Drenaj borularından bir tasarım: Prahran Oteli

Nakliye konteynerleri, günümüzde işlevlendirilerek yeniden kullanılan mimari ürünlerin başında geliyor. Malzemeyi değerlendiren ve tasarıma yeni bir soluk getiren bu projeler, hem geri dönüşüm sağlıyor hem de süreklilik için bir örnek teşkil ediyor. Avustralyalı grup Techné Architects bu yöntemi, beton drenaj borularıyla uyguluyor.

Art deco cepheli iki katlı bir pub’a sahip olan Prahran Oteli, Melbourne’ün Prahran bölgesinde yer alıyor. 1940'ların ikonik yapısının yan tarafında, 1970'lerden kalma orantısız tek katlı bir yapı bulunuyor. Mekan sahibi, bu alanı yıkıp merkezi avluya sahip hareketli ve çift katlı bir mekan oluşturmayı hedefliyor.

Techné Architects, mevcut binanın yanına görsel olarak bağlantılı, etkileşimli ve dramatik bir alan tasarlıyor. Yapının cephesinde ve iç mekanında, kabinlere dönüştürülen 17 adet beton boru kullanılıyor. Beton borularla, mekanın orijinal art deco tasarımından esinlenilerek etkileyici, büyük ölçekli dairesel motifler oluşturuluyor.

Yeni binanın sokak cephesinde, devasa boyutta yığılmış beton boruların tercih edilmesinin birçok nedeni bulunuyor. Heykelsi görünüme sahip drenaj boruları, derinlikleri sayesinde iç mekanda insanların vakit geçirebileceği alanlar oluşturuyor.

Çelik çerçevelere sahip cam yüzeyler, iki seviyeyi birbirine bağlıyor ve bol miktarda doğal ışığın alana girmesine izin veriyor. Avludan ve büyük dairesel boru pencerelerden gelen gün ışığı, her bir köşeyi dolduruyor. Açıklıklar, akıllardaki karanlık pub’lardan farklı olarak mekanı sıcak ve ferah bir alan haline getiriyor.

Proje genelinde çelik yapının çoğu açıkta bırakılıyor. Beton borular ile prekast beton kaplaması, iç malzeme paletinin temelini oluşturuyor. Kabin koltukları, yumuşak deri döşemeyle kaplanarak geri dönüştürülmüş ahşap yüzeylerle ve akustik emici paspaslarla tamamlanıyor. Bu doğal yüzeyler, betonun ve çeliğin dokusuyla kontrast oluşturuyor. Mekan içerisindeki bitkiler, doğal atmosferi destekliyor.

Techné Architects’in sürdürülebilir unsurları dahil etmesi beton borular dışında da çeşitli noktalarda görülüyor. Servis alanı için geri dönüştürülmüş farklı renklerdeki demir borular kullanılıyor. Beton döküm lambalar bu kısma eşlik ediyor. Servis alanı, insanların serbestçe dolaşabildiği uzun masalar ve banklarla noktalanıyor.

Orta avlunun üzerinde yarım beton bir boru asılı duruyor. Bu kabin, çelik direkler üzerinde destekleniyor ve daha uzun süreli oturmak için tasarlanıyor. Avlu ile aynı tavanı paylaşıyor ancak neredeyse avludan bağımsız bir şekilde işliyor.

Dolaşım, mekanın her iki seviyesinden ilerliyor ve böylece pub’ın eski ve yeni alanları arasında farklı perspektifler oluşuyor. Tüm müşteri grupları merkez avludan farklılaştırılmış mekanlara ulaşmak için ortak sirkülasyon yollarını kullanıyor.

Prahran Hotel’in ahibi olan Sand Hill Road Group, yerel mekanların ideallerine sadık kalarak ilginç ve dinamik alanlar oluşturmasıyla tanınıyor. Sand Hill Road Group, iki yıllık inşaat sürecinin ardından 2013’te, Prahran Oteli’nin kapılarını açıyor. Otel olarak adlandırılmasına rağmen mekan, pub olarak hizmet veriyor. Prahran Oteli; Techné Architects ve Sand Hill Road Group’un ortaklığında geliştirilen beşinci proje olarak biliniyor.