Zor günlerde kendini unutmayanların şarkısı: Tunus

BÜŞRA KAYIKÇI ÇİÇEK
Abone Ol

Kuzey Afrika’nın en küçük ülkesi olan Tunus, yumuşak iklimive turizme elverişli şartlarıyla özellikle kış aylarında ziyaretetmek için harika bir lokasyon. Tunus’a seyahatin en avantajlıkısımlarından biri de bu kıtada bulunan diğer arap ülkelerinintam tersine dil konusunda sorun yaşamayacak olmanız.

Kurucusu Habib Burgiba'dır.

Bunca yıllık Fransız sömürgeciliğine rağmen Tunuslular kendi dillerini ve kültürlerini korumakta hassas davranmış bir millet. Fransızca konuşuyor olmalarının dışında Arapça konuşma konusunda da turistlere sıkıntı yaşatmıyorlar. Ayrıca esnaf da dahil çoğunluk İngilizcede konuşuyor. Bunun yanı sıra köklerinin Berber denen bir kavime dayanması sebebiylede yerel dilleri Berberice; Arapça ile Fransızcanın sentezi olan bir dil. İsmi gibi başkenti de Tunus olarak bilinen ülkenin muhakkak görülmesi gereken durakları başlıca Hammamet, Bardo Müzesi, Sidi Bou Sid, Kayrevan, El Jem, Sousse, Kartaca.

Hammamet

Hammamet, okyanusa olan kıyısı ve bembeyaz kumsallarıyla turistler için tercih sebebi olan, milattan öncesinden kalma bir yerleşim yeri. Şehrin etrafına 13. yüzyılda inşa edilmiş duvarların içerisinde kalan pazar kısmı, şimdiki ismiyle Medina Çarşısı labirente benzeyen dar sokaklarıyla bir yandan Mardin coğrafyasını bir yandan ise yapılarıyla Bodrum evlerini hatırlatıyor. Tunus’a özgü bir mimari ile inşa edilmiş olan sokaklar, geçmişten günümüze de iyi bir şekilde korunmuş.

Hammamet Tunus'ta bir kent ve turizm merkezidir.

Şehrin kurulu olduğu coğrafyanın renkleri kapıların üstünde bir görsel şölen haline dönüşüyor. Medina Çarşısı’nın içinde bir başka görülmesi gereken yer ise Büyük Camii (Le Grand Mosquee). Bu caminin ise cephesinin evlerle uyumlu malzeme ve renkte inşa edilmiş olması en belirgin özelliklerinden biri. Camii, çarşıdan ve yaşam alanlarından koparılmamış görüntüsüyle ibadetin günlük yaşantıya dahil rutin bir rituel olduğu hissiyatını kuvvetlendiriyor.

Akdeniz'in en açık mavisi: Sidi Bu Said
SkyRoad

Bardo Müzesi

Bardo Ulusal Müzesi, Tunus, Le Bardo banliyölerinde bulunan bir müzedir.

Dünyanın en büyük mozaik müzesi ünvanına sahip olan ve bunu fazlasıyla hak eden Bardo, Tunus’un başkenti Tunis‘te yer alıyor. Müze binası Osmanlı döneminde valilik yapan Ali Paşa’nın sarayının etrafında şekillenmiş.

Saray, Tunus’un Fransız sömürgesi haline gelmesinin akabinde müzeleştirilmiş.

Osmanlı’ya ait eserlerin sergilenmesi haricinde de Fransız izlerinin, Kartaca, Punic ve Roma dönemine ait mozaiklerinde sergilenebilmesi için sarayın etrafına modern tarzda yapılar eklenmiş.

Zeytune Camii (Al-Zaytuna Mosque)

İsmini üzerine kurulduğu tepenin zeytinlik olması sebebiyle Zeytune olarak alan bu cami, dünyadaki ilk üniversitelerden biri olarak kabul ediliyor. Tunus zaten Kuzey Afrika’daki en önemli ilim merkezlerinden biri olması hasebiyle de kadim bir İslam tarihine sahip. Emeviler’e ait olan bu yapı daha sonra gelen medeniyetlerinde ilgi odağı olmuş. Burada o dönemlerden gelen bir gelenek olan Buhari, Müslim ve Kadı İyaz'ın Şifa eserinin okutulduğu dersler hâlâ öğle ve ikindi namazlarından sonra devam ettiriliyor. Fakat Tunus’taki camiler ile alakalı önemli bir bilgi; sömürgecilikten kalma olduğuna inandığım bir sistem, ezandan 30-40 dk kadar sonra namaz eda ediliyor akabinde bir sonraki vakte kadar cami kapalı kalıyor. Ezandan sonra bırakılan vakit ise halkın toparlanması ve hazırlanması için ayrılan bir süre.

