Dünyanın işi var, işçi yok

HABER MASASI
Abone Ol

Dünya medyasına bomba gibi düşerek, trend haline gelen ‘düz yatma(lie flat)’ hareketi iş dünyasına tepki olarak karşımıza çıkıyor. İş hayatındaki 996 (sabah 9’dan akşam 9’a) yorucu çalışma düzenine verilen bu tepki, istifa oranlarına yansıyor.

ABD Çalışma Bakanlığı’nın verilerine göre, 2020 yılında işgücünün yüzde 1’i civarında olan istifa oranı, kasım 2021’de yüzde 3’e ulaştı. Kasım ayı verilerine göre, bir ayda 4,53 milyon kişiyle istifa rekoru kırıldı. Geçtiğimiz aylardan beri büyük bir etki yaratan bu süreç ‘Büyük İstifa’ dönemi olarak manşetleniyor.

ABD’de birçok iktisadi faaliyetin arz tarafını sekteye uğratan ‘Büyük İstifa’ döneminin nedenlerini bulmak için, finans ve basın sektörü devreye girdi. Toplumda işlerini bırakmanın fırsat maliyetini, işlerine devam etmekten üstün tutan bireyler hakkında araştırmalar yapıldı. Araştırmalara göre, insanlara neden işi bıraktığı sorulduğunda; Kovid-19 kapma korkuları, bu korkuyla beraber kendilerini yıpratmaya değmeyecek ücretleri ve saatleri neden olarak gösteriliyor. Vaka ve ölüm oranlarının yükselişe geçtiği ülkede, insanlar sağlık durumu konusundaki endişeleriyle özel hayatlarına daha fazla vakit ayırma isteği içinde. Bunun dışında Kovid-19 korkusu olmadan home-office olarak çalışan bireyler, çalışma sisteminin üzerinde baskı kurduğunu, her saat ulaşılma baskısı hissettiklerini ifade ediyor. Ek olarak, çalıştığı sektörün gelirine bir artış olarak yansımayacakları bilgisi, sektörde ilerleyebilecek, kendini geliştirebilecek bir gelecek görememek, psikolojik nedenler olarak sıralamaya dahil oluyor.

En çok hangi sektörlerde istifa ediliyor?

Sağlık sektörünün yüksek istifa oranları pandemi koşullarının yıpratıcı olmasıyla ilişkilendiriliyor. Tüketim sektörün yüksek işten ayrılma oranları ise ikamelerinin fazlalığı ve düşük ücretle çalışmaları olarak gösteriliyor. Örneğin, yan taraftaki restoran saatlik 10 dolar ödüyorsa, çalıştığınız lokantadaki 9 dolarlık işi neden bırakmayasınız ki? Yaşamın her alanında olduğu gibi, çalışma hayatında da pandemi dönemi, olumsuz etkisiyle her sektörde hayatımızı dönüşüme uğrattı. Daha önce hiç bilmediğimiz ‘Büyük istifa’ gibi kavramları hayatımıza soktu. Çalışma hayatında You Only Live Once ekonomisinin ortaya çıkmasına yol açtı. Bu ekonomi stili, insanların günlük yaşamda kendilerine sunulandan daha fazlasını istemeleri olarak tanımlanıyor. Bu yüzden, çalışma hayatının sağlık koşullarını olumsuz etkilediği noktada insanların istifa ettiği bir ekonomi piyasasına giriş yapıldı.

Türkiye'de açık iş sayısı 57,8 arttı

Yüksek Istifa Oranına Sahip Sektörler.

Pandemi dönemiyle dünyada istihdam kayıpları artışı yadsınamaz bir gerçek. Dünya genelinde istifaların asıl nedeni olarak, tükenmişlik hissi ve kaygı bozukluğundaki artış yer alıyor. Her sektörde pandeminin faturası dünyaya ağır oluyor. Türkiye bu süreci daha az etkiyle atlatırken, ülkedekiaçık iş sayısı artıyor. İŞKUR’un işverenlerden aldığı açık iş sayısının aralık ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 57,8 artışla 139 bin 601 olduğu görülüyor.

Büyük istifa döneminin Türkiye’ye etkilerini Pasha Bank Genel Müdür Yardımcısı Hale Yıldırım bir benzetme ile açıklıyor. Yıldırım: “ABD’de yaşanan istifa depremini tsunamiye benzetirsek, Türkiye’de işverenler tsunami olmasa da dev dalgalarla boğuşuyor” dedi. Ülkemizde ABD’de olduğu gibi bir durum yaşanmadığını ama pandeminin olumsuz etkileri olduğunu vurgulayan Yıldırım, insanların stressiz, sosyal yaşamdan uzak bir hayat istediğini belirtti. Çalışanların son dönemlerde artan uzaktan erişim ve hibrit modellerine yatkınlığının artmasını da bir başka neden olarak gösteren Yıldırım, bu yüzden işgücünün sektör değişikliğinde artçı depremler yaşadığını söyledi.

