Türkiye’nin İsrail ambargosu mayıs 2024’ten beri kesintisiz sürüyor
Türkiye’nin, soykırımcı İsrail devletine başlattığı ticaret ambargosu, Mayıs 2024’ten bu yana tüm ürünlerde kesintisiz uygulanıyor. Resmi verilere göre, o tarihten bu yana İsrail gümrük kodu ile tescil edilmiş hiçbir ticari faaliyet yok. Filistin Devleti’ne ürün ulaştırmanın yolu ise İsrail limanlarından geçiyor. Bu nedenle ambargodan Filistinlilerin mağdur olmaması için Filistin’e ihracat, filistin hükümetinin kontrolünde sürüyor.
İsrail’in Gazze’deki soykırımlarına son vermemesi üzerine Türkiye’nin tüm ürün gruplarında başlattığı ticareti durdurma kararı 2 Mayıs 2024’ten bu yana kesintisiz sürüyor. İsrail’in, ihtiyacı olan ürünleri ABD ve Avrupa ülkelerinden almasına rağmen Türkiye’nin yaptırım kararını uygulamadığı iddiaları ise Türkiye Cumhuriyeti ve Filistin Devleti hükümetleri tarafından resmen yalanlandı. Ticaret Bakanlığı, İsrail’e yasaklar konusunda gerekli her türlü düzenlemeyi uygulamaya alırken, uluslararası ya da özel şirketlerin bu ülke ile ihracat-ithalat işlemlerini Türkiye aracılığıyla yapmaları da engellenmiş durumda. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı açıklamada, İsrail ve Filistin'in, Türkiye'den yaptığı ithalatın 2022'de 6,5 milyar dolar, Türkiye'nin bu iki ülkeden yaptığı ithalatın ise 2,5-3 milyar dolar civarında olduğunu söyledi. Bahsi geçen tarihte taraflar arasında 9,5 milyar dolarlık ticaret olduğunu belirten Bolat, "Mayıs’tan bu yana İsrail ile alakalı rakamlar ihracatta da ithalatta da sıfır. Filistin ile alakalı olarak da sene başından beri yapılanın toplamı 740 milyon dolar” diye konuştu.
Filistin’in Türkiye ile yıllık 2 milyar dolarlık ticareti var
Filistin’in ihracatındaki artışın gerekçesini de anlatan Bakan Bolat, Filistinli tüccarların normal zamanda kendi devlet kayıtlarında 9 milyar dolara ulaşan bir toplam ticaretleri olduğuna dikkati çekerek; “Bunun dolaylı yollar itibarıyla 2 milyar dolarını da her zaman için Türkiye’den yaptıklarını ifade ediyorlar” diye ekledi. Bu açıklama 2 Mayıs 2024’teki İsrail ambargosu sonrası Filistin’e artan ihracatın da gerekçesini ortaya koyuyor. Zira Türkiye’nin yaptırımı öncesi Filistin’in doğal ticaretinin bir parçası olan İsrail gümrük kodu (624) üzerinden Filistin’e ulaşan malların, İsrail gümrük kodu kapanınca Filistin gümrük koduna (625) dahil edilerek Filistin’e ulaşmaya devam ettiğine işaret ediyor. Bu da Filistin’e yönelik ihracat artışının yine Filistinlilerin düzenli olarak Türkiye’den aldıkları dolaylı siparişlerin kaydını gösteriyor. Dolayısıyla İsrail adıyla gözüken yıllık 9,5 milyar dolarlık dış ticaretin en 2 milyar dolarlık bölümü zaten Filistin ile yapılan ticaret ve daha çok Türkiye’nin ihracatı şeklinde ilerliyor.
Filistin’e giden ürünler arasında gösterilen inşaat demiri ve kozmetik gibi ürün gruplarının Filistin’in ihtiyaçlarına yönelik olmadığı iddiaları da muhalefet tarafından dile getiriliyor. Filistin'de 6 milyon insan yaşadığını ve kendi içinde ciddi bir ekonominin döndüğünü söyleyen Bakan Bolat, bunu birkaç örnekle detaylandırıyor. Buna göre, demir ihracatına ilişkin Filistin Ulusal Ekonomi Bakanlığı’nın Filistin'de çocuk hastanesi inşaatı için demir istediği bilgisi verilirken, Filistin'e yapılan kozmetik ihracatına ilişkin de bu ürün grubunda sabun, şampuan, dezenfektan, hijyen malzemeleri ve temel insani ihtiyaçların yer aldığı kaydedildi. Tüm bu bilgileri aynı zamanda, Filistin'in Ankara Büyükelçiliği ziyaret edilerek teyit etme imkanı bulunuyor.
Filistin’e giriş için İsrail gümrüğünü kullanmak zorunlu
- Filistin devletinin ve Gazze’nin halihazırda bir limanı, gümrüğü, polisi, kara sınır kapısı, hava limanı ve deniz limanı bulunmuyor. Bu nedenle ticaret mecburen Hayfa ve Aşdod limanları yani İsrail’in limanlarından yapılmak zorunda.
