Ağaçtan alınan ilhamla tasarlanan yapı: Tree-ness House
Beton yapıların hakim olduğu Tokyo’da, bir ağacın iskeletinden ilham alınarak tasarlanan Tree-ness House; doğa ile şehri 331 m2’lik tek bir binada harmanlıyor.
Mimar Akihisa Hirata yönetimindeki ofis, Tokyo’nun Toshima semtindeki bu binayı, galeri ve ofis mekanlarının yanı sıra kalabalık bir ailenin barınma ihtiyacının karşılanması için 2017 yılında tasarladı. Merkezi bir gövde tarafından desteklenen parçalı yapıda; bir ağaç gövdesinin dallarına ve yapraklarına ayrışmasından ilham alınıyor. Binanın tasarımında önemli rol oynayan bu ilham kaynağı; projeye "Tree-ness House" isminin verilmesinde de etkili oluyor.
Yapıda doluluk ve boşluklar oluşturan beton hacimlerin irrasyonel bir şekilde istiflenmesiyle oluşan çıkmalar, teraslara ve bitkilerin konumlandığı mekanlara dönüşüyor. Cephelerdeki bu çıkmalar, mimarın "pileler" olarak tanımladığı beyaz beton çerçevelerle kaplı. Farklı açılarda tasarlanmış katlanan yüzeyler gibi gözüken bu formlar; iç ve dış mekan arasındaki ilişkiyi güçlendiriyor. Formlar oturma birimlerini, masaları ve merdivenleri kapsıyor.
Mimar, projenin kendine özgü tasarımı ile ilgili şu ifadeleri kullanıyor:
Sadece iç mekana odaklanan bir tasarım yerine, bahçe gibi kendi dış mekanlarını oluşturan ve içinde bulunduğu sokağı da 3 boyuta taşıyan bir yapı tasarlamayı hedefledik.”
Binanın zemin katının ön tarafında otopark ve ofis, arka tarafında ise bir galeri bulunuyor. Galeriye bağlanan küçük bir ofis ve tuvalet ile birlikte üst katlarla bağlantıyı sağlayan merdiven ve asansör de zemin katın bir diğer kısmını oluşturuyor.
Zemin katın üstünde standart iki daire ve ailenin büyükannesi için tasarlanan ayrı bir daire yer alıyor. Yapıdaki ana daire ise binanın daha üst seviyelerindeki birkaç kata konumlanmış durumda.
Yapının ortasındaki odalar arasında bulunan boşluk; zemin kattan gökyüzüne bakma imkanı sağlarken aynı zamanda farklı kotlar arasında da görsel bir bağlantı imkanı sunuyor.
İç mekanların büyük bir kısmında; duvar, zemin ve tavanlarda kullanılan brüt beton dış mekan ve iç mekan arasında anlamlı bir ilişki kuruyor.
Boşluğu çevreleyen odalar, gün ışığının içeriye nüfuz etmesini sağlayan büyük pencerelerine rağmen mahremiyet duygusunu da hissetmemizi mümkün kılıyor. Bazı bölgelerde kullanılan ahşap ve deri malzemeler ise, yapıya daha sıcak bir ton ve doku kazandırıyor.
Binadaki odaların çoğu, yaşam alanlarının dış mekanla bütünleşmesini sağlayan teraslara açılıyor. Yapıdaki çıkıntılara yerleştirilen saksılar, içeriden ve dışarıdan bakıldığında doğal bir görünüm sağlamanın yanı sıra mahremiyetin korunmasına da yardımcı oluyor. Yapının tepesinde bulunan ve ana yatak odasını içeren birimin köşesini saran dış merdiven; şehir silüetini rahat bir şekilde izleyebileceğimiz bir çatı bahçesine açılıyor.