G7 düğmeye bastı

HABER MASASI
Abone Ol

G7'nin bu yıl gündeminde küresel altyapı planı yer aldı. Plan, karayolları, demiryolları ve limanlar gibi büyük ölçekli projelere finansman sağlayarak, özellikle Asya ve Afrika'da gelişmekte olan dünyayla bağlarını güçlendirmeye çalışan Çin’in ‘Kuşak ve yol girişimi’ne alternatif olmayı amaçlıyor.

G7 ülkeleri Küresel Altyapı Ortaklığı’nı (PGII) hızlandırdı. İlk olarak geçtiğimiz yıl İngiltere’deki G7 zirvesinde gündeme gelen altyapı planı üzerinden geçen 1 yılda çok az bir ilerleme kaydedildi ve programın adı değiştirildi. ABD ortaklık için önümüzdeki 5 yıl içinde 200 milyar dolarını karşılama sözü verirken, G7 ortaklarıyla birlikte de küresel altyapı yatırımlarında 2027 yılına kadar 600 milyar doların harekete geçirilmesi planlanıyor. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de G7 zirvesinde yaptığı konuşmada girişime 317,28 milyar dolar destek verdiğini açıkladı. Bu taahhütler, G7 ülkelerinin gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerine daha fazla katılımı için ciddi bir başlangıç olarak görülüyor.

G7 Ülkeleri, dünyaya yatırım için alternatif sunuyor

Çin’in günümüzde enerji, ulaşım, dijital ağlar ve ticaretle ilgili projelerden oluşan ve dünya nüfusunun yüzde 65’iyle yüzden fazla ülkeyi kapsayan devasa uluslararası altyapı programı ‘Kuşak ve Yol’, 2013 yılında Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından duyurulmuştu. On yıla yakın bir süredir Batı, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne yanıt vermek için mücadele ediyor. Ancak Çin kredilerine ve borç verme uygulamalarına yönelik keskin eleştirilerine inandırıcı bir alternatif eşlik etmedi. Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne karşı gündeme gelen Küresel Altyapı ve Yatırım Ortaklığı, daha önce ‘Daha İyi Bir Dünyayı Yeniden İnşa Et’ ve ‘Küresel Ağ Geçidi’ olarak bilinen eski planları yeniden şekillendiriliyor.

Çin’in uluslararası ticaretten elde ettiği fazlayı yalnızca bu fonları diğer ülkelerdeki projelerde değerlendirmenin yanında dünyadaki ekonomik etkisini artırmak için de kullandığını söyleyen İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Haşmet Gökırmak, Çin’in varlığının gelişmekte olan ülkelerde giderek artan oranlarda hissedilmesinin kendi ürünleri için pazar büyüklüğünü artırmanın yanında sürdürülebilir büyümeyi desteklemek için ekonomik, siyasi ve kültürel etkiler de yarattığını ifade ediyor.

Çin’i yüksek hızlı tren hatları, yollar ve elektrik şebekeleri ile dönüştürdükten sonra, ülkenin devlete ait firmalarının teknik bilgilerini ihraç etmeye hazır olduğunu belirten Gökırmak, Çin'in ayıracak sermayesi, Avrasya ile bağlantıları aracılığıyla batı hinterlandını geliştirme ihtiyacı ve kara sınırını paylaştığı 14 ülke ile daha yakın ilişkiler kurma arzusu olduğunu söylüyor. Gökırmak, Çin'in, milyarlarca dolarlık küresel altyapı projesi olan Kuşak ve Yol Girişimi'nin (BRI) başlatmasından bu yana dokuz yıl geçtiğini aktarırken, “2013 ve 2021 yılları arasında (çoğu Çin kredileriyle finanse edilen) yatırım ve inşaat sözleşmeleri yaklaşık 890 milyar dolara ulaştı” dedi.