Yaklaşık 2 yıllık süreçte, bireylerin isteklerini ve amaçlarını daha fazla sorguladıklarını belirten Borçelik İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Müdürü Derya Demirer, bunun tetikleyicisinin pandemi olduğunu, toplumda ve çalışanlarda sağlığın her şeyden önemli olduğu fikrinin yerleştiğini belirtti. Demirer, Kovid- 19’un yarattığı belirsiz dönem algısının, insanları daha güvenli, eşit şartlarda çalıştığı bir ortam istemeye ittiğini ifade etti. ABD’deki istifa depreminin, Türkiye’deki boyutlarını ele alan Demirer, kendi işini kurmak ya da bir startup’ta çalışmak için istifa edenlerin arttığını söylüyor.

Küreselleşen dünyada ABD’deki büyük istifa döneminin gecikmeli de olsa ülkemizde hissedileceğine değinen Albayrak Holding İnsan Kaynakları Koordinatörü Hüseyin Yavuztürk, bu etkinin ABD’deki kadar olmayacağını söylüyor ve ekliyor; ‘‘Ülkemiz, Milli Teknoloji Hamlesi olarak isimlendirdiği Endüstri 4.0’ı, çoktan başlattı ve üretimi- ihracatını olabildiğince artırdı. Artık ülkemiz teknoloji üssü haline geldi. Bu sebeple bu istifa depreminin ülkemizdeki nitelikli işgücünde yaşanmayacağı görüşündeyim. Ayrıca ülkemizde çalışanların “şirket idiyetinin” ABD çalışanlarına göre daha yüksek olması da bu görüşümü destekleyecektir”

Peryön-Türkiye İnsan Yönetimi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Buket Çelebiöven, insanların elindeki işi kaybetme korkusundan dolayı istifaların Türkiye’de bir sıçrama yaşatmadığına değindi. Fakat, presenteizme vurgu yapan Çelebiöven, bu risk unsurunu fiziksel olarak işinin başında gibi görünen ama psikolojik olarak işle ilişiğini kesen çalışanlar olarak tanımlıyor. Çelebiöven: ‘‘Bu yüzden, Türkiye’de oransal bir sıçrama olmayabilir, fakat yine de şirketler olası istifalar için önlem almalı’’ dedi.

Dijital dönüşüme ayak uyduran çalışan tercih edilecek

'Artık ülkemiz teknoloji üssü haline geldi.'

Pandemi sonrası İK sektörünün yetenek-beceri beklentilerinin evrildiğini vurgulayan Ulusoy Un İnsan Kaynakları ve Kurumsal Gelişim Müdürü Nalan Gülşah Karabaş, bu evrimin “21. yüzyıl yetkinlikleri” olarak adlandırıldığını belirtiyor. Karabaş, yeniliklere kolay adapte olabilmenin en önemli beklentileri olduğunu söylüyor ve ekliyor: ‘‘Geçirdiğimiz son iki yıl şirketlerdeki dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırdı. Nesnelerin interneti, kodlama, artırılmış gerçeklik, yapay zekâ gibi teknolojileri iş modellerine adapte edebilen şirketler sürdürülebilir olacak. Bu yüzdendir ki; bilgi, bilişim ve teknoloji okuryazarlığını bilmek önümüzdeki yıllarda insan kaynaklarının işe alım süreçlerinin önemli değerlendirme kriterleri arasından olacak.’’

İşe alım döngüsünün alanlara göre farklılık gösterdiğini belirten, Erin Motor İnsan Kaynakları Şefi Pınar Pulat: ‘‘Mavi yakalı çalışanlar için beklentilerimiz yaptığı işteki uzmanlığı, uzmanlığı konusundaki gelişen makinelere ne kadar kolay adapte olduğu, kendisini geliştirmeye ne kadar açık olduğu, insanlarla iletişim gücü, beyaz yakalı çalışanlarda ise teknolojiye kolay adaptasyon, koordinasyon becerisi gibi birtakım özellikler öne çıkıyor’’ dedi. Metaverse dünyası içinde bile firmaların yer aldığını belirten Pulat, yazılım sektörünün ve oyun firmalarının dünya devleri haline geldiğini belirtiyor. Yine de ülkemizde yüz yüze iletişimin daha önemli, bireysel gelişim ve uzmanlığın daha değerli olduğunu da ekliyor.

İstanbul Medipol Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mevlüt Tatlıyer, pandemi ile beraber home office çalışma sürecinin sıçrama yaşadığını, bu yüzden ekonomik işlemlerin çevrimiçi hale gelmesinin ciddi bir ivme kazandığını söylüyor.

Online mülakat süreçleri ile geniş bir coğrafyada çalışan adayların istihdam edilmesinin kolaylaştığını vurguluyor ve ekliyor; ‘‘İK sektöründe bilgi teknolojileri sektörünün yıldızı daha da parlayacak.