New York savcısı petrolü hayatımızdan çıkartabilir

HABER MASASI
Abone Ol

Onlar, “Hidrojengiller Ailesi.” 8.5 yaşındaki Lili Ferruh; 47 yaşındaki ebe-hemşirelikten adım adım bilim kadınlığına terfi eden, yazdığı kitapla eşine “Hidrojen romantiği” diyen Ayfer; ve yaşayan canlı tarih, bilim insanı Turhan Nejat Veziroğlu… Bu aile muhteşem bir bilim üçlüsü… Lili, konferanslarda metin dağıtıyor. Ayfer sunumları hazırlıyor. Prof. Veziroğlu konuşuyor. Biz, farkında değiliz ama Mars yolculuğunun anahtarlarından biri Veziroğlu’nun buluşu. Küresel ısınmayı önleyecek anahtar da onun… Ünlü. Patagonya’da bile adı parklara verilmiş, Kendisiyle konuşurken zaman tünelinde yolculuğa çıkıyor insan. Size geçmişi ve geleceği birlikte anlatıyor. Çok sağlıklı. Bunu sofradan aç kalkmasına bağlıyor.

92 yaşında. Yaşını tersten okuyor, 29 yaşında. Sigara, içki içmiyor, stres yapanları yanından uzaklaştırıyor. Kavgadan, kavgalı toplantılardan kaçıyor.. Televizyonda evlenme programlarını izliyor. Trajedi filmlerine gitmiyor, komediye bayılıyor. Çocuk filmlerini kaçırmıyor. Sağlıklı olmak için “güleceksiniz, ağlamayacaksınız” diyor. Bir de durmadan seyahat ediyor. İspanya Zaragoza’da 21’inci Dünya Hidrojen Enerji Konferansı’na katıldı, ayağının tozuyla geldiği İstanbul’da sohbet ettik. Rusya’ya uçacaktı. Bir bilim adamının güncesini dikkatinize sunmak istedik.

Hidrojen enerjisi diye 46 yıldır mücadele veriyorsunuz Hidrojen enerjisi 8.5 yaşındaki kızınız Lili’ye nasıl bir dünya sunacak?

Yaşanabilir, nefes alabileceği bir dünya sunacak. Hava kirliliğinin yüzde 20 si toplu taşıma araçlarından, ulaşımdan kaynaklanıyor. Otomotiv çok fazla fosil yakıt kullanıyor, dünyayı en fazla onlar kirletiyor. Suçlular yani. Bu suçtan hidrojen enerjisi ile kurtulacaklar.

Endüstri hidrojenli araç üretmiyor mu?

Toyota’dan Mirai, Honda’dan Clarity. Piyasaya çıkmadan kullandık bu arabaları. Hiç ses yok. Uçak gibi. Hava kirliliği falan da yapmıyor. Tabii hidrojeni nereden ürettiğinize bağlı bunlar. Honda, Toyota, BMW, Mercedes, hepsi üzerinde çalışıyor.

Cahilliğime verin, kazalar azalır mı?

Ölümcül kazalarda azalma olabilir. Arabalar çarpıştığı zaman yangınlar çıkıyor zehirli gaz yayılıyor ve insanlar zehirleniyor. Hidrojenli arabalar çarpıştığı zaman hidrojen çok hafif bir gaz olduğu için havaya doğru gidiyor. Dolayısıyla etrafa yayılmıyor, radyasyon vermiyor. Kaza sonrası insanlar yürüyerek çekip gidiyor.

Hidrojen enerjisi yaygın olarak ne zaman hayatımıza girer?

Japonya, ABD ve Almanya’da insanların hayatına girdi bile. Bu üç ülke hidrojen ile ilgili bütün araştırmayı ve teknolojileri üretiyor… Japonların hidrojenleri yok, Afrika ve Arjantin’de hidrojen üretmeyi, üretilen teknolojiyi de dünyaya satmayı planlıyorlar.

Hidrojenli araba teşvikleri var mı?

Toyota’nın bir programı var. Eğer hidrojenli araba alırsanız, Japon hükümeti size 20 bin dolar para veriyor.

Hidrojen enerjisi nedir?

Hidrojen bir enerji taşıyıcısıdır. Su, rüzgâr, jeotermal, nükleer, fosil yakıtlardan da üretebilirsiniz.

Fosil yakıt işin içindeyse yenilik nerede?

Hedefimiz yenilenebilir enerjilerden hidrojeni üretmek. Çünkü yenilenebilir enerjiden ürettiğiniz zaman hiç hava kirliliği olmuyor. Fosil yakıtlardan üretildiği zaman fosil yakıtların verdiği zarar gibi zarar vermiyor, üretim esnasında bir zararı var. Yanarken hava kirliliği yok.

