Cumhuriyet ideallerini yansıtan bir kurum: Kadıköy Halkevi

Kadıköy Halkevi, Kaynak: Gültekin Çizgen arşivi, Salt Araştırma.
Kadıköy Halkevi, Kaynak: Gültekin Çizgen arşivi, Salt Araştırma.

Cumhuriyetle birlikte toplumun her kesimini donanımlı bireyler haline getirmek için bir seferberlik başlıyor ve bunun sonucunda ülkenin dört bir köşesinde halkevleri açılıyor. İstanbul’da ulusal bir proje yarışması sonucunda tasarlanan Kadıköy Halkevi de bu halkevleri arasında işlevsel ve yapısal olarak öne çıkanlardan biri oluyor. Rüknettin Güney tarafından tasarlanan yapı, avluya benzeyen bahçeleri ve sade ama dikkat çekici kütlesiyle döneminin mimari dilinden izler taşıyor.

Kadıköy Halkevi avlusu, Kaynak: Gazete Kadıköy.
Kadıköy Halkevi avlusu, Kaynak: Gazete Kadıköy.

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devleti için yol haritası çizen ilkeler belirlenerek toplumun bu ilkeler doğrultusunda gelişmesini destekleyecek modernleşme hareketleri hız kazanıyor. Toplumun yeni ideolojiler çerçevesinde biçimlenmesini sağlayacak Halkevleri bu hareketin önemli bir adımı olarak ortaya çıkıyor. Çok katmanlı bir oluşuma sahip olan Halkevleri, halkın gelişmesine olanak sağlayan kültür ve eğitim kurumu kimliği ile öne çıkıyor. Kimi araştırmacılara göre Halkevlerinin Cumhuriyet Halk Partisi’nden finansal destek alması bu kurumları siyasi bir propaganda aracına dönüştürse de bu yapılar Erken Cumhuriyet Dönemi’nin kültürel ortamını anlamak için önemli bir kaynak sunuyor.

İzmir Halkevi’nden bir fotoğraf, Kaynak: Salt Araştırma.
İzmir Halkevi’nden bir fotoğraf, Kaynak: Salt Araştırma.

Türk Ocakları’nın bazı siyasi ve yönetimsel sorunlardan ötürü devam ettiremediği vizyonunu -bir nevi- devralan Halkevleri, farklı bir yapılanma ile uzun yıllar toplumsal hayata katkıda bulunuyor.Tevfik Çavdar’ın Halkevleri için hazırladığı yazıda kurumun kuruluş amaçları özetle şöyle sıralanıyor: “Ulusu bilinçli, birbirini anlayan, birbirini seven, aynı ideale bağlı halk kütlesi halinde örgütlemek; kültür, ülkü̈, amaç ve düşünce birliğini güçlendirecek bir toplum olmayı sağlamak; ulusal birliği oluşturan, milli ruhu biçimlendiren ve yücelten kültür ögelerini ortaya çıkarıp geliştirmek; köylü̈ ile kentli, köylü̈ ile aydın zümreler arasındaki ilişkileri düzenleyip arttıracak köycülük çalışmalarının yapılmasını sağlamak; Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilkelerini ve bu ilkelerin ülke düzeyinde nasıl uygulandığını anlatmak için kullanılan bir merkez olmasını sağlamak” Halkevlerinin siyasi oluşumlar değil sosyal ve kültürel kurumlar olduğunu sıklıkla vurgulayan İsmet İnönü, ülkedeki her bir vatandaşı Halkevlerine davet ederek buraya hizmet etmenin yurda hizmet etmek anlamına geldiğini söylüyor.*

Kadıköy Halkevi’nin ilk binası, Kaynak: Gazete Kadıköy
Kadıköy Halkevi’nin ilk binası, Kaynak: Gazete Kadıköy

