Art Nouveau’nun İstanbul’da ahşap üzerine yerelleşmesi

Arnavutköy, Dulkadiroğulları Sokak 4 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç Algan
Arnavutköy, Dulkadiroğulları Sokak 4 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç Algan

İstanbul’da görülen Art Nouveau, dünyadaki Art Nouveau mimari örneklerden farklı olarak ahşap üzerine yerelleşmiş olmasıyla öne çıkıyor. Bu tür yapılarda geleneksel Türk Evi’nin yalın cephe tasarımı, Art Nouveau üslubundan, özellikle Viyana’da görülen Olbrich odaklı Seccession ayağından alınan süsleme elemanları ile bir araya geliyor. Bugünkü yazımızda ise söz konusu özelliklerin görüldüğü, Arnavutköy’de, Dulkadiroğulları Sokak’ta konumlanan 4 numaralı ve Sarıyer’de, Kefeliköy Caddesi’nde konumlanan 6 numaralı nitelikli ahşap Art Nouveau konutları inceleyeceğiz.

Dikranyan Yalısı adıyla da bilinen, Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numarada konumlanan yapı. Fotoğraf: Uluç Algan
Dikranyan Yalısı adıyla da bilinen, Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numarada konumlanan yapı. Fotoğraf: Uluç Algan

Tarz-ı Cedid adıyla bilinen akımlardan biri olan Art Nouveau, Osmanlı topraklarında Yeni Sanat Akımı anlamına geliyor. Afife Batur tarafından Art Nouveau üslubu, “Antik Yunan ve Roma’dan beri süregelen klasik çizginin, Klasisizm’in koyduğu kuralların dışına çıkan, uluslararası kültürel ortaklık misyonuna sahip Art Nouveau üslubu, ortaya çıktığı Batı Avrupa ülkelerinin sınırlarını, aşağı yukarı aynı tarihli olarak aşarak, İstanbul’a kadar ulaşmıştır. Sanatçılara ve o sanatçıların takipçilerine vadettiği özgürlük arayışı, üslubun neredeyse tüm dünyaya yayılmasındaki en önemli etken olmuştur. İstanbul’da, 19. yüzyıl sonu esprisi içinde Art Nouveau, entelektüel sınıf tarafından desteklenmiştir.” şeklinde açıklanıyor. Art Nouveau'nun organik formları ahşap oymalar için ideal olmasının doğrultusunda, bu yeni üslupta çok sayıda ahşap konut dekore ediliyor ve bu ahşap yapılar söz konusu üslubun popülerliğini kanıtlıyor. İstanbul Art Nouveau’sunun en karakteristik özelliği ahşap mimari oluyor.

Art Nouveau’nun, 1908 ihtilali ile zayıflaması ve Kurtuluş Savaşı ile duraklamasını1922’deyeniden canlanması izliyor. II. Abdülhamit’in tahttan düşmesiyle sarayın mimar kadrosu değişmiş ve birçok mimar İstanbul’u terk etmiş olduğu biliniyor. Bu dönemde Art Nouveau, orta sınıf tabakası ile de buluşuyor ve konut yapımında Art Nouveau üslubunun kullanılması yaygınlaşıyor. Genellikle geleneksel yapım tekniği ve malzeme ile inşa edilmiş yapılardaki balkonun sayısı ile boyutu da artarak balkonda kullanılan süsleme ögeleri dikkat çekmeye başlıyor ve bu yapılar İstanbul’da geniş bir alana yayılıyor. Bu dönemde söz konusu yapılar genellikle iki ile dört katlı inşa ediliyor ve bezeme ögeleri ahşaptan tasarlanıyor. Bu döneme ait yapılar öncekilere göre daha homojen karaktere ve otantik hatlara sahip oluyor. Bu yapılar da geleneksel Türk Evi’nin yalın cephe tasarımı, Art Nouveau üslubundan alıntılar ile süsleniyor.Art Nouveau’nun zengin motif dünyası ahşap mimarlık süslemesini etkiliyor. Söz konusu üslupta tasarlanmış yapıların zaman geçtikçe ahşap üzerine gelişmesi ile, İstanbul’da Art Nouveau üslubu dünyadaki Art Nouveau üslubundaki mimari örneklerden farklı bir şekilde yerelleşmeye başlıyor. Bu anlayıştaki örneklerden, Arnavutköy’de, Dulkadiroğulları Sokak’ta konumlanan 4 numaralı yapıda ve Sarıyer’de, Kefeliköy Caddesi’nde 6 numarada konumlanan ahşap yapıda, Secession’un öne çıkan isimlerinden biri olan Olbrich esintili motifler bulunuyor. Her iki ahşap yapının pencere kasalarında,balkonların parapet ve treillages (bitkilerin tırmanması için destek sağlayan, dekoratif amaçlı kullanılan, genellikle ahşaptan yapılmış ızgara, örgü veya kafes şeklinde tanımlanabilen strüktür) ögelerinde, Olbrich tasarımlarını hatırlatan süsleme motifleri kullanılıyor.

Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç
Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç

Art Nouveau tarzındaki ahşap mimariye ait pek çok örnek, İstanbul'un çeşitli bölgelerinde, özellikle Boğaziçi'nin Asya ve Avrupa yakalarındaki küçük yerleşkelerde bulunduğu ancak bu zengin mirastan günümüze ne yazık ki çok az örnek ulaştığı biliniyor. Arnavutköy'de, Dulkadiroğulları Sokak'taki 4 numaralı yapı, basit bir dış kaplama veya modern bir süsleme ile sınırlı kalmayarak, çok daha benzersiz ve çarpıcı bir tasarım sergiliyor. Bu özellik, mahalledeki diğer yöntemlere kıyasla daha farklı ve yenilikçi bir hacim düzenlemesi sayesinde elde ediliyor. Boğaz köyleri ve Arnavutköy'deki evlerde, cumbalar genellikle cephenin ortasına ya da biraz yanına konumlandırılıyor. Söz konusu bu yaygın tasarım eğilimi, genellikle ikinci veya üçüncü katta bulunuyor ve yapının yüksekliğini vurgulayarak bir balkon ile tamamlanıyor. Dulkadiroğulları Sokak’taki ev, bir bodrum katı, yükseltilmiş giriş katı ve birinci kattan meydana geliyor.

Arnavutköy, Dulkadiroğulları Sokak 4 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç Algan
Arnavutköy, Dulkadiroğulları Sokak 4 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç Algan
Arnavutköy, Dulkadiroğulları Sokak 4 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç Algan
Arnavutköy, Dulkadiroğulları Sokak 4 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç Algan

Geleneksel Türk Evi’nde yer alan “hayat” konseptinin (genellikle köy ve kasaba evlerinde bulunan, bir ya da birkaç tarafı açık, üstü örtülü avlu veya sofa) modern bir yorumu, cephe tasarımını üç belirgin bölüme ayırıyor. Bu üçlü yapı, iki yan cumbanın ortasında yer alan ve yüksekliği ile yanlardaki hacimleri aşan merkezi bir balkonun varlığıyla vurgulanıyor. Bu merkezi balkon, aynı zamanda giriş holünün boşluğuna hâkim olmasıyla dikkat çekiyor. "Hayat'lı Türk evi mimarisi bu yapıda belirginleşiyor; simetriye karşın, titizlikle planlanmış rölyefler, girinti ve çıkıntılar ile oluşturulan hacimsel oyunlar ve çatı saçağı ile kat kornişlerinin belirgin çıkması, yapıya dinamik bir estetik kalite kazandırıyor. Yapı, basit bir dekoratör veya zanaatkârın değil, nitelikli tasarımının doğrultusunda bir mimarın imzasını taşımasının belirgin olmasıyla öne çıkıyor. Bugün inceleyeceğimiz diğer bir yapı olan, Sarıyer Kefeliköy Caddesi 43 numaradaki simetrik kompozisyona sahip ahşap Art Nouveau konutta benzer nitelikte bir tasarım eğilimine işaret ediyor.

Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapının ahşap doğrama süsleme detayı.Fotoğraf: Uluç Algan
Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapının ahşap doğrama süsleme detayı.Fotoğraf: Uluç Algan

Yapının Dikranyan Efendi'ye ait olduğu bilinmesinin doğrultusunda, Dikranyan Yalısı adıyla da anılıyor. Yapının günümüzde sahilin doldurulmuş olması nedeniyle denizle doğrudan bir ilişkisi bulunmuyor. Mimari açıdan dikkat çekici, kompakt bir tasarıma sahip, iki kattan meydana gelen ve karnıyarık plana sahip olan bu yapı, ahşap malzemeden inşa ediliyor. Yapı ahşaba uygulanan İstanbul Art Nouveau Üslubu'nun en tanınmış örneklerinden olmasıyla öne çıkıyor. Zemin katta geriye çekilmiş bir giriş bulunurken, üst katta cumba şeklinde tasarlanmış iki balkon, eşsiz ve özgün ahşap motifli yaşmaklarla süsleniyor. Üst balkonun cihannüma benzeri konumu, geniş saçak ve üstte çatıdaki küçük sarımsak kubbe, dekoratif kurguyu tamamlıyor. Geniş dikdörtgen açıklıklar oluşturan pencerelerde ve giriş kapısında, İstanbul’da yaygın olarak kullanılacak olan motif ögeleri olasılıkla ilk kez ve koleksiyon bütünlüğünde kullanılıyor.

Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapının giriş kapısı. Fotoğraf: Uluç Algan
Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapının giriş kapısı. Fotoğraf: Uluç Algan

Girişin hemen üzerinde, birinci katta yer alan ve merkezi bir konuma sahip olan balkon, kubbeyle kaplı bir terasla tamamlanıyor. Bugünkü yazımızda incelemiş olduğumuz iki yapının arasındaki ortak nokta, pencere kasaları ile balkonların parapet ve treillages detaylarındaOlbrich'ten alınmış süsleme motiflerinin kullanılması oluyor. Yapıların, Viyana gibi farklı yerlerin Art Nouveau form dünyasından alınan tasarım ögeleri ile şekillenmiş olmasına rağmen yerel bir karakter taşıdığına da dikkat çekiliyor. Afife Batur, bu yapıların biçim ve tasarım açısından yerli bir nitelik taşıdığına vurgu yaparken, Doğan Kuban ise Osmanlı'nın ahşap mimarisinin Art Nouveau tarzının özgün bir yorumunu sunduğuna işaret ediyor. Kuban, bu yorumun Osmanlı başkentinin kozmopolit atmosferini yansıttığını, Art Nouveau'nun ahşap yapılarda kullanılmasının ona Türkçe bir özellik kattığını belirtiyor. Türk marangozlarının bu süslemeye olan yetenekleri, bu tarzın ahşap evlerde uygulanışıyla ortaya çıkıyor. Bu yenilikçi yaklaşım, yaklaşık dört yüzyıl süren Türk Evi geleneğinin son dönemini temsil ediyor.

Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç Algan
Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç Algan
Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç Algan
Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç Algan
Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapı ahşap bezeme detayı. Fotoğraf: Uluç Algan
Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapı ahşap bezeme detayı. Fotoğraf: Uluç Algan
Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapı, süsleme detayı. Fotoğraf: Uluç Algan
Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapı, süsleme detayı. Fotoğraf: Uluç Algan
Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç Algan
Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç Algan
Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapı, bezeme detayı. Fotoğraf: Uluç Algan
Sarıyer, Kefeliköy Caddesi 6 numaralı yapı, bezeme detayı. Fotoğraf: Uluç Algan
Arnavutköy, Dulkadiroğulları Sokak 4 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç Algan
Arnavutköy, Dulkadiroğulları Sokak 4 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç Algan
Arnavutköy, Dulkadiroğulları Sokak 4 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç Algan
Arnavutköy, Dulkadiroğulları Sokak 4 numaralı yapı. Fotoğraf: Uluç Algan
Arnavutköy, Dulkadiroğulları Sokak 4 numaralı yapının giriş merdiveninin basamak detayı. Fotoğraf: Uluç Algan
Arnavutköy, Dulkadiroğulları Sokak 4 numaralı yapının giriş merdiveninin basamak detayı. Fotoğraf: Uluç Algan
KAYNAK / ALGAN, U. (2022). ART NOUVEAU, ART DECO VE BAUHAUS ARASINDA, İSTANBUL MİMARLIĞINDA ÜSLUP MELEZLENMELERİ: İNÖNÜ CADDESİ ÖZELİNDE CEPHE ANALİZLERİ ÜZERİNDEN BİR OKUMA. (YÜKSEK LİSANS TEZİ). MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ, FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ, İSTANBUL. ÖZER, F. (2002). THE AFFİNİTY BETWEEN OTTOMAN ART AND ART NOUVEAU. İÇİNDE: ÖGEL, S. VE WEDEKİND, G. (ED.) SANAT TARİHİ DEFTERLERİ, ÖZEL SAYI, OKZİDENT UND ORİENT. (S.-151-162) İSTANBUL: EGE YAYINLARI. BARİLLARİ, D VE DONATO, M, D. (2006). “OSMANLI MİMARI” D’ARONCO: İSTANBUL PROJELERİ 1893-1909 RESTORASYONLAR, PROJELER, KİTAPLAR. İSTANBUL: İSTANBUL ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ BARİLLARİ, D. VE GODOLİ, E. (1997). İSTANBUL 1900 “ART NOUVEAU” MİMARİSİ VE İÇ MEKÂNLARI. İSTANBUL: YAPI ENDÜSTRİ MERKEZİ YAYINLARI. GODOLİ, E. (1995). TÜRKİYE’DE OLBRİCH YORUMLARI. ÇEV. AYGÜL AĞIR, YAPI DERGİSİ, SAYI 161, SAYFA 64-68. BATUR, A. (1995). ART NOUVEAU MİMARLIĞI VE İSTANBUL. MİMARİ AKIMLAR, 1, 44-63. ÇİNER, S. (1984). İSTANBUL AHŞAP KONUTLARINDA CEPHE BEZEMESİ VE ART NOUVEAU. PLASTİK SANATLAR DERGİSİ, ŞUBAT 1984, 3/20, SAYFA, 20-21 BATUR, A. (2015). İSTANBUL MİMARLIK REHBERİ. BOĞAZİÇİ VE ASYA YAKASI. İSTANBUL: TMMOB MİMARLAR ODASI YAYINLARI.