Hidrojen, küresel ısınmayı önler mi?

Eğer hidrojen kullanırsak, en erken 100, bilemedin 200 sene sonra dünyanın ısısı normale dönecek.

Dünyanın ısısı kaç derece?

Dünyanın ortalama ısısı 20 derece. Alçak ısıdaki ışınlar karbondioksit yokken uzaya gidiyor. Boşluğa gidiyor ve dünyanın ısısı 20 derecede kalıyor. Fakat karbondioksit olunca bu alçak ısıda ki ışınları karbondioksit yutuyor.

Sonuç, aşırı sıcaklar mı?

Yağmurlar artıyor. Her tarafı seller basıyor.İklim değişikliği yüzünden rüzgâr, kasırga, fırtına daha kuvvetli oluyor. Doğal afetler, felaketler gittikçe artacak, zarar artacak. Sonra ısı arttığı için kuraklık oluyor. Sıcaktan insanlar ölüyor.

Peki, hidrojeni kullanmazsak hangi hastalıklarla tanışacağız?

Solunum sistemi hastalıkları artacak.

Dünyayı kirletenler hidrojen kullanarak kendilerini aklar mı?

BP başladı zaten. Shell’in çalışması var.

Petrolcüler hidrojen konvoyuna nasıl katıldı?

Biliyorsunuz sigara içmek sağlığa zararlı. Bunun zararlı olduğunu bilmelerine rağmen sigara şirketleri yıllarca sakladılar bu bilgiyi… Reklam edip daha çok sigara içilmesini sağladılar. Ve zararları arttı. Göğüs kanseri, göğüs hastalıkları arttı. Şimdi aynı şey petrol şirketleri için yapılıyor.

Düğmeye kim bastı?

New York eyaleti savcısı Exxon Mobil petrol şirketinin iç yazışmalarını ele geçirdi. Bu iç yazışmalara göre petrol çok hava kirliliği yanında kanserojen madde yapıyor. Yani sigara içenler azalmasına rağmen göğüs hastalıkları artıyor. Bunun sebebi de otomobil kullanımındaki artış. Bu bilgileri elde etti New York eyaleti savcısı. Şimdi ExxonMobil’i mahkemeye vermeye hazırlanıyor.

Exxon Mobil ABD demek değil mi?

ABD’nin en büyük eyaleti de New York. Bunu Kaliforniya ve diğerleri takip eder...

Bu durumda petrolcüler sizi dikkate alır mı?

Biz, hidrojenle ilgili iki senede bir “Dünya Hidrojen Enerjisi” konferansı yapıyoruz. Petrolcüler hidrojeni 1998’de yapılan Buenos Aires’ten itibaren gündemlerine almaya başladılar.

Hidrojenle nasıl tanıştınız?

1962’de Miami Üniversitesi’ne doçent olarak girdim. İlk araştırma projesi Amerikan Uzay İdaresi’nden (NASA) geldi. Bu projede Mars’a gitmek için kullanılacak Nükleer Hidrojen roketlerdeki titreşimleri bulup, durduracaktık.

Proje üzerinde kaç yıl çalıştınız?

Beş sene çalıştık, titreşimlerin sebebini bulduk. Proje tamamlandı. Hidrojenin uzun mesafe seyahat için, Mars’a seyahat için en iyi yakıt olduğunu gördük.

NASA tüm uzay araştırmalarında hidrojen mi kullanıyor?

Hidrojen olmasa ne aya gidilirdi ne de Mars hayalleri kurulurdu.

Uzay yakıtı tamam da, sizi hidrojene bağlayan ne?

Ne olacak, şehirlerdeki hava kirliliği. Otomobiller arttıkça hava kirliliği artıyor. 1967’den 1972’ye kadar olan dönemde hava kirliliği zulüm olmaya başladı. O sıralar Los Angeles ve çevresinde hava kirliliği yüzünden bazı okullar kapanıyordu. Londra, Şikago ve Tokyo’da hava kirliliği artıyor ve hastalıklar çoğalıyordu. Onun için beş sene en temizini bulalım diye bütün otomobillerde kullanılacak yakıtları tetkik ettik.

Sonuç ne?

Baktık ki en temizi hidrojen, hidrojen motorda kullanıldıkça egzozdan çıkan su ya da su buharı oluyor. Diğerlerinden karbondioksit çıkıyor. Hidrojende zararlı maddeler yok.