Bu konuda ise İsrail’in uluslararası taahhütleri bulunuyor. 1993’te Oslo Anlaşması ile Filistin devleti resmiyet kazanırken, 1994’teki Paris Anlaşması ile birlikte de, İsrail’in Filistin’e ticaretini gerçekleştirme noktasında kolaylık göstermesi taahhüde bağlandı. Toplanan gümrük vergisinden de İsrail hükümeti komisyonunu alıp, kalanını Filistin hükümetine yani Ramallah’a göndermek zorunda. Ancak savaşın kızışması sonrası İsrail, Filistin’e ait bu gümrük vergilerini tüm çağrılara rağmen göndermemeye başladı. Bakan Bolat, tüm bu gelişmeler ışığında Filistin hükümetinin kendilerine, “Yaşamamız için bizi yalnız bırakmadınız, istediğimiz bazı ürünlerin ihracatına, ithalatına izin veriyorsunuz” dediğini dile getirdi. Muhalefet tarafından “Tankerler İsrail'e gönderiliyor" iddiası da ortaya atılmıştı; bu iddialara karşı da Ticaret Bakanı Bolat, yaptığı açıklamada şu yanıtı veriyor: "Türkiye'de Derince Limanı'ndan aşağı yukarı 70-80'in üzerinde geminin petrol yükleyip İsrail'e akaryakıt taşıdığı suçlaması yapıldı. Bunu gördük ve kontrol ettirdik. Ne gemi isimleri doğru, ne tarihler doğru. 'Tanker' yazılıyor ki sanki bunlar petrol taşımış diye. Uçaklar gibi gemiler de bir yere gittikleri zaman yakıtları bittiğinde oradaki yerlerden yakıt tazelerler. Dünyanın bütün gemileri, Türk gemileri de gittikleri yerlerde aynı şeyi yaparlar. Bu tamamen bilgisayar kurgusu bir kağıttır ve bu kağıt 'Derince'den Tüpraş'tan yakıt gönderildi' olarak sunuldu.”
“2 Mayıs’tan bu yana İsrail ile hiçbir gümrük kaydı yok”
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi de, Türkiye’nin İsrail ile ticaretinin devam ettiği söylemlerine karşı yaptığı açıklamada, iddiaları boşa çıkaran bir dizi bilgiler paylaştı.
Türkiye’nin İsrail’le ilgili ihracat ve ithalat işlemlerini 2 Mayıs 2024 tarihinden itibaren tüm ürünleri kapsayacak şekilde tamamen durdurduğunu belirten Başkanlık, 2 Mayıs’tan bugüne kadar İsrail’e yönelik ihracat ve ithalat için tescil edilmiş hiçbir gümrük beyannamesi bulunmadığını kaydediyor.
Bahse konu paylaşımlarda geçen, "TÜİK verilerine göre İsrail'in dış ticaret kodu olan 624 ile halen ticaret yapıldığı görülüyor" iddiası da çürütülmüş durumda. TÜİK verileri incelendiğinde, söz konusu verilerin Mayıs 2024'e kadar olan ticarete ait olduğu, bu tarihten itibaren İsrail ile herhangi bir ticaretin söz konusu olmadığı açıkça görülüyor.
Filistin: Mecburen İsrail limanlarını kullanıyoruz
Türkiye’nin İsrail’e yaptırım kararı sonrası Filistin’in gümrüğünün olmaması nedeniyle Filistin’e girecek mallar için ise İsrail limanlarının kullanmasından dolayı Filistin Ulusal Ekonomi Bakanı Muhammed el-Amur’den çağrı gelmişti. El-Amur, "Türk hükümetinden, Filistin topraklarını Türkiye'nin İsraillilerle ticareti yasaklama kararından muaf tutmasını istedik" derken, şöyle devam ediyor: “Aslında Filistin ile Türkiye arasındaki ticari ilişki, tarihi ve uzun sürelidir. Filistin halkının ihtiyaç duyduğu malların çoğunun ya doğrudan Filistinli tüccarlar aracılığıyla ya da diğer şirketler aracılığıyla ithal edilmesi ilişkisi vardı. Coğrafi gerçeklik ve Filistin'in hala işgal altında olması nedeniyle İsrail limanlarını kullanıyorduk, halen de kullanıyoruz." El-Amur ayrıca, Türk hükümetinin, İsrail hükümetini caydırmak ve savaşı durdurması için baskı yapmak amacıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararıyla İsrail hükümeti ile ticari ilişkileri durdurmasını desteklediklerini söylüyor. Türkiye'den ihraç edilen malların sadece Filistin pazarına ulaşmasını sağlamak için daha detaylı çalışmalar yapıldığını kaydeden el-Amur, Ticaret Bakanı Bolat ile 8 Haziran'daki görüşmelerinde bu mekanizmalar üzerinde mutabık kaldıklarını aktardı. Ulusal Ekonomi Bakanı, Filistin'in maruz kaldığı savaşın gölgesinde ülke ekonomisinin hayatta kalmasını sağlayacak unsurları sağlamak için Arap ve Müslümanların desteklerine ihtiyaçlarının bulunduğunu belirterek,
Biz uzun süreden beri Türkiye ile ticaret yapıyoruz ve halkımızın yaşaması için Türkiye'nin ürünlerine ihtiyacımız var
diye konuştu.
Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.