Türkiye tedarik zincirinde popüler hale geldi

HABER MASASI
Abone Ol

1980’li yıllarda çevre temizliği konusunda toplumsal bilincin oluşması fikriyle yola çıkan Koroplast markası, geçtiğimiz günlerde halka arzını ilan ederek 125 bin talep topladı.

Şirket halka arz sonrasında sermayesini 150 milyon TL’den 174 milyon 600 bin TL’ye çıkardı. Korozo iştiraki olan Koroplast, bugün Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere 14 ülkeye ihracat yapıyor. 2 bin 500 m2 kapalı üretim alanı ile 322 kişiye istihdam imkânı sunan marka, 2022’nin ilk altı ayında net karını yüzde 32 artırdı. 41 yıldır Türkiye ve dünyada çöp poşeti ve saklama poşetleri ile adından söz ettiren markanın Genel Müdürü Bekir Türkoğlu, tedarik zincirinde ve lojistikte yaşanan sıkıntılardan dolayı Türkiye’nin küresel pazarda popüler hale geldiğini ve Koroplast’ın da birçok ülkeye ihracat ile bu durumu fırsata çevirdiğini söylüyor.

Koroplast olarak geçtiğimiz günlerde halka arzınızı gerçekleştirdiniz. Sonuçlar beklentilerinizi karşıladı mı?

SPK sırasında çok fazla şirket olduğu için 7-8 aydır halka arz sürecini bekliyorduk. Kısmet Temmuz ayınaymış. Hisse, toplam 125 bin talep aldı. Satmayı planladığımızın 7 katı talep geldi. Şirketin sermayesi halka arz sonrasında 150 milyon TL’den 174 milyon 600 bin TL’ye yükseldi. Tamamlanan talep toplama süreci sonunda, ek satışla birlikte toplam sermayenin yüzde 44,96’sına karşılık gelen paylar halka arz edildi. Açıkçası böyle bir ilgi bekliyorduk. İyi bir başlangıç yaptık. Bu sayı bizler için çok önemliydi.

Kuruluş hikâyenizden ve bugün neler yaptığınızdan bahseder misiniz?

2007 yılında Korozo Grup’ta kurumsallaşma süreci başladı ve 2010 yılına geldiğimizde de artık profesyonellerin yönettiği bir şirket olduk. Ipsos ile yaptığımız marka sağlığı araştırmasına göre bugün Türkiye’de Koroplast markası yüzde 100 bilinirliğe sahip. Yüzde 90’lara yakın da ‘ilk akla gelen marka’ olma özelliği var. Bu kategorinin kurucusuyuz. Türkiye’nin ilk çöp poşeti, ilk buzdolabı poşeti, ilk fermuarlı poşeti, ilk kilitli poşetine sahibiz. Koroplast markası ilk olarak 80’li yıllarda ‘Çöpler, çöp torbasına’ diye toplum kampanyaları, kamu spotları, çizgi filmler, tiyatrolar ve okullarda eğitici faaliyetler ile bir pazar oluşturmaya başladı. Önce çöp torbası kavramı yerleştirildi. 2005’e gelindiğinde ise Türkiye AB uyum yasaları çerçevesinde atıkların geri kazanımı ve ayrıştırılması ile ilgili yasa çıktı ve bu konuda yurt dışına ve yırt içinde çalışmalar yaptık. O günden beri de sürdürülebilirlikle ilgili çalışmalara devam ediyoruz. Ürünlerimizin tekrar doğaya dönmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Bu düşünce 4 yıl önce sıfır atık projesi ile ciddi bir ivme kazandı. Kamu da çok sahiplendi. Ardından perakende yasasında alışveriş poşetleri ücretlendirildi ve kontrollü bir süreç başladı. Bunların hepsi aslında olması gereken şeyler tüm dünyada uygulanan regülasyonlar bizde de başladı ve benzer şekilde devam edecek. Türkiye genelinde 52 bin noktaya hizmet veriyoruz. Yüzde 50 pazar payımız, 12 bin paletlik depomuz, 25 bin m2 kapalı üretim alanımız ve 260 kişilik istihdam ile üretimimize devam ediyoruz.

Pandemi döneminde yüzde 46 büyüme

'SPK sırasında çok fazla şirket olduğu için 7-8 aydır halka arz sürecini bekliyorduk.'

Nasıl bir yılı geride bıraktınız? 2022’den beklentileriniz ve hedefleriniz neler?

2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 46 büyüyerek 407 milyon TL net ciro ile yılı kapattık. FAVÖK oranımız yüzde 25’lerde. 2022 ile 2021’in ilk altı ayına baktığımızda da yüzde 62 net ciro büyümesi ve yüzde 32 net karlılık büyümesi, 32.8 milyon TL’de net kar açıkladık. Her şey planladığımız gibi gidiyor.

Artan hammadde fiyatlarını nasıl karşılıyorsunuz?

Hammadde fiyatları artıyor ama Koroplast kategori lideri bir marka. O yüzden fiyat artışlarını tüketicisine yansıtmak zorunda. Çok doğru çalışan bir maliyet sistemimiz ve data havuzumuz var. 2002 yılından beri data havuzu tutuyoruz ve o yüzden fiyatlandırmaları çok doğru yapıyoruz.

