2025’in ilk çeyreğinde otomotiv üretimi yüzde 9 daraldı, ihracat geriledi
2025’in, otomotiv sektöründe rölantiye girmesi bekleniyor. OSD’nin ilk çeyrek raporuna göre, toplam otomotiv üretimi yüzde 9 azalarak 344 bin 120 adede gerilerken, ihracat yüzde 1 azalarak 254 bin 683 adet olarak gerçekleşti. Toplam pazar yüzde 7, otomobil pazarı ise yüzde 4 oranında daralma kaydetti. Aynı zamanda 2,4 milyon adet olan Türkiye’nin otomotiv üretim kapasitesinin BYD ve Chery yatırımlarıyla 2,8 milyona kadar ulaşması hedefleniyor. ABD’nin başlattığı tarife savaşlarından Türkiye’nin çok fazla etkilenmesi beklenmezken, markalar tarafında ise hibrit, elektrikli ve içten yanmalı motorları bir arada sunan “üçlü opsiyon” seçenekleri geliyor.
Otomotiv Sanayicileri Derneği (OSD), ilk çeyrek raporunu yayımladı. Öyle ki, Ocak- Mart döneminde toplam üretim geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 9 azalarak 344 bin 120 adet seviyesinde, otomobil üretimi ise yüzde 7 oranında gerileyerek 220 bin 927 adet seviyesinde gerçekleşti.
Yılın ilk üç ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre toplam otomotiv ihracatı adet bazında yüzde 1, otomobil ihracatı ise yüzde 3 azalırken, toplam ihracat 254 bin 683 adet olarak gerçekleşti. Türkiye’nin 2025 yılı ilk 3 ayında toplam otomobil ihracatı ise 149 bin 843 adet düzeyinde ilerledi.
Zor bir yılı geride bıraktıklarını söyleyen OSD Başkanı Cengiz Eroldu, “2024’te rekor ihracat yapsak da bu ihracatı daha da artırmamız, rekabetçiliğimizi daha da iyileştirmemiz gerekiyor. Kötü bir yılı geride bıraktık ama aynı zamanda 1.2 milyar dolarlık yatırım yaptık. Bu yılın ilk 3 ayına bakınca Mart’ta bir toparlanma olsa da 3 aylık verilerde üretimimiz yüzde 9 düştü. Kapasite kullanımımız ise yüzde 78’den 65’e geriledi. Ancak rakamlar düşüyor olmasına rağmen, Mart ayını yukarıya doğru hareket eden bir ay olarak görüyoruz” dedi.
- 2025’in ilk çeyreğinde toplam pazar ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7 azalarak 285 bin 818 adet düzeyinde gerçekleşti.
Bu dönemde, otomobil pazarı da yüzde 4 oranında gerileme yaşadı ve 223 bin 793 adet oldu. 2025’in ilk 3 aylık döneminde otomobil satışlarındaki yerli araç payı yüzde 32, toplam taşıt pazarındaki yerli araç payı ise geçen yılın ilk çeyreğine göre 2 puan düşerek yüzde 31 oldu.
Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan otomotiv sektörünün aynı zamanda kapasite kullanım sorunuyla da karşı karşıya kaldığını söyleyen Eroldu, önceki yıllarda yüzde 40’larda olan iç pazar payının yüzde 30’lara gerilediğini söyledi. 2024 yılında yüzde 70’lik toplam kapasite kullanım oranı ile rekor ihracat yapılsa da rekabetçiliğin daha da artması gerektiğini bir kez daha vurguladı.
Dış yatırımlarla kurulu kapasite artacak
Önümüzdeki dönemde küresel otomotiv pazarının 100 milyonu geçmeyeceğini söyleyen Eroldu, “Talep aşağıya doğru gidecektir. 95 milyonluk talebe karşı devasa bir kapasite var. 2024 otomotivdeki en kötü seneydi ve geride kaldı. 2025’in 2024’ten daha iyi olması için yatırımlar yapıyoruz” dedi. Otomotiv sanayisine yapılan dış yatırımlardan da söz eden Eroldu, bu yatırımların olumlu yansımalarının bu yılki kapasite rakamlarında görüleceğine değindi. BYD ve Chery’nin Türkiye’deki yatırımları ile kurulu kapasitede artış öngördüklerini söyleyen Eroldu, “2.2 milyon olan Türkiye’deki otomotiv üretim kapasitesinin üzerine 175 bin adet TOGG’u ve iki yeni fabrikanın 150-200 binlik üretim kapasitesini de eklediğimizde 2,7-2,8 milyon gibi çok ciddi bir kurulu kapasiteye ulaşacağız. Hedefimiz de bu kurulu kapasiteyi ne kadar doldurabileceğimiz. Çünkü gerçekten de otomotiv sanayisinin Türkiye rakamlarında, ekonomisinde çok ciddi bir payı var” dedi.
Tarife savaşları Türkiye’yi teğet geçecek
ABD’nin başlatmış olduğu tarife savaşları ve otomotiv özelinde gelen ek vergiler hakkında da konuşan Eroldu,
Bizim pazarımız Avrupa olduğu için biz Avrupa müşterisine yönelik ürün yapmaya devam edeceğiz. Hem Türkiye pazarına hem Afrika- Ortadoğu pazarlarına hem de batı Avrupa pazarına yönelik ürün yapan aslında çoklu pazarlara cevap vermeye çalışan bir sanayiyiz.
İhracatımızın yüzde 70’i Batı Avrupa ülkelerine olduğu için biz gene batı Avrupa’ya uygun ürün yapmaya devam edeceğiz. Teknik mevzuatımızda da Türkiye olarak Avrupa Birliği’ni birebir takip ediyoruz. Otomotiv sanayini etkileyen bir konu olacağını düşünmüyoruz” dedi.
Türkiye otomotiv sanayisinin ABD’ye yıllık 1,4 milyar dolarlık ihracat yaptığını da ekleyen Eroldu, bunun 1 milyar dolarını tedarik sanayisinin gerçekleştirdiğini, 178 milyon dolarının traktörden, 166 milyon dolarının ise otobüs-minibüsten geldiğini söyledi. Bu araçların mevcut tarifelerden göreceli olarak az etkileneceği için bu alanlardaki faaliyetleri biraz daha artırabileceklerinden bahsetti.
Üçlü opsiyon geliyor: Hibrit, elektrikli ve içten yanmalı bir arada
Markaların artık sadece elektrikli ve hibrit araç yapmak istemediklerini, sürece içten yanmalı motorları da dahil ettiklerini söyleyen Eroldu, “Bugün herkes aslında içten yanmalı motorları tutmaya çalışıyor. Her gün markalar yeni teknolojili benzinli motorlar geliştiriyor. O yüzden artık ürünler üçlü çıkıyor. İşin içinde muhakkak elektrikli de var. Bugün Türkiye pazarında bile markaların neredeyse birçoğunun üçlü opsiyonu var” sözlerini ekledi.
Aynı zamanda Avrupa’da atıl bir kapasitenin oluştuğunu ve bu durumun Türkiye için risk oluşturduğunu anlatan Eroldu, belli markaların pazardaki arz artışlarını gördüklerini ve bu durumun da fiyat rekabetini arttırdığını söyledi. Eroldu; Avrupa’da satılmayan kapasitenin Türkiye’ye doğru gelmeye çalıştığını ancak bu durumun çok uzun soluklu olmayacağını ve Avrupa’da şirket kapanmalarının olacağını da sözlerine ekledi.
Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.