Akdeniz’de Ağa Han Ödüllü Tesis: Olbia Sosyal Özeği

Olbia Sosyal Özeği, Kaynak: Arkiv.
Olbia Sosyal Özeği, Kaynak: Arkiv.

Cengiz Bektaş’ın tasarladığı Olbia Sosyal Özeği, Akdeniz Üniversitesi’nde kampüs kavramını yeniden ele alarak ders dışı zamanlarında kaliteli bir şekilde değerlendirilebildiği alanlar sunuyor. 2001 yılında Ağa Han Ödülü almaya hak kazanan yapı, kullanıcılarının ihtiyaçlarıyla birlikte şekillenen ve coğrafyayla bütünleşen tasarımıyla öne çıkıyor.

Özeğin yarı açık alanları, Fotoğraf: Cengiz Bektaş, Kaynak: Salt Araştırma.
Özeğin yarı açık alanları, Fotoğraf: Cengiz Bektaş, Kaynak: Salt Araştırma.

Cengiz Bektaş, Antalya’nın eski şehir kurgusunu anlatmak için 1997 yılında Akdeniz Üniversitesi’ne davet ediliyor. Sunumun ardından Rektör Prof. Dr. Yaşar Uçar, kampüs yapıları ve açık alanlar arasında yeterli bir etkileşim olmadığını belirterek Bektaş’tan destek talebinde bulunuyor. Bunun üzerine mimar iki gün boyunca kampüsün farklı yerlerini deneyimleyerek problemleri belirliyor:

“1. Akademisyen ve öğrencilerin bir arada zaman geçirip tartışabilecekleri, kültürel girişim için etkinlikler gerçekleştirecek yaşam alanları yoktur.

2. Üniversitenin şehirle, toplumlu ilişkisi yok, üniversite getto görünümünde, yurtlar ise toplama kampı gibidir.

3. Farklı bölümlerde okuyan öğrenci ve akademisyenlerin karşılaşma, söyleşme yerleri yoktur.

4. Öğrencilerin ihtiyaçlarını temin edebilecekleri ticari birimler yoktur.”1

Bektaş üniversitelerin sadece eğitim-öğretim faaliyetlerinin gerçekleştirildiği mekanlar olmadıklarını savunuyor. Kampüslerin, öğrencilerin ve akademisyenlerin etkileşime girerek ders dışında da üretimde bulunabilecekleri, ihtiyaçlarını giderebilecekleri ve entelektüel anlamda kendilerini geliştirebilecekleri yerler olmaları gerektiğine inandığını söyleyerek yönetime çözüm önerisi sunuyor:

“Bütün fakültelerden kolayca ulaşılabilen, fakültelere oradan geçilerek gidilebilen, coğrafyaya göre eğrilip bükülen, kimi yerlerde genişleyip alanlar oluşturulan bir yol… Yolun iki yanında öğrencilerin eskiciden, kitapçıya, sinemadan çamaşırcıya, bankaya, çay evine, yemek yeme yerlerine, internetten berbere, öğrenci derneklerinden sanat işliklerine, galerilerine, sergileme alanlarına vb. tüm gereksinimlerini karşılayan dükkanlar, oylumlar, bir de bin iki yüz kişilik açık tiyatro (düğünden dinletiye her iş için kullanılabilen) olmalı…”1

Amfi tiyatro şantiyesinden bir fotoğraf, Fotoğraf: Cengiz Bektaş, Kaynak: Salt Araştırma.
Amfi tiyatro şantiyesinden bir fotoğraf, Fotoğraf: Cengiz Bektaş, Kaynak: Salt Araştırma.

Çeşitli planlamaların ardından içinde Olbia Antik Kenti’nin de bulunduğu kampüste çalışmalar başlatılıyor. Olbia Sosyal Özeği, 12000 metrekarelik bir alan üzerinde yayılan 3641 metrekarelik kapalı ve yarı açık alanlardan oluşuyor. Merkez anlamına gelen özek kelimesinin tercih edildiği bu sosyal tesisin inşaatı 1999’da tamamlanarak öğrenci ve akademisyenlerin kullanımına açılıyor. Kampüste var olan ama tasarım dili farklı olan binalar arasında ilişki kurmayı amaçlayan Bektaş, projede organik formlardan yararlanıyor.

