Azerbaycan-Türkmenistan enerji ilişkileri ve ‘Dostluk’ sahası
Azerbaycan ve Türkmenistan, 20 yılı aşkın bir süredir Hazar Denizi’ndeki bir petrol ve doğalgaz sahası konusunda anlaşmazlık içindeydi. Azerbaycan’ın “Kepez,” Türkmenistan’ın ise “Serdar” adını verdiği sahaya geçen senenin sonunda iki ülkenin anlaşması sonucunda “Dostluk” adı verildi. 21 Ocak 2021’de ise taraflar sahanın ortaklaşa araştırılması ve geliştirilmesi için anlaşmaya varılan şartlar üzerine bir mutabakat zaptı imzaladı.
Söz konusu anlaşma birtakım uluslararası gözlemcileri şaşırtmış olsa da, yeni mutabakat zaptı ani bir gelişme değil. Zira iki taraf, 17 Ağustos 2017’de imzalanan başka bir mutabakat zaptında Türkmen gazının “Avrupa yönünde” geçişi konusunda işbirliği yapmayı kabul etmişti. Yeni anlaşma, aynı zamanda Ağustos 2018’de imzalanan ve Hazar’a kıyısı olan hiçbir ülkenin diğer iki ülkenin doğrudan kendi aralarında inşa etmek istediği herhangi bir boru hattını veto edemeyeceğini öngören Hazar Denizi’nin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme’nin (Aktav Anlaşması) de bir devamı niteliğinde.
Azerbaycan ile Türkmenistan arasındaki son anlaşma, Trans-Hazar Gaz Boru Hattı’nın (TCGP) inşasının önündeki son engeli ortadan kaldırıyor. Doğu Türkmenistan’da halihazırda geliştirilmiş ve bu hat için ayrılmış, ancak şu anda alıcısını bekleyen “kapalı” bir gaz kaynağı var. Türkmenistan toprakları içindeki Doğu-Batı Boru Hattı buradan ülkenin Hazar Denizi kıyısındaki sınırına kadar uzanıyor. Tamamlanmış olan bu boru hattı şu anda TCGP’ye bağlanmayı bekliyor. Ek olarak, TCGP projesini üstelenen şirketin Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen uygulanabilir bir iş planı bulunuyor. Dahası, ekonomik olarak uygulanabilir olan söz konusu boru hattı bu hususta alternatiflerinden daha avantajlı.
Türkmenistan, Rusya dışında AB’nin enerji geçişini daha ucuz ve daha verimli hale getiren tek doğalgaz (ve mavi oksijen) kaynağı olduğu gibi, aynı zamanda bölgenin arz güvenliğini de artırabilecek durumda. Üstelik, Avrupa’nın dünya gaz fiyatlarından bağımsız olan ancak Rusya’nın pazar hakimiyetini etkilemeye yetecek miktarlarda dağıtılabilen gaz konusunda Türkmenistan’dan başka bir alternatifi yok. Türkmenistan gazının üretim ve teslimat maliyetleri Rus gazıyla aynı veya ondan daha düşük olup, Türkmen gazı, Rusya’nın tedarik etmek istediği hidrojenle rekabet edebiliyor. Son olarak, AB’nin onayına ek olarak, Azerbaycan ve Türkmenistan arasındaki mutabakat zaptı ile, TCGP projesi gerekli siyasi desteği almış oldu.
Ayrıca TCGP, hidrojen taşınmasına uygun olacak şekilde tasarlanabilir. Bu, Avrupa Yeşil Anlaşması’na ters düşmeksizin AB’nin enerji ihtiyacını karşılayacaktır. TCGP’nin ikinci ayağı olan, Karadeniz’den geçerek Gürcistan’dan Romanya’ya uzanacak Beyaz Akım boru hattı sadece AB’nin arz güvenliğini artırmakla kalmayacak; aynı zamanda yeni gaz kaynaklarını rekabetçi fiyatlarla Avusturya’daki Baumgarten gaz merkezine de getirecek, bunu yaparken de Bulgaristan-Romanya-Macaristan- Avusturya (BRUA) boru hattını ve diğer bağlantı hatlarını besleyen en düşük maliyetli ulaşım yollarını kullanacaktır.
Beyaz Akım boru hattı rekabeti, pazar entegrasyonunu ve sürdürülebilirliği artıracaktır. Güney Kafkasya ve Hazar bölgesindeki yeni gerçekler, AB’ye mavi hidrojen sağlamak için önemli bir potansiyel oluşturduğundan, TCGP’nin her iki ayağı da AB için yenilenebilir enerji kaynaklarının daha büyük ölçeklerde dağıtımını kolaylaştıracaktır. Ayrıca, Karabağ Savaşı’nın sonuçları, Azerbaycan ile Gürcistan arasındaki Gence koridoruna yönelik olası tüm askeri tehditleri ortadan kaldırdı. Dolayısıyla, TCGP’nin uzantısı ister Ermenistan’ın güneyinden geçerek Azerbaycan’dan Nahçıvan’a ulaşsın, ister güvenli ve zaten kullanılmış olan Azerbaycan-Gürcistan koridorundan geçsin, Ermenistan dilediği takdirde Türkmenistan’dan gaz satın alarak enerji güvenliğini artırabilir.