Genç TÜSİAD’lılara çağrı: Eski alışkanlıklar bırakılmalı, yeni dönem başladı
Ey genç TÜSİAD’lı, sana sesleniyorum. TÜSİAD’ı kuran veya sonradan üye olan ailelerin üçüncü belki dördüncü kuşağı gençler. Küresel devinim hızının farkındasınızdır. Siyaset, ekonomi, eğitim, kültür, sanat, spor velhasıl hayatın her alanında baş döndürücü gelişmeler oluyor değil mi! Eski yöntemlerle iş tutulmayacağını en iyi iş insanları bilir. Yenilenmeyenin kaybetmeye mahkûm olduğunu da. Büyüklerini sev, say, baş tacı et ama 1970’lerin, 80’lerin, 90’ların yöntemleriyle siyasete müdahale etmenin yanlışlığını bil.
Ateşten gömlek haline gelen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın son yıllarda profesyonel yöneticilere havale edildiği malumun. Yüksek İstişare Konseyi Başkanı üzerinden siyasi bildiri gibi metinler veya kürsü konuşmalarıyla siyasete, terörle mücadeleye, hukuka ve eğitime yön vermeye çalışmak faydasız. Gerginlik çıkaran bu çıkışları yapanlar bu gerçeğin farkında değiller mi? Veya farkında oldukları halde eski alışkanlıklarından mı vazgeçemiyorlar? 1970’li yılların başında kurulan bir iş adamı derneği olarak görünse de TÜSİAD’ın üzerine vazife olmayan işlerle ön plana çıkması siz gençleri rahatsız etmiyor mu? Sizden öncekiler ve şu anda hayatta olup yaşça büyük olanlar bir gerçeği anlamak istemiyor olabilirler. Ancak devir değişti.
Kapalı kapılar ardından yazılan senaryoları kolayca yutacak bir toplum yok artık. İletişim imkanları sayesinde herkes her şeyi baş döndürücü bir hızla görüyor, anlıyor. En ufak gelişme, sosyal medya platformları veya internet aracılığıyla saniyeler içinde her kesimden vatandaşın önüne seriliyor. Ülkenin en zenginleri de olsanız, hükümet kurup hükümet yıkma gücünüz yok artık. Halk, iş başına getirdiği siyasetçiyi korumasını biliyor. Zengin 3-5 ailenin iktidarları kumanda ettiği devirler geride kaldı. Darbe yapmadan önce size danışacak veya bizzat yapmak istediğiniz darbeyi yönetecek-yönlendirecek cuntacı klikler yok artık. 1990’lı yıllardakine benzer medya-sermaye gücünü elinde tutan dördüncü kuvvet unsuru da bulmak hayli zor artık. İnsanları ve kurumu medya aracılığı ile yerin dibine gömmek de imkânsız. Medyanın, yargının, güdümlü STK’ların, üniversitelerin, sanatçıların, paralı maşaların ve etkin kullanılan sol fraksiyonların yönetildiği "Silahsız Kuvvetler Komutanlığı" merkezi çöktü.
Her rejim kendi zenginini üretir. Türkiye’de cumhuriyet sonrası devletin zengin ettiği ailelerin muadilleri Almanya’da Volkswagen’i Audi’yi kurdu. Güney Kore'de Samsung'u, Japonya'da Mitsubishi'yi Toyota'yı kurup küresel marka haline getirdi. Başka ülkelerde geçmişi yüzyıl öncesine dayanan gruplar otomobil, uçak gemi gibi ağır sanayi hamlelerine imza attı. Bu gücün verdiği motivasyonla bilgisayar, telefon ve robot teknolojisinde de bu ülkeler rahatlıkla öne çıktı. Bizdeki zenginler ise yarım asırdır, ya bu markaların distribütörü veya montajcısı konumunda kaldı maalesef.
Bu durumdan kurtulmak için Türkiye’nin önünde önemli bir fırsat var. Gözünü dört aç, etrafına iyi bak ve gördüklerini anlamaya çalış. Türkiye’nin değiştiğini sen de görüyorsun. İşini düzgün yaptığınız sürece önünün açık olduğunu, zenginliğine zenginlik kattığını rakamlar söylüyor. Özel jetinle uçtuğun havalimanları, işlerini koşuştururken kullandığın otobanlar, köprüler, tüneller, bölünmüş yolları ve hızlı tren hatlarının sana sağladığı katma değeri benden iyi biliyorsun. Dünyayı gezmiş-görmüş insanlarsınız. Gittiğiniz ülkelerden Türkiye’nin nasıl göründüğünü fark etmiyor musun? Eğri oturup doğru konuşalım; bununla gurur duymuyor musun? Gücünü kuvvetini devasa yatırımlardan alan bir Türkiye gerçeği var. Bunu dünya biliyor, biz de vatandaşlar olarak görüyor ve dahası hissediyoruz.
Ekonomiyi büyüterek hep birlikte zenginleşmenin yolu eski zincirlerden kurtulmaktan geçiyor. Eskilerin dayattığı alışkanlıklarda ısrar etmenin sana da şirketine de memlekete da faydası yok. Kayıt dışı siyaset yapma dönemi artık kapandı. Yeni Türkiye’de kayıt dışı ekonomiye de kayıt dışı siyasete de yer yok. Miadını doldurmuş yanlışlarda ısrar etmek yerine, yükselen Türkiye’ye katkı sunmayı dene. O yüzden istersen gel bir daha düşün genç TÜSİAD’lı. Çünkü gelecekte o koltuklarda ve yönetim kurullarında sen olacaksın.
Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.