Boğazda rehabilitasyon merkezi: Çanakkale Gazi Evi

Gazi Evi, Çanakkale’nin şehir merkezinde yer alıyor. Çanakkale Çayı’nın güneyinde konumlanan yapı doğrudan Çanakkale Boğazı’nın Ege Denizi’ne açıldığı güney uca bakıyor. Boğazla Gazi Evi arasında yalnızca bir sokak ve plaj yer alıyor. Proje, boğazın karşısındaki Gelibolu Yarımadası, Ege Denizi’ne yakınlığıyla Çanakkale’nin sahip olduğu tarihi ve doğal özelliklerin merkezinde konumlanıyor.

“Gazi Evi” kavramı, Türkiye Cumhuriyeti Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın pilot projesi olarak geliştiriliyor. Proje, şehit yakınları ve gazilere yönelik rehabilitasyon ve konaklama işlevlerini birleştiriyor. Tamamen engelliler tarafından erişilebilir olarak tasarlanan yapı, her türlü koşulda insanların rahatlıkla imkanlardan yararlanmasını sağlıyor.

Gazi Evi, Çanakkale sahilinde 1,600 m² genişliğinde trapez şekilli beş kenarlı bir arazide yer alıyor. Bulunduğu adanın köşesinde yer alan parsel, iki cephesinin de kesintisiz şekilde boğaza bakmasıyla ciddi potansiyel taşıyor. Öte yandan diğer cepheler oldukça yakında yer alan yoğun konut dokusuyla birleşiyor.

Yalın Mimarlık, arsanın avantajından mümkün olduğunca en fazla şekilde yararlanmak için boğaza bakan batı ve güney yönündeki cephelere, tüm konaklama birimlerini yerleştiriyor. Geriye kalan servis, sirkülasyon ve destek birimleri ise arka cephelerde yer alıyor. Yapı kütlesinin merkezinde bir atrium oluşturuluyor. Bu tasarım yaklaşımıyla trapez şekilli arazi üzerindeki yapılaşma doğrudan arsanın biçimini yansıtıyor.

Yapının zemin katı ve çatı katı büyük oranda boşaltılarak giriş, lobi, lokanta ve etkinlik alanları gibi ortak alanlara ayrılıyor. Yapının tasarımında arsanın planı doğrudan etkili olurken kesitte oluşturulan boşluklar ikincil rol üstleniyor. Plan ve kesit bağlamında alınan kararlar tasarımda etkili olurken cephe, neredeyse kaba imalat ile sade bir şekilde tamamlanıyor.

Plan ve kesitte alınan kararları dışa vuran cephe, betonarme karolaj olarak düzenleniyor. Cephedeki pürüzsüz yüzeyler beton kırıcılarla zedelenerek pürüzlü yüzeyler elde ediliyor. Kaba görünüm, az sayıdaki ince detayla tamamlanıyor. Bu yaklaşım iç mekanlarda devam ettiriliyor; odaların zeminlerinde dökme mozaik ve palladiyen döşeme, ortak alanlarda ise marmara taşı kullanılıyor. Duvarlar ise ham ahşap paneller, sıva ve boya ile kaplanıyor.

Açılan doğramalar ile iç mekanlar kişisel balkonlar ve boğaz manzarasıyla bütünleşiyor.