1932 yılında öncelikle Afyon, Ankara, Aydın, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Eminönü (İstanbul), Eskişehir, İzmir, Konya, Malatya ve Samsun’da faaliyete başlayan Halkevleri aynı yıl içinde Antalya, Bilecik, Edirne, Gaziantep, Giresun, Silifke, Kastamonu, Kayseri, Kırklareli, Kocaeli, Kütahya, Ordu, Rize, Sinop, Şebinkarahisar, Tekirdağ, Trabzon, Van, Yozgat ve Zonguldak’ta da açılıyor ve bir yıl içinde sayısı 34’e ulaşıyor. Ülkedeki her vatandaşa ulaşmanın planlandığı kurumda farklı ilgi alanlarına hitap eden 9 şube bulunuyor: Güzel Sanatlar Şubesi, Temsil Şubesi, Kütüphane ve Yayın Şubesi, Spor Şubesi, Dil, Tarih ve Edebiyat Şubesi, Halk Dershaneleri ve Kurslar Şubesi, Köycüler Şubesi, Sosyal Yardım Şubesi İle Müze ve Sergi Şubesi. Her halkevinde 9 şubenin hepsi bulunmasa da etkili bir faaliyet gösterebilmesi için en az 3 şubenin bulunması gerektiği şartı konuluyor. Bu şubeler ile köylüden kentliye, memurdan sanatçıya pek çok kesimden insana ulaşarak vatandaşların becerilerinin geliştirilmesi ve donanımlı bir birey olarak toplum yaşamına katılmaları hedefleniyor.

Halk tarafından ilgiyle karşılanan açılış törenlerinden bir fotoğraf, Kaynak: Salt Araştırma.
Halk tarafından ilgiyle karşılanan açılış törenlerinden bir fotoğraf, Kaynak: Salt Araştırma.

Çeşitli konferansların düzenlendiği, tiyatro oyunlarının sergilendiği, dil bilgisi ve yabancı dil derslerinin verildiği, yayınların çıkarıldığı Halkevlerinde kültürel faaliyetlerin yanı sıra futboldan jimnastiğe bokstan güreşe, balıkçılıktan yelken sporuna farklı spor etkinlikleri düzenleniyor. Bu çok katmanlı yapısı sayesinde ilgi toplayan Halkevlerinin sayısı 20 yıl içinde 478’e ulaşıyor ve 3 şube şartını gerçekleştiremeyen köylerde açılan Halkodaları ile birlikte bu sayı 1951’de 4322’yi buluyor. Kurulduğu 1932 yılında şubelere kayıtlı olan kişi sayısı 900’lerdeyken bu sayı 8 yıl gibi kısa bir zamanda 48 bine çıkıyor. İlgiyi üzerine toplayan bu kurumlar içinde diğerlerine oranla çok daha öne çıkan ve çalışmalarıyla diğer kurumlara da ilham veren bazı Halkevleri oluyor. Tıpkı Kadıköy Halkevi gibi.

Yapının konumunu ve çevredeki yapıların analizi, Kaynak: Öznur Berber’e ait yüksek lisans tezi.
Yapının konumunu ve çevredeki yapıların analizi, Kaynak: Öznur Berber’e ait yüksek lisans tezi.

Kadıköy Halkevi’nin temelleri, CHP İstanbul Başkanı Cemal Tunca’nın partinin İstanbul milletvekillerinden Hakkı Şinasi Erel ve Naci Ali Moralı’yı görevlendirmesi ile atılıyor. Prof. Zühtü İnhan, Şevki Sungur, Mehmet Ali, Mithat Cemal Nemli, Burhanettin Yenisey ve Cemal Arseven’in de içinde olduğu bir komite Kadıköy Halkevi’nin açılması için çalışmalar yürütüyor. Halkın desteğiyle ahşap bir konut kiralanıyor ve 1935 yılında resmi olarak açılış yapılıyor. 9 şubenin hepsinin bir arada olması sayesinde kurum kısa zamanda büyük bir ilgi topluyor ve var olan mekanlar yetersiz gelmeye başlıyor. Halkın daha geniş bir sahnede oyunlar sergileyebileceği, farklı sporların yapılmasına imkân sağlayan spor salonlarının olduğu, geniş bir kütüphaneye alan açacak bir bina gereksinimi doğuyor. Talebin değerlendirilmesi ile partiden finansal destek alınıyor ve Kadıköy’ün en işlek caddelerinden biri olan Bahariye Caddesi’nde bir arazi satın alınıyor. Bu arazi üzerine tasarlanacak yapı için de 1938 yılında ulusal bir proje yarışması açılıyor.