Daha çok hijyen ürünlerine ihtiyaç duyulan Kovid-19 dönemini nasıl geçirdiniz?

Biz regülasyonları o kadar iyi takip ettik ki, Kovid-19’un pik olduğu dönemde bile fabrikada yüzde 5’in üzerinde hastamız olmadı. Üretim açısından bu süreci çok başarılı yönettik ve her zaman ürünleri dağıtabildik. Rekabet ortamı bir takım olumsuzluklar yaşarken biz lider olarak biraz daha örnek olduk. Kovid- 19 ile birlikte ev tüketimi arttı. Bizde bu talebi karşıladık ve iyi bir performans sergiledik. Sonrasında bu sürecin atlatılacağı dönemi de doğru tahmin ettik ve başarılı adımlar attık. Rakamsal olarak pandemi döneminde pik yaşamadık ancak diğer yılların 4-5 puan daha üzerinde geçirdik.

İhracat yaptığınız ülkeler ve rakamlardan bahseder misiniz?

Korozo’nun Belçika, Fransa, Almanya, Londra ve Rusya’da depoları var ve biz de bu imkanlara sahibiz. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere 14 ülkeye ihracat yapıyoruz. Toplam satışlarımızın içinde ihracatın payı yüzde 13. Daha çok dominant bir markayız. Biz değerli olanın markayı ihraç etmek olduğunu düşünüyoruz. Ancak bir markayı ihraç edebilmek, pazarlama yatırımları ile mümkün. İhracatta da önemsediğimiz katma değerli ihracat. Komşu ülkelerden başlayarak önümüzdeki yıldan itibaren bunu yapacağız.

15 yıl sonra ABD'ye ilk ihracat

'Türkiye’de Koroplast markası yüzde 100 bilinirliğe sahip.'

Tedarik zincirindeki kırılmalar Türkiye’yi birçok anlamda alternatif ülke konumuna getirdi. Koroplast bu durumu fırsata çevirebildi mi?

Uzak Doğu, mevcut ürün kategorimizde uzun yıllardır rekabet yaptığımız yerlerden biri. Tedarik ve lojistikte yaşanan sıkıntılardan dolayı Türkiye popüler hale geldi ve bu da bizim ihracatımızı olumlu etkiledi. Markamızın eskiden Suudi Arabistan ile başarılı bir performansı vardı. Son dönemde azalan talep önümüzdeki aydan itibaren Suudi Arabistan’a çıkacak siparişler ile yeniden canlandı. ABD ile de uzun süredir çalışmıyorduk. Bu ay yaklaşık 15 yıl sonra ABD’ye ilk ihracatımızı gerçekleştireceğiz. Böyle yeni kapıların açılıyor olması bizim için çok önemli.

Halka arzın ardından yeni yatırım hedefleri neler? Bu süreci hangi yönde değerlendirmeyi düşünüyorsunuz?

Koroplast, 40 yılın üzerinde yatırımlarını yapmış altyapısını kurmuş bir sanayi şirketi. Kapasite artışı ve büyümeye müsait bir tesisimiz var. Tabii ki inovasyon ve yeni kategori arayışları devam edecek. Yeni girdiğimiz kategorilerde küçük inovasyonlarla yatırımlar yapacağız.

Halkla arzdan gelen gelirle şirketimizin bir takım borcunu kapattık. Tamamen bir temettü şirketi haline geldik. SPK’ya başvurduğumuzda da dağıtılabilir net karın en az yüzde 25’ini yatırımcılara dağıtma sözü verdik.

Ne kadar kişiye istihdam sağlıyorsunuz? Üretimde istihdam açığınız var mı?

2 bin 500 m2 kapalı alan içinde 322 kişiye istihdam sağlıyoruz. Beyaz yaka içindeki kadın istihdamını yüksek tutmaya önem gösteriyoruz. Mavi yakada da kadın istihdamına yer verdik ama hakikaten dayanıklılık istiyor. Bu yüzden çok uzun soluklu olmadı. Kovid-19 döneminde istihdamda bir takım sıkıntılar yaşadık. Ancak işten ayrılma oranımız çok düşük. O yüzden mavi yakada istihdama ulaşmak adına bir sıkıntı yaşamıyoruz. Meslek Liseleri’nden gelen eğitimli personelleri çok önemsiyoruz ve bu konuda da çalışmalar yapıyoruz.

Üretim bandınız Yeşil Mutabakat’a uygun mu ilerliyor?

Aslında Yeşil Mutabakat’a uygun ilerliyoruz. Ancak şu anda bu regülasyonlarla ilgili bir standardımız yok. Sanırım regülasyon almak için prosedürleri tamamlamaya ihtiyacımız var. Karbon salınımımız yok, sıfır atık ile kendi firemizi kendimiz değerlendiriyoruz. Ürettiğimiz ürünler hane tüketimine dönük. Gıda saklama torbaları ve atık poşetleri ile sürdürülebilirliğe katkı sağlıyoruz.