Zeytune Camii, Tunus'taki Tunus Medine'nin merkezinde büyük bir camidir.

Zeytune, dikdörtgen bir plan üzerinde inşa edilmiş çok büyük bir avluya sahip.

Etrafında ise dar geçitli kapalı çarşılar bulunmakta. Bu kısımlar bize çokça Eminönü ve Sultanahmet civarını hatırlatıyor. Bugün de oralarda turistik alışveriş yapabilmek mümkün, keza halk için turizm önemli bir geçim kaynağı. Çarşının devamında ise Tunus’un en ünlü caddesi olan Habib Bourguiba’ya varıyorsunuz. Burası Zeytune Camii’nin olduğu bölgenin tam tersine Fransız sömürgeciliği devrinden izler taşıyor. Dar sokakların içinden adeta bir tüneli aşıp karşı yakaya geçer gibi bir kültürden başka bir kültüre savruluyorsunuz. Bu cadde ise başkentin Champs Elysees’si olarakta anılmakta.

Sidi Bou Sid

Sidi Bu Sid Tunus'un kuzeyinde bir kasaba ve turizm merkezidir.

Şüphesiz Tunus deyince en çok hatırlanan bölge, Sidi Bou Sid bir diğer ismi ise "Aşıklar Limanı". Mimari yapısıyla Santorini’yi andıran bir sahil kasabası. Başkente 20 km uzaklıkta. Bu kasabada da beyaz cepheleri ve maviye boyanmış kapı pencereleri her binada görebilirsiniz. Binaların mavi renge boyamanın sebebi ile alakalı bir çok rivayet olsa da en çok bilineni akrep gibi haşerattan korunma sebebiyle boyandığı. Bir diğer rivayet ise tek tanrılı dinlerden kalma olan Gök Tanrı inancı. Tanrı’nın göklerde olması fikri sebebiyle göğün maviliğine kutsallık addedilmesi. Sidi Bou Sidi gezerken mavi beyaz evlerle sıralı bir yokuşu tırmanarak sahili panoromik olarak izleyebileceğiniz kafelerin olduğu bir tepeye varıyorsunuz.

Kairouan (Kayrevan)

Kairouan, İslam tarihinde kutsal sayılan şehirlerden ve içerisinde Kuzey Afrika’da inşa edilmiş ilk cami olan Ulu Camii’yi (Okba Camii) barındırıyor. Kairouan Unesco tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmış bir yerleşke. Kairouan’da ilk durak şehrin girişindeki 9. yüzyıldan kalma bir su deposu. Daha sonra Tunusluların çocuklarına dua okutmak veya sünnet törenlerini yapmak için bir araya geldikleri Sidi Sahab Camisi bizleri karşılıyor. Bu yapı aynı zamanda medrese olarak kullanılmış.

Kayrevan, Tunus'un Kayravan vilayetinin 150.000 nüfuslu merkezi ve şehridir. Şehir UNESCO Dünya Mirasları Listesi'ndedir.

İçerisinde küçük küçük odalar bulunmakta. Bu odalar bir iç avluya bakıyor ve bu iç avlunun tamamı çinilerle kaplı. Çiniler üzerinde genel itibariyle doğaya ait figürler tasvir edilmiş. Cami aynı zamanda içinde bir türbeyi de barındırıyor. Küçük ölçekli bir yapı fakat, ana kapıdan ibadet yerine kadar olan geçiş mekanlarında ziyaretçilere farklı deneyimler yaşatıyor. Ana kapının avlusundan, dar bir mekâna geçiyorsunuz, bu mekânın da tüm duvarları çinilerle kaplı ve tepesinde orta kısım dikdörtgen bir şekilde açık bırakılmış. Buradan gökyüzünü izlemek oldukça keyifli.

Bir Akdeniz İmparatorluğu: Kartaca
SkyRoad

El Jem

El Jem, Afrika kıtasındaki en etkileyici Roma dönemi harabelerine sahiptir.

Tunus ile alakalı en belirgin özellik, her köşesinin başka bir medeniyeti hatırlatması. Çünkü bir çoğuna ev sahipliği yapmış bu topraklar. Keza El Jem de bize Roma’daki Kolezyum yapısını hatırlatıyor. Kuzey Afrika'daki en görkemli Roma anıtı olan Kolezyum, Roma'dakinin tıpa tıp benzeri. 30 bin seyirci kapasitesine sahip. (Roma’daki 40.000) Kolezyum Romalılardan sonra çeşitli milletlerce kale olarak kullanılmıştır.