Sabri Oran ve Emin Onat’ın proje maketi, Kaynak: Arkitekt dergisi.
Sabri Oran ve Emin Onat’ın proje maketi, Kaynak: Arkitekt dergisi.

1960’lı yıllara değin yoğun olarak Ermeni, Rum ve Yahudi nüfusun yaşadığı Bahariye Caddesi, bu nüfusu sayesinde Kadıköy’ün sinemalarıyla ünlenen caddelerinden biri oluyor. Süreyya Opera Binası’na da komşu olan bu araziye inşa edilecek olan Kadıköy Halkevi, İstanbul’un kent hayatına önemli bir imza atacağı için yarışması fazlasıyla önemseniyor. İstanbul Vali ve Belediye Başkanı ile Parti İl Yönetim Kurul Başkanlığı’nın yürüttüğü jüride Selah Cimcoz, Akademi Profesörlerinden Arif Hikmet Koyunoğlu ve Bruno Taut, Prof. Debbe, Belediye İmar Müdürü Ziya Kocainan ve Naci Moralı yer alıyor. Yarışma şartnamesine göre yarışmaya katılabilmek için 1/500 ölçekli vaziyet planı, 1/200 ölçekli plan, kesit ve görünüşler, 1/200 ölçekli maket, proje raporu ve binanın hacminin kolay anlaşılacak şekilde gösterilmesi isteniyor. Yarışmaya katılan 17 proje arasından biri bu şartları karşılayamadığı için eleniyor. Jüri değerlendirmesi sonucunda Rüknettin Güney’in projesi birinci seçilirken 1000 liralık ödüle layık görülüyor.Sabri Oran ve Emin Onat’ın projesine ikincilik ödülü olarak 600 lira,Leman Cevat Tomsu’nun projesine üçüncülük ödülü olarak 400 lira veriliyor.

Leman Tomsu’nun proje maketi, Kaynak: Arkitekt dergisi.
Leman Tomsu’nun proje maketi, Kaynak: Arkitekt dergisi.

10 Temmuz 1939’da temel atma töreni gerçekleştirilen yapının arazisinin sıkışık olması nedeniyle yanındaki arsa istimlak yolu ile alınıyor ve arazi genişletiliyor. Bu genişleme sonucunda arazinin de etkisiyle yapının projesinde bazı değişiklikler yapılıyor. Halkevi’nin betonarme projesinin çizilmesi için Mühendis Ekrem Hakkı Ayverdi ile anlaşılıyor. Elektrik tesisatı, ısıtma-havalandırma tesisatı ve sıcak sulu tulumbalı kalorifer tesisatı için ayrı ayrı ihaleler açılıyor ve işinde uzman kişiler görevlendiriliyor. Ekonomik zorluklar sonrasında yapının inşaatı 1943’te tamamlanıyor ve açılışı İstanbul Vali ve Belediye Başkanı Lütfi Kırdar tarafından, halkevlerinin kuruluşunun 11. yıl dönümünde yapılıyor.

Rüknettin Güney’in birinci seçilen proje maketi, Kaynak: Arkitekt dergisi.
Rüknettin Güney’in birinci seçilen proje maketi, Kaynak: Arkitekt dergisi.

Kadıköy Halkevi binası, 3500 metrekarelik bir arazi üzerinde inşa ediliyor. Biri deniz seviyesinden 30 metre yüksekte Bahariye Caddesi üzerinde, biri 13,5 metre yüksekteki arka sokakta olmak üzere iki yönde uzanan yapıda, eğim bir tasarım girdisi olarak kullanılıyor. Bahariye Caddesi’ne bakan kütle giriş olarak kullanılırken arka sokağa açılan kütle otopark hizmeti veriyor. İki kol arasındaki eğim farkı, iki kademeli olarak istinat duvarları desteğiyle çözülüyor. Bu eğim farkına üç bodrum kat yerleştiriliyor ve bu bodrum katlar ile yapı, arka sokaktaki zemin kotu seviyesine kadar iniyor.