Hidrojeni dünyaya 1973 petrol krizi mi tanıttı?

Filistin meselesi dolayısıyla Orta Doğu memleketleri petrol ihracını durdurdular. Çok az otomobil üretilmeye başlandı. Fosil yakıtlarla işleyen fabrikaların kimisi kapandı, kimisi yarı mesai yaptı. Böylece şehirlerin havası temizlendi. Mesela krizden evvel Tokyo’ya gitmiştim. Tokyo’nun içinden Fujiyama Dağı’nı göremiyordunuz, hava o kadar kirli. Kriz başlayınca gittim, hava tertemiz.

Krizi nasıl fırsata dönüştürme dönemi mi?

Miami Üniversitesi’nde “Temiz Enerji Araştırma Enstitüsü’nü” kurdum. Maksat petrole alternatif olarak temiz bir yakıt bulmaktı. Enerji enstitüsünü kurduktan sonra çok düşündüm. Petrol yerine birçok enerji kaynağı var. Güneş çok temiz, çok bol, rüzgar öyle, deniz ve nehir cereyanları, fakat hiç birisi petrol gibi kullanışlı değil. yani güneşi, rüzgarı, deniz cereyanlarını otomobile koyup otomobili işletemiyorsunuz. Bol enerji, temiz enerji ama pratik değil. Dedim ki, “Bu yeni enerji kaynaklarından bir yakıt üretirsek, o zaman meseleyi çözeriz, o yakıtı otomobile koyarız, otomobil gider.

Petrol lobisi karşınıza dikilmedi mi?

Dikilmez olur mu? Hidrojen, en temiz, en hafif, en randımanlı enerji taşıyıcısı. O zaman dedim güneşten, rüzgardan, deniz akımlarından, nehir akımlarından hidrojen üreteceğiz. Ve hidrojeni en iyi yakıtta kullanacağız. Otomobillerde, uçaklarda ve bir konferans yapıp bunu herkese ilan edeceğiz.

İlk konferansı ne zaman yaptınız?

18 Mart 1974’te… 65 ülkeden 750 kişi geldi. Konferans açılışında anlattım hidrojen enerji sistemi nasıl olacak. Çay molası verdik, çay içerken yanıma 10 kişi geldi. Dediler doktor Veziroğlu biz de aynı fikirdeyiz.

İlk konferansı Playboy Plaza Oteli’nde yapmışsınız, niye?

Meliha Okur ve Turhan Nejat Veziroğlu.

Otelin ne yaptığını bilmediğimiz için.

Konferans başkanı diye bana Penthouse’ı vermişler, odalar ayna dolu. Akşam odaya dünyanın farklı yerlerinden gelen 10 enerji uzmanı ile toplandık. Eğer hidrojenden daha iyi bir fikir ortaya atılmazsa, “derneği kuralım” dedik. Venezüella’dan doktor Hanibal Martinez, kendisi OPEC’in kurucularından. Dernek kuruldu. Beni Başkan seçtiler. Hala başkanım.

Petrol şirketleri içinize adam yerleştirmedi mi?

Petrol şirketleri büyük paralar kazanıyor, hidrojeni ister mi? Mesela 1992’de Rio de Janeiro’da, hava kirlenmesi ve iklim değişikliği ile ilgili BM bir toplantı yaptı. 92 devlet başkanı geldi. Aralarında Demirel de var. Çevre, Enerji ve Sağlık Bakanları orada. Bu toplantıyı BM namına organize eden şahıs petrol mühendisi. Adam casus. Petrol şirketleri BM’ye diyor ki, “bu çok iyi ve çok mühim bir toplantı. Toplantı masraflarına karşı size 50 milyon dolar vereceğiz. Kanada’dan şu mühendis var, o da başkan seçilmeli.” BM, söylenen kişiyi başkan yapıyor.

Petrol lobisi hidrojen kanunu çıkarttırmıyor mu?

Bu enerji krizinden sonra ABD Parlamentosu’nda bir kanun teklifi yapıldı.

ABD hükümeti alternatif enerji taşıyıcılarına destek verecek. Bunun için de hükümet hidrojen, alkol, elektrikli otomobillere destek oldu. Petrol lobisi hidrojeni hazırlanan tasarıdan çıkardı. Elektrikten, alkolden korkmuyorlar, hidrojenden korkuyorlar.

Hâlâ hidrojene uyanamadık mı? .

