçok şeyi anlamalarını sağlar. Dünyayı değiştirecek olan şey filmler değil, o filmleri izleyen insanlardır."

1941'in Varşovası'nda, İkinci Dünya Savaşı'nın ortasında doğdu. Babası verem hastasıydı. Çocukluğu, bir senatoryumdan bir senatoryuma taşınarak geçti. Lisedeyken sinema düştü aklına, çünkü filmler bir şeyleri değiştirmese de onları izleyen insanların değişime yol açacağına inanıyordu. Lodz Film Okulu tarafından iki kez reddedildi. Bu sırada resim yapmaya başladı. Üçüncü başvurusunda Lodz Film Okulu'na kabul edildi.

Sınıfında kimler yoktu ki, Roman Polanski, Andrzej Wadja...

Öğrenciyken ilk kısa filmi Tramvay'ı çekti. Sonra belgesel çekmeye başladı ki on sene süren bir deneyimdi bu. Filmlerin aksiyonlarından değil, fikirlerden yola çıkmasını sağlamak için belgeselciliğin yöntemlerini kullandığını dile getirdi. Karamsardı ve bunu açıklamaktan hiç çekinmedi. Dışarıda asla mutlu değilim daima eve dönmek istiyorum diyordu.

Blanc(Beyaz) Serinin ikinci filmi olan bu filmi, 1994'te çekti.

Film çekmenin sabretmek olduğunu erken yaşta öğrenmişti. Hayatı boyunca sabretti. Etkilendiği yönetmenler sorulduğunda Shakespeare, Dostoyevski ve Kafka dedi. Yazarları filmlerden daha önemli buluyordu. İlk sinema filmi 1973'te çektiği Przejscie Podziemne (Yaya Altgeçidi), profesyonel bir senarist ile beraber yazdığı tek filmdi.

On Emir'in filmini yapmak istiyordu fakat kiminle konuşsa bunun çok zor olacağını cevabını aldı. 1988'e gelindiğinde bu fikrini 10 bölümlük televizyon filmleri halinde gerçekleştirdi. Böylece Dekalog serisi ortaya çıktı. Aynı sene Krotki Film Oz Zabijanu (Öldürme Üzerine Kısa Bir Film)i çekti. Taksi şoförünü öldürdükten sonra idam edilen bir adamın hikâyesiydi. İdam cezasından ziyade öldürmeyle ilgiliydi.

Öğrenciyken ilk kısa filmi Tramvay'ı çekti.

1989'da Krotki Film O Miloscı (Aşk Üzerine Kısa Bir Film)i çekti. Montaj odasında en çok değiştirdiği filmdi. Sevenin bakış açısı ile sevileni, sevilenin bakış açısı ile seveni gördüğümüz bu film, unutulmayacak bir yapıt.

Üç Renk Üçlemesi

Blue(Mavi) 1993'te çektiği bu filmde kocasını ve kızını kaybeden Julie'nin içinde bulunduğu durumu anlatmaya çalıştı. Mavi ile insanın özgürlüğünün kusurlarını anlattı. Blanc(Beyaz) Serinin ikinci filmi olan bu filmi, 1994'te çekti.Karol'un, eşinin onu terk etmesi üzerine yaşadığı acıların intikamını almak istediği bu filmde eşitlik duygusunu anlattı. Rouge(Kırmızı) Yönetmenin çektiği son filmdir.