Yapının güneydoğu yönünden fotoğrafı, Kaynak: Kaynak: Öznur Berber’e ait yüksek lisans tezi.
Yapının güneydoğu yönünden fotoğrafı, Kaynak: Kaynak: Öznur Berber’e ait yüksek lisans tezi.

Yapıyı oluşturan 3 ana kütle, L şeklinde birbirine bağlanıyor. Kütle yerleşimiyle ilgili Rüknettin Güney’in açıklamaları Arkitekt’te şu şekilde aktarılıyor: “Bahariye Caddesi dar olduğundan, tiyatro ve müsamere salonlarından aynı zamanda çıkacak halkın yolu kapaması ve otomobillerine rahatça binebilmeleri için bina antresi geri çekilmiş, önünde bir avlu yapılmıştır. Bu avluda şenlik günleri bir kısım halk da toplanarak fuayye balkonunda söylenecek nutukları dinleyebilir. Parti Başkan odasındaki balkondan da sokaktan geçen halk kitlesine hitap edilebilir.”** Böylece mimarın arazideki olumsuz olabilecek bir sorunu işlevsel bir şekilde çözdüğü görülüyor. Güney cümlelerine Kadıköy’ün denizden yüksek bir yerinde inşa edilen yapıya girildiğinde iyi bir manzara ile karşılaşıldığını belirterek devam ediyor: “Binaya girdiğimizde geniş camların arkasından çok latif bir manzara teşkil eden, Fenerbahçe, Marmara ve yeşilliklerle karşılaşırız. Sokaktan görülebilen bu vaziyet halkı içeri celp eden güzel bir vesiledir.” **

Arka bahçe kurgusunu ve kot farkını gösteren maket fotoğrafı, Kaynak: Arkitekt dergisi.
Arka bahçe kurgusunu ve kot farkını gösteren maket fotoğrafı, Kaynak: Arkitekt dergisi.

Yapıdaki 3 ana kütleden biri olan orta kütle, kuzeydoğu-güneybatı yönü üzerinde uzanıyor. Dikdörtgen biçimindeki bu kütledeki mekanlar uzun kenara sıralanıyor. Kütlenin kuzeydoğu ve güneybatı ucunda tüm katlar birbirine merdivenler ile bağlanıyor. Yapının arka sokağa uzanan kolu, yarım silindir bir kütle ile bitiyor. Ortadaki kütleden yarım silindir kütleye uzanan kola konferans ve spor salonu yerleştiriliyor. Geniş açıklıklı bu iki mekânın güneybatı kenarında arka bahçeye bakan bir koridor yer alıyor. Ön bahçeye bakan kütlede de benzer şekilde bir koridor yer alıyor ve koridora sıralanmış mekanlar bulunuyor. Asimetrik plan kurgusu her katta benzer şekilde tekrar ediliyor.

Yapının girişinde yer alan tabela, Kaynak: İnan Kenan Olgar, Kültür Envanteri.
Yapının girişinde yer alan tabela, Kaynak: İnan Kenan Olgar, Kültür Envanteri.

Güney, yazdığı raporda tiyatro salonunun tasarımını şöyle anlatıyor: “Tiyatro salonu; aynı zamanda müsamere, Dans, konferans ve sinema salonu olarak kullanılacağından meyilsiz yapılmış, yan kapılar vasıtasıyla güzel manzaraya nazır galeriye çıkılır. Basit sahne istendiğinden fenni basit bir sahne düşünülmüştür. Aksesuar ve nakli müşkül şeyler sahnenin hemen altında bir kata konmuş; dekorların ve büyük eşyanın dışarıdan alınabilmesi için geniş bir kapı ve o kapının altına kadar kamyon gelebilmesi mümkün kılınmıştır. Sahne açıklığına rüyet zaviyeleri, tenvirat zaviyeleri ve bilhassa fon perdesinin tenviri nazarı itibaren alınarak (5.00 X 8.00) ebadı verilmiştir. Artist soyunma odaları sahne altında olup, artistleri rollerini beklemelerine, istirahatlerine mahsus çok elzem olan intizar salonu aynı zamanda artistlere Fuayye olarak kullanılacaktır.”**

Yapının kat planları, Kaynak: Arkitekt dergisi.
Yapının kat planları, Kaynak: Arkitekt dergisi.