Şimdi çevre konularında çalışan bilim adamları hidrojeni teklif ediyor. Fakat petrol şirketleri bazı bilim adamlarına büyük paralar veriyorlar. Diyorlar ki, “bu küresel ısınma, petrolden, kömürden, doğal gazdan dolayı olmuyor. Tarlalarda geviş getiren inekler geviş getirdikten sonra metan gazı çıkartıyor, ısınma o metan gazından oluyor.” Yani insanlar yapmıyor, hayvanlar yapıyor. Eğer New York eyaleti başarılı olursa, işler değişecek.

Japonlar hidrojenli su yaptı mı?

En iyi antioksidan. İçenler kendilerini çok iyi hissediyor.

Hidrojen ekonomik bir ürün mü?

Ben hidrojen fikrini ortaya atınca ABD Senatosu bizim merkeze beş yıl için yılda 2.5 milyon dolar para verdi. Kongre Enerji Komitesi benden kongreye hidrojen hakkında bilgi vermemi istedi. Hatta komitenin başkanı Mr. Brown dedi ki, “Doktor Veziroğlu, hidrojenin bu kadar iyi nitelikleri varsa ABD’de serbest piyasa var. Serbest piyasada rekabet etsin kazansın.” Ben de, “ABD’de serbest piyasa var ama adil piyasa yok” dedim.

Bir türlü çıkmayan(!) yasayı mı hatırlatıyorsunuz?

Elbette. “Doktor Veziroğlu ne demek istiyorsunuz” dediler. Ben de, “Siz bir kanun çıkartın, her maddenin, çevreye, insanlara verdiği zararı o maddeye ödetin, o zaman hiç kimse petrol satamaz, hidrojen satar.” Çünkü o zaman hidrojen en ucuz olacak. O kanunu çıkartamıyor kimse.

Hidrojende standartlar belli mi?

İsviçre’de International Standards Organisation (ISOR) var. Yıllar önce oraya müracaat ettik. “Hidrojenle ilgili standartları hazırlayın” dedik. ISOR şimdi BM’nin şubesi. Standartların çoğu hazırlandı. Teknoloji hazır. Artık yasa için kafa yoruluyor.

Yasanın çıkması için ne yapılmalı?

Ekonomik boyutu konuşulmalı. Petrol dahil her maddenin fiyatına verdiği zarar ilave edilmeli. Ve o şekilde satılmalı. O zaman temiz maddeler hemen kendini gösterir.

Kasım seçiminde Donald Trump iktidara gelirse, hidrojene sıcak bakar mı?

Trump petrolcülerin etkisi altında kalır. Cumhuriyetçilere en çok destek petrolcülerden. Cumhuriyetçiler küresel ısınmaya inanmıyor ki!.. Hatta içlerinde dünya düzdür diyenler de var. Dünya Düzdür Derneği var. Adil ekonomik düzeni savunuyoruz

Savunduğunuz sistem liberal düzenle uyuşur mu?

Adil ekonomik sistemde her maddeye çevreye, insanlara, sağlığa verdiği zararları tek tek ödeteceğiz. Rakı şu kadar zarar veriyor, rakının fiyatına ilave edeceğiz. Sigara aynı şekilde. Diğer ürünlerde de. Böyle olunca temiz olan madde ucuz olacak. Kirli maddelerin fiyatı artacak..

Türkiye hidrojen ile ilgilenmiyor mu?

2022 Hidrojen Konferansı Türkiye’de yapılacak.

Hidrojen merkezimiz var mı?

Var. 2004’te davet aldık, geldik, 2006’ya kadar buradaydık. BM hidrojen merkezini İstanbul Cevizlibağ’da kurduk ve Miami’ye döndük.

Nejat Bey kendinizi tarif edin…

Yüzde 30 İngiliz, yüzde 30 Amerikalı, yüzde 30 Türk, yüzde 10 dünyalı. Tarz ve kafa olarak onların karışımıyım.

Nerede okudunuz?

İstanbul Üsküdar doğumluyum. Karşıyaka’da ilkokul ve ortaokulu bitirdim. İstanbul’a taşındık. Pertevniyal Lisesi’ne gittim. Harp vardı o zaman, İkinci Dünya Savaşı. Her sene devlet dışarı öğrenci gönderirdi. Harp başlayınca durdu bu. Liseyi bitirdim. Teknik Üniversite imtihanını kazandım. Birinci sene sonunda harp bitmedi ama Cumhurbaşkanı İnönü, “mühendis lazım memlekete, gönderelim” dedi ve imtihan açıldı. İstanbul Teknik Üniversitesi birinci sınıftayken de İngiltere’de İmperial Üniversitesi’ne gittim. Master ve doktora Londra Üniversitesi.

