Eğitim ve diplomasi

HABER MASASI
Abone Ol

Eğitim ve diplomasi arasındaki ilişki, ülkelerin diplomasisine hizmet eden insan kaynaklarının kalitesinden eksik ve yanlış bilgilendirmenin etkin bir şekilde ele alınmasına ve demokratik toplumların karşılaştıkları birçok zorluğa dayanma ve onları püskürtme konusundaki direncine kadar modern küresel bağlamın birçok yönüne temas etmektedir.

Dijital platformların rolünün ağır bastığı sosyal medya bağlamında eksik ve yanlış bilgilendirmenin hâkim olduğu bu sahte haber ve hibrit savaş çağında, ülkeler özellikle kamuoyu ve yönetimin direnci üzerinde istenmeyen etkileri olan sahte haberleri yaymaya yönelik dış müdahalelerden ve kötücül eylemlerden endişe duymaktadır. Bu bakımdan, demokratik toplumlar, kötücül olanlar da dahil olmak üzere bilgi akışının nispeten kontrolsüz olmasından dolayı özellikle risk altındadır.

Dijital eğitimin nasıl güçlendirileceği ve kullanıcılar için nasıl daha yaygın ve daha erişilebilir hale getirileceği konusunda pek çok şey yazılıp çizilebilir. Ancak asıl mesele, diplomasiyi etkin bir şekilde yürütme becerisini etkileyen eksik ve yanlış bilgilendirmeyle mücadeleye öncelik verilmesi gerektiğidir.

Elbette, başta eğitimin yumuşak bir güç aracı olarak etkin bir şekilde nasıl kullanılabileceğiyle ilgili olmak üzere, dış politika yapımında eğitimin rolüyle ilişkili birkaç unsur daha bulunmaktadır. Diplomasi evrilerek hem kapsamını hem de uygulamasında yer alan aktörleri devlet başkanlarının ve diğer dış politika elitlerinin yetki alanının ötesinde genişlettiğinden, “kamu diplomasisi” terimi, diplomasi pratiği ile eş anlamlı hale gelmiş, bu sayede de başkalarının dostluğunu ve eğilimlerini düşünsel olarak etkilemek için “yumuşak bir güç” aracı olarak eğitimin rolünün etkileri büyük mesafeler kat etmiştir. Bu bağlamda, öğrencileri ve diğer ülke vatandaşlarını etkilemeye yönelik yüksek öğretim girişimleri idealdir.

Örneğin ABD 1946’dan beri her yıl kendi de dahil olmak üzere 160 ülkeden yaklaşık 8 bin öğrenciye, bilim insanına, öğretmene ve sanatçıya burs sağlayan Fulbright Programı’nı başarıyla uygulamaktadır. Kuşkusuz, programdan yararlananların büyük bir çoğunluğu hem ABD’yi yakından tanımış oluyor, hem de ülkeye bir yakınlık hissetmeye başlıyor. Aynı şekilde British Council, eğitimin yumuşak bir güç olduğunu gösteren bir başka başarılı araçtır. Öte yandan Çin son yıllarda yurt dışında dilini ve kültürünü tanıtmak için Konfüçyüs Enstitüleri’nin kapsamını dünya çapında genişletti. Kısacası, dünyada pek çok ülke, diğer ülkelerin vatandaşlarını kendi dil ve kültürlerinin yayılmasına dahil etmek için sahip oldukları kaynakların kapsamı ve sınırları dahilinde eğitim programlarından yararlanmaktadır.

Yazının devamı Z Raporu 42. Sayısında