Eski dönemlerdeki avlu sisteminin modernize edildiği yapıda etrafı kolonlarla çevrili, çiçek, ağaç, havuz gibi peyzaj ögelerinin yerleştirildiği bahçeler ile yapıya serinlik ve zarafet katılmak isteniyor. Yapının öne çıkan bir unsuru olan bahçe, diğer mekanların yerleşiminde de önemli bir rol oynuyor: “Halkevi idare kısmı, parti kısmı, mütalaa kısmı, tiyatro, toplantı ve spor kısımları; hepsi müstakil aynı zamanda irtibatlı olarak düşülmüş, bunların merkezine en ferah ve iki tarafa manzaralı, havuzlu avluya ve en güzel manzaraya nazır istirahat salonu, gazino ve büfe konmuştur.”**

Yapının konferans salonundan geçen kesit, Kaynak: Öznur Berber’e ait yüksek lisans tezi.
Yapının konferans salonundan geçen kesit, Kaynak: Öznur Berber’e ait yüksek lisans tezi.

Döneminin mimari usullerine uygun bir tasarım yaptığı belirten Güney, birbirinden farklı büyüklüklere sahip kübik kütlelerde asimetrik bir kurgu yapıyor. Araştırmacılara göre Le Corbusier’nin ev-gemi benzetmesinin bir ürünü olan dairesel pencereler yapının sade kütlesine renk katıyor. Kalabalık bir caddede yapılan dolu-boş dengesi ile yapıda insanı ezen bir kütlenin önüne geçiliyor. Planlanan her bir boşluk, kütleye eklenen her bir parça işlevle uyumlu olarak planlanıyor ve gereksiz süslemelerden uzak duruluyor. Yapıya uzaktan bakıldığında döneminin mimari yaklaşımı hakkında önemli ipuçları veriyor.

Yapının günümüzdeki kullanımından bir fotoğraf, Kaynak: Gazete Kadıköy.
Yapının günümüzdeki kullanımından bir fotoğraf, Kaynak: Gazete Kadıköy.

20 yıllık süre içinde pek çok etkinliğe ev sahipliği yapan halkevleri, iktidarda yaşanan değişimler sonrasında kapatılıyor. İstanbul’daki Halkevlerinin Millî Eğitim Bakanlığı’na devredilmesi kararlaştırılırken Kadıköy Halkevi binası ikiye bölünüyor ve bir bölüm Millî Eğitim Bakanlığı’na bir bölüm Adalet Bakanlığı’na veriliyor. Bu işlev değişimi ile yapıda aslına uygun olmayan düzenlemeler yapılıyor. Yapı, inşasından yaklaşık 40 yıl sonra 19 Haziran 1981 tarihinde tescilleniyor ancak bu süre zarfında yapılan değişimlerin arşivde düzenli bir kaydına ulaşılamıyor. Özgün karakteri korunamayan yapının bir kısmı Kadıköy Halk Eğitim Merkezi bir kısmı ise Kadıköy Adliyesi olarak kullanılmaya devam ediyor.

Proje

Kadıköy Halkevi

Yeri

Kadıköy, İstanbul

Mimarı

Rüknettin Günay

Proje başlangıç yılı

1939

Proje bitiş yılı

1943
KAYNAK / * BERBER, ÖZNUR. “ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ MODERN MİMARLIK ÖRNEKLERİNDEN KADIKÖY HALKEVİ BİNASI RESTORASYON PROJESİ”. YÜKSEK LİSANS TEZİ, İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ, 2010. ** “KADIKÖY HALKEVİ PROJE MÜSABAKASI”. ARKİTEKT DERGİSİ, SAYI:2 (86), 1938, S.43-56.