İlk iş adresi neresi?

Askerlikten sonra TMO’da çalıştım. İlk marifetim, genel müdüre danışmanlık.

TMO’da ne yaptınız?

Amerikan yardımı geliyor. Türkiye’nin 60 yerine kurulacak hububat siloları geliyor. Çelikten yapılmış. Amerika bakıyor, Türkiye’de hububat üretiliyor ama silolar yok. Korunamıyor, telef oluyor bir kısmı. TMO kurup işletecek. TMO, Head House (Ana Bina) bürosu kuruyor. Ben de makinadan sorumlu müdür yardımcısı… “Yav dedim burası Türkiye, Head House ne demek?” “Çelik Silo” diyelim dedim.

Arkasından ne geldi?

Büyük üvey abim inşaat mühendisiydi. Veziroğlu İnşaatı kurdu. Kardeşim Sedat mimardı, ikisi beraber çalışmaya başladılar. Kadri ağbi “İngilizce bilen mühendisler lazım, Nejat yanımıza gel” dedi. Gittik. Vatan caddesi, Florya sahil yolu, İstanbul’un yollarını yaptık.

Menderes dönemi projelerini mi?

Türkiye’nin 60 yerinde pompa istasyonu, NATO için Türkiye’nin 60 yerinde roket üssü kurduk. Erzurum’dan Edirne’ye kadar NATO Boru hattı. Veziroğlu İnşaat olarak devlet bütçesinin yüzde 18 ini biz veriyorduk.

O döneme ilişkin bir anı…

Adnan Menderes yolları gelip kontrol ederdi, eğer kalınlığı iyi ise ve iş zamanında biterse ustalara altın saat hediye ederdi. Sonra ihtilal oldu. İnşaat işleri durdu. Evlendim. Eşimle birlikte “öğretim üyesi” olayım diye karar verdik.

Peki, niye Miami Üniversitesi?

Üç yere müracaat ettik. İTÜi, Londra Imperial Kolej, Miami Üniversitesi. Miami’yi seçtim. Sebebi, Londra’da hava kirliliği çok kötüdür. Güneş görmezsiniz. Bulutlu, kasvetli. Dedim, “tropik bir yerde yaşayayım.” Bir sebebi de şu; İTÜ asistanlık teklif etti. Imperial, yardımcı doçent, Miami ise doçentlik. En iyi teklif Miami’den geldi. 2009’da emekli oldum.

Nobel’e aday gösterildiniz mi?

2000 yılında Azerbaycan Bilimler Akademisi aday gösterdi.

Niye Azerbaycan?

Bunu bana değil Türkiye’ye sorun…

Aziz Sancar’ın ödülünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok güzel, Çok mühim.

Yurtdışında kaç bilim insanımız var?

Fizikçi Behram Kurşunoğlu rahmetli oldu. Einstein ile çalışmış. Oktay Sinanoğlu, o da rahmetli oldu. Dündar Kocaoğlu var, Oregon’da. Endüstri Mühendisi, teknoloji yönetimi üzerine çalışıyor. Mehmet Öz var. Münci Kalayoğlu var. Oğlu Murat Kalayoğlu. Harvard’da göz hastalıklarıyla ilgili araştırma yaparken yeni bir madde icat etti. Bütün kozmetik sanayi değişecek.

Hidrojen pazarının ekonomik değeri nedir?

Son yapılan çalışmaya göre hidrojen ekonomisinin pazarı 4.5 milyar dolar. Büyüme hızı yıllık yüzde otuz beş buçuk. 2025’te pazar yüz milyar dolar olacak.

Hidrojen dünyası bize ne getirecek?

Panama belgelerini biliyorsunuz. İrlanda başbakanı istifa etti. Şirket kapatıldı Panama’da. Şirketler bazı ülkelerde vergi kaçırıyorlar. Bütün bunların çözümü global solution yani dünya hükümeti kurmak. O zaman milyarlarca dolar tasarruf edeceğiz. Ordulara ihtiyaç kalmayacak, atom bombalarına, hidrojen bombalarına ihtiyaç kalmayacak. Para kaçırma trafiği olmayacak müthiş tasarruf edeceğiz.

Peki, enerji arz güvenliği yaşayan Türkiye’ye ne öneriyorsunuz?

Eğer enerjimizi hidrojenden, hidrojeni de güneşten, rüzgardan, sudan üretirsek, sonra gece kullanılmayan çok elektrik var, bütün yakıt ihtiyacımızı karşılayabiliriz. Ticaret açığımız kapanır, Türkiye’nin büyümesi çok hızlanır.