Arazi bankacılığı sistemi, küçük ölçekli tarım işletmelerine çözüm olabilir
Hızla yükselen nüfusa paralel artan ihtiyaçlara karşın, sınırlı doğal kaynaklar ve tarım alanlarından daha fazla verim elde edilmeye çalışılıyor. Artan gıda ihtiyacı tarım arazilerinin etkin ve verimli kullanımını tüm dünyada daha da önemli hale getiriyor. Türkiye’de işletme ölçeklerinin küçük oluşu arazilerin etkin ve verimli kullanılmasını engellerken, arazi bankacılığı sistemiyle tarım alanlarının tarımsal niteliğinin korunması, el değiştirebilme imkânlarının ortaya konulması, işletmecileri tarafından daha etkin kullanımının sağlanması amaçlanıyor.
Birleşmiş Milletler tarafından dünya nüfusuna dair hazırlanan rapora göre, 2050 yılında dünya nüfusunun 9,7 milyara çıkacağı tahmin ediliyor. Dokuz milyarı aşması beklenen dünya nüfusunun, tarım ürünlerine yönelik öngörülen talep artışı ise birtakım sorunlar doğuruyor. Güvenilir gıdaya ulaşmak kadar, sürdürülebilir gıdaya ulaşmanın büyük önem arz ettiği günümüzde, tarım sektörü yeterli gıdanın temin edilmesinde lokomotif görevi görüyor. Artan nüfusun beslenme ihtiyacını sürdürülebilir kılmak adına tarım arazilerinin verimli kullanılması büyük önem arz ediyor.
Arazi bankacılığı bazı ülkelerde alıcı ve satıcıyı buluşturan ve kredi sağlayan kuruluş gibi faaliyet gösterirken, bazı ülkelerde arazi satın alan ve sonra bu araziyi kamu yararına kullanan kurumlar olarak faaliyet gösteriyor. Farklı ülkülerdeki arazi mülkiyet yapısı ve mülkiyet hukuku farklılıkları nedeniyle farklı uygulamaların gelişmesine sebebiyet verdiğini belirten Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Uluslararası Kıdemli Arazi Politikaları Uzmanı Dr. Hakkı Emrah Erdoğan, genel resme bakıldığında küresel olarak tarım arazisi alanının yaklaşık beş milyar hektar veya küresel arazi yüzeyinin yüzde 38'i olduğunu ve bunun yaklaşık üçte birinin tarım arazisi olarak kullanıldığını, geri kalan üçte ikisinin çayır ve meralardan oluştuğunu söylüyor.
Arazi bankacılığının hayata geçirilmesine yönelik çalışmalar sürüyor
Dünya genelinde 1970’lerde tarımı iyileştirmek ve toplulaştırma çalışmalarını hızlandırmak için kullanılan modeller arasında yer alan arazi bankacılığı, atıl tarım alanlarının üretime kazandırılmasını hedefliyor. Fransa, Almanya, İspanya, Hollanda ve Belçika gibi Avrupa ülkelerinde arazi bankacılığı sistemi, toplulaştırma, arazi temini, aracılık, alıcı ve satıcı arasında garantörlük, arazi ıslahı, tarım alanlarının amaç dışı kullanımının önlenmesi gibi görevler üstleniyor. Türkiye’de de tarım arazisi piyasalarının geliştirilmesi için arazi bankacılığı sisteminin kurulmasına yönelik düzenlemelerin yapılması planlanıyor. Bu hedefe yönelik Tarım ve Orman Bakanlığı çalışmalarını sürdürürken, tarım arazisi piyasalarının geliştirilmesi için arazi bankacılığı sisteminin kurulmasına yönelik çalışmalar yapılıyor.
FAO ve Tarım ve Ormancılık Bakanlığının işbirliğinde Türkiye’de arazi politikalarının güçlendirilmesi amacıyla, ilk olarak 2019 yılında Sürdürülebilir Toprak Yönetimi Eylem Planı hazırlandı. Bunun devamında FAO işbirliğinde Entegre Arazi Kullanım Planlaması Projesi’nin hayata geçirildiğini ifade eden Dr. Hakkı Emrah Erdoğan, “Bu çalışmaların devamında FAO Türkiye Ortaklık Programı kapsamında arazi terkini ele almak ve arazi toplulaştırma prosedürlerini iyileştirmek için ‘Tarımsal Arazi Piyasasının Gelişiminin İyileştirilmesi Projesi’ 2022 yılı Mart ayında hayata geçirilmiştir. Bu proje kapsamında özellikle Türkiye’de terk edilen tarım arazilerinin arazi toplulaştırma ve arazi bankacılığı araçları kullanılarak tekrar tarımsal üretime kazandırılması için çalışılacaktır. Bu proje bölgesel bir faaliyet olarak, beraberinde Azerbaycan ve Özbekistan’da arazi toplulaştırma çalışmalarına da katkı sağlayacak ve Türkiye’nin tecrübelerinin bu ülkelere aktarılmasına yardımcı olacaktır” şeklinde konuşuyor.
Türkiye'deki atıl tarım alanı 2 milyon hektar
Tarımsal arazi piyasasında en büyük pay yüzde 34 ile Asya’ya aitken onu sırasıyla Amerika ( yüzde 25) ve Afrika (yüzde 24) izliyor. Dünya bankası verilerine göre, küresel arazi pazarının yüzde 6,9'luk bir bileşik yıllık büyüme oranı (CAGR) ile 2020’de 108,64 milyar dolardan 2021’de 116,17 milyar dolara büyüdüğünü söyleyen Dr. Hakkı Emrah Erdoğan, küresel pazarın yüzde 10'luk büyüme ile 2025’te 173.11 milyar dolara ulaşmasının beklendiğini ifade ediyor.
Türkiye’de arazi varlığı 2010 yılında 24,4 milyon hektar iken, 2018 yılında 23,2 milyon hektara geriledi. Ayrıca bu alanın yüzde 15.1’ini nadasa bırakılan alan oluşturuyor. “Türkiye’de 2 milyon hektar atıl tarım arazisi olduğu öngörülüyor ve bu arazilerin üretime kazandırılmasıyla yıllık 13 milyar TL’lik bir gelir artışının sağlanabileceği tahmin ediliyor” diyen Dr. Hakkı Emrah Erdoğan, Türkiye’deki tarım işletmelerinin yüzde 80,7’sinde 100 dekardan az tarım arazisi bulunduğunu ve 23,2 milyon hektarlık toplam tarım arazisinin sadece yüzde 31,4’ünün sulandığını söylüyor. Türk tarımının önemli bir problemi olan küçük ölçekli işletmelerin yaygınlığı, kaynakların verimli kullanımını engelliyor. Bu durumun teknoloji kullanımını güçleştirdiğini ve gıda güvenliğini tehdit ettiğini söyleyen Dr. Hakkı Emrah Erdoğan, arazi bankacılığı sisteminin işletme ölçeklerinin büyütülmesinde önemli roller üstlenebildiğini ve işletmelerin ekonomik sürdürülebilirliğine önemli katkılar yapabildiğini ifade ediyor. Erdoğan, “Arazi bankacılığı ile ilgili bilgi eksikliği ve mevzuatların olmayışı günümüzde arazi bankacılığının hayata geçirilmesi için önemli zorluklar olarak gözükmektedir” diyor.
Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.