Üniversitenin ana kapısı ile rektörlük binası arasında bir yürüme aksı tanımlayan sosyal tesis, iki tarafta birbirini tekrar eden modüllerden oluşuyor. Aks boyunca devam eden pergolalar ve pergolalar etrafında konumlanan yapıların ortasında birleştirici nitelikte su öğesi kullanılıyor. Gelecekte farklı ihtiyaçlar için kampüse eklenebilecek mekanlara esneklik sağlayan tasarımda kampüsteki farklı binalardan yürüyüş aksına girmeyi sağlayacak şekilde yer yer açıklıklar bırakılıyor. Sosyal tesisin içinde kent sanatçılarına açık sanat işçiliği, 300 metrekarelik sanat galerisi, öğrenci kulüpleri, toplantı odaları, kültür dairesi ofisleri, öğrenci konseyi ofisi ve ticari alanların yanı sıra esnekliğe pek fazla imkan tanımayan 1200 kişilik bir amfi tiyatro, iki adet kapalı tiyatro ve konferans salonu yer alıyor. Amfi tiyatro, girişini kolaylaştırmak ve araziye uyumlu bir şekilde yerleştirilmek amacıyla özeğe sırtını çeviriyor.

İç mekanda ahşap çatı ve duvar detayı, Fotoğraf: Cengiz Bektaş, Kaynak: Salt Araştırma.
İç mekanda ahşap çatı ve duvar detayı, Fotoğraf: Cengiz Bektaş, Kaynak: Salt Araştırma.

Arazinin yüksek noktasından başlayarak tüm kampüsü birleştirme görevini üstlenen su kanalı, özeği iki kola ayırıyor. 10 cm derinliğindeki bu su kanalınin yolu eğime göre şekillendiriliyor ve kanal, yemek alanının girişinde kıvrılarak öğrencilerin toplanmalarına olanak sağlayan bir alan tanımlıyor. Yemek alanlarının yanında Saat Kulesi ve 12 metre çapında bir dönerce havuz yer alıyor. Bazı araştırmacılar bu havuzun tasarımında mimarın Kayseri Güpgüpoğlu Konağı ve Manisa Müzesi’nde gördüğü çöpür taşlarından esinlendiğini belirtiyor.2

Saat Kulesi ve dönerce havuz, Fotoğraf: Cengiz Bektaş, Kaynak: Salt Araştırma.
Saat Kulesi ve dönerce havuz, Fotoğraf: Cengiz Bektaş, Kaynak: Salt Araştırma.

Sosyal tesis 2001 yılında Ağa Han Ödülü aldıktan sonra Mimarlık Dergisi’nden Özlem Erdoğdu Erkarslan, mimar ile bir röportaj yapıyor ve bu röportajda kompleksteki suyla ilgili bir soruya Bektaş şöyle yanıt veriyor:

“Benim derdim, onları bir araya getirmek ve onlara yalnızca suyla ilgili bir iki şeyi söylemek oldu: ‘Devamlı değişeceksiniz, değişmediğiniz gün ölmüşsünüz demektir. Akıyor zaman ve siz bu zamanın içinde zorunlusunuz gerçekten kendinizi de güzelliklere doğru akıtmaya, bunun için çabalamaya…’ Orada bazı şeyler var. Su dönüyor örneğin. Tabii ki su Hititler'den beri bir simge, Selçuklu da kullanmış, Osmanlı da kullanmış. Hiçbirisinde bağnazlık yok. On iki metre çapında bir su, taşların arasındaki ek yerinden akarken bir hışırtı çıkartır. Bunun hem dinginleştirici, hem yoğunlaştırıcı etkisi vardır. Osmanlı'da da su bir meditasyon. Ama onun ötesinde benim istediğim yoğunlaşma. Mevlana suyun yanında söyleşiyor, tartışıyor. Onu, o kadar kocaman yapışımın sebebi de bu. Gelsinler kıyısında otursunlar, tartışsınlar, söyleşsinler…”3

Özeğin suyla ilişkisi, Fotoğraf: Cengiz Bektaş, Kaynak: Salt Araştırma.
Özeğin suyla ilişkisi, Fotoğraf: Cengiz Bektaş, Kaynak: Salt Araştırma.

Coğrafyayı okumaya ve bağlamına uygun malzemeleri kullanmaya önem veren Cengiz Bektaş, bu projesinde de Antalya’nın geleneksel kent dokusunu baz alıyor. Yer yer modern tekniklerle çözümler ürettiği sosyal tesiste tek katlı yapılar konumlandırıyor. Peyzajın içinde doğal bir şekilde var olan bu kütleler en fazla 6 metre yüksekliğe ulaşıyor. Yapılardaki taşıyıcı taş duvarlara iki farklı seviyede betonarme kirişler yerleştirilirken depreme karşı önlem almak amacıyla kirişler gömülü demirlerle bağlanıyor.