Küresel altyapı ortaklığı şeffaf ve sürdürülebilir olmayı vadediyor

G7 ülkelerinin, büyük bir sermaye akışı olmadan bile gelişmekte olan dünyada daha fazla projeyi destekleyebileceğini ve ticari krediler üzerinde garanti sağlamak da dâhil olmak üzere, gelişmekte olan ülkeler için finansman maliyetlerini düşürmek adına daha fazlasını yapabileceklerini söyleyen Gökırmak,

Başlangıç sermayesi ve kredi garantisi sunmak da özel yatırımları teşvik edebilir. Doğal olarak gelişmekte olan ülkelerin borç yükleri azalırken batı ülkeleri ile ticaretleri artacaktır

dedi.

PGII’ın limanlara, demiryollarına ve diğer altyapıya odaklanan BRI ile doğrudan rekabet etmek yerine, iklim ve enerji güvenliğine, dijital bağlantıya, sağlığa ve kadın eşitliğine öncelik vererek G7’nin güçlü yanlarından yararlanmaya çalışacağı düşünülüyor diyen Gökırmak, “Çin'in planının aksine, finansal, çevresel ve sosyal olarak şeffaf ve sürdürülebilir olmayı vadediyor. Çin’in programı esas olarak devlet kontrolündeki bankalardan alınan kredileri içerirken, PGII daha büyük özel yatırımları harekete geçirmek için sınırlı hükümet kaynaklarını kullanmayı amaçlayacaktır” dedi.

Çin’in çabalarının giderek artan bir şekilde G7’lerle doğrudan rekabete girecek şekilde olacağını belirten Gökırmak, PGII ile batılı ülkelerin karşılaştırmalı avantajlara sahip oldukları ‘yumuşak’ altyapıya odaklanarak 5G Telekom, blok zinciri ve temiz enerji gibi alanlarda kendi teknoloji ve hizmetleri ihracatını artırmasının beklendiğini söylüyor

Çin'in yaptığı ‘Borç diplomasisi’ mi?

  • Çin, Kuşak ve Yol Girişimi ile gelişmekte olan ülkelere liman, yol ve köprü gibi altyapı projelerinde finansman sağlayarak ticari ilişkileri geliştiriyor.

Ancak aynı zamanda zaten borç yükü altında ezilen ülkelere yüksek faizli krediler sağladığı ve bu ülkeler borçlarını ödeyemedikleri takdirde önemli varlıklarına el koyma aracı olarak kullanıldığı gerekçesiyle de ciddi anlamda eleştiriliyor.

Gökırmak, BRI’ın Avrasya uluslarını Çin sermayesine bağımlı, Çin’in sahip olduğu demiryolları, boru hatları ve karayolları ile kesişen ve ticaretten siber güvenliğe kadar her şeyi yöneten Çin kurallarına bağlı olan haraç ödeyen devletlere dönüştürmeyi amaçlayan bir ana plan olarak düşünüldüğünü söylüyor.

BRI, kısmen ticari olarak şüpheli projelere aşırı kredi verilmesi ve kısmen de Kovid-19’un etkisi nedeniyle, sıkıntılı bir döneme girdi. BRI’ın en önemli parçası olarak bilinen Pakistan, iflasın eşiğinde.

Çin kredilerinin bir diğer büyük alıcısı olan Sri Lanka’nın mayıs ayında temerrüde düştüğüne dikkat çeken Gökırmak, “BRI de etkili bir şekilde yönetilemeyecek kadar büyüdü. Bu sorunlar, ülke içindeki ekonomik yavaşlamayla birleştiğinde, ölçeğin küçülmesine ve fonların daha küçük, daha kaliteli projelere ve sağlık hizmetleri gibi ‘yumuşak’ altyapılara yönlendirilmesine neden oldu. Çin’de, BRI projelerine devam etmesinin yanında, sürdürülebilir kalkınmaya daha fazla odaklanması beklenen ‘Küresel Kalkınma Girişimi’ daha çok konuşulur hale geldi” diye belirtiyor.