İnşaat çalışmaları sırasında Cengiz Bektaş, Kaynak: Salt Araştırma.
İnşaat çalışmaları sırasında Cengiz Bektaş, Kaynak: Salt Araştırma.

Kuzeybatı-güneydoğu aksında gelişmeye olanak sağlayan sosyal tesisin temel kazıları sırasında taşlar çıkarılıyor ve küçük parçalara ayrılarak döşemelerde kullanılıyor. Yerinde ve yerel malzemelerle yapma anlayışıyla birlikte gerekli yerlerde yapının ihtiyacına göre güncel malzemeler kullanılıyor. Amfi tiyatrodaki oturma alanlarında ve yarı açık alanları tanımlayan pergolaların kolonlarında ön yapım beton malzemesi tercih ediliyor. Ön yapım beton kolonlar, ahşap pergolaları taşımanın yanı sıra Bihrat Mavitan’ın tasarladığı hatıra levhalarına da ev sahpliği yapıyor. Bektaş, aksı takip ederek yürüyen kullanıcılara farklı deneyimler yaşatıyor. Ayrıca bu kolonların üst kısımları, dört yüzeyi açılı olacak şekilde kesilerek bir aydınlatma elamanına dönüştürülüyor.

Özel olarak konumlandırılan hatıra levhaları, Kaynak: Arkiv.
Özel olarak konumlandırılan hatıra levhaları, Kaynak: Arkiv.

Her detayında ilgilileri için önemli örnekler sunan Olbia Sosyal Özeği, “Eski Yapılar İçin Yeni Yaşamlar” başlığı altında Ağa Han Ödülü almaya hak kazanıyor. Çevresine duyarlı ölçeği, kampüs kavramını bir yaşam alanına çeviren yaklaşımı ve üniversitenin kimlik arayışını mimari bir ustalıkla çözüşüyle öne çıkıyor. Cengiz Bektaş, “Halk Yapı Sanatından Bir Örnek: Antalya” isimli kitabıyla yaptığı Kaleiçi Evleri ve geleneksel Antalya kent dokusu araştırmalarını referans alarak kitabın yayımlanmasından 20 yıl sonra bir tesis ortaya koyuyor. Mimarın geleceği düşünerek mekanları esnek biçimde kurgulamasına rağmen günümüzde yapılan bazı yanlış müdahalelerle yapının orijinalliği bozulsa da, sosyal bir varlık olarak kampüs yapısı yaşamaya devam ediyor.

Olbia Sosyal Özeği’nin yapım aşamalarına dair fotoğraflara Salt Araştırma üzerinden ulaşabilirsiniz. Sosyal tesis ile ilgili röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz.

Özekte bir iç mekan kurgusu, Fotoğraf: Cengiz Bektaş, Kaynak: Salt Araştırma.
Özekte bir iç mekan kurgusu, Fotoğraf: Cengiz Bektaş, Kaynak: Salt Araştırma.
Amfi tiyatronun plan ve kesitleri, Kaynak: Arkiv.
Amfi tiyatronun plan ve kesitleri, Kaynak: Arkiv.
Proje

Olbia Sosyal Özeği

Proje tipi

Sosyal Tesis

Yeri

Akdeniz Üniversitesi, Antalya

Mimarı

Cengiz Bektaş Mimarlık İşliği

Proje bitiş yılı1999
KAYNAK / 1 DUMAN, M. “CENGİZ BEKTAŞ MİMARLIĞINDA ŞİİRSELLİK, AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ OLBİA SOSYAL ÖZEK ÜZERİNDEN BİR OKUMA”. YÜKSEK LİSANS TEZİ, İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ, 2021. 2 ÖZCAN, U., KATUK, D. “CENGİZ BEKTAŞ “SU BELLEĞİ” SÖYLEMİ VE OLBİA SOSYAL MERKEZİ”. INTERNATİONAL JOURNAL OF SOCİAL AND HUMANİTİES SCİENCES (IJSHS), 5(1), S. 49-68, 2021. 3 ERKARSLAN, Ö. E. “AĞA HAN ÖDÜLLERİ ÇEVRESİNDE: CENGİZ BEKTAŞ İLE BİR SÖYLEŞİ”. MİMARLIK DERGİSİ, SAYI: 302, S.18-22, 2001. ARKİV. “OLBİA SOSYAL ÖZEĞİ”. ERİŞİM 4 TEMMUZ, 2022. HTTP://WWW.ARKİV.COM.TR/PROJE/OLBİA-SOSYAL-OZEK-AKDENİZ-UNİVERSİTESİ/3223 FOTOĞRAFLAR: HTTPS://ARCHİVES.SALTRESEARCH.ORG/HANDLE/123456789/195583