Eğitimde yeni bir dönem: İsmet Paşa Kız Enstitüsü

İsmet Paşa Kız Enstitüsü, Kaynak: Salt Araştırma.
İsmet Paşa Kız Enstitüsü, Kaynak: Salt Araştırma.

İsmet Paşa Kız Enstitüsü, kızların kendi ayakları üzerinden durmalarını, çağdaş ve kültürel yönden kendilerini geliştirmiş anneler olabilmelerini desteklemek amacıyla kurulan enstitüler arasında öne çıkan bir yapıdır. Prof. Dr. Ernst Egli tarafından tasarlanan yapı, Ankara’nın en işlek caddelerinden biri olan Atatürk Bulvarı’nda konumlanıyor. Enstitünün sade ama işlevsel tasarımı, kamu ve eğitim yapılarının modernleşmesi süreci için önemli bir adım olarak görülüyor.

İsmet Paşa Kız Enstitüsü genel görünüşü, Kaynak: Mimarlık dergisi.
İsmet Paşa Kız Enstitüsü genel görünüşü, Kaynak: Mimarlık dergisi.

Osmanlı Devleti, 17. yüzyıl itibarıyla savaşlardan yenilgiyle dönmeye ve bu yenilgiler sonrasında da Batı’ya karşı üstünlüğünü kaybetmeye başlıyor. Bu gidişatı değiştirmeye niyetlenen devlet adamları, Batı’da uygulanan yöntemleri incelemeye ve onların neyi farklı yaptığını bulmaya odaklanıyor. Batılılaşma hareketinde ilk hamle orduda yapılıyorve orduyu güçlendirebilmek için askeri okullar açılıyor. Böylece Batılılaşma hareketinin etkisi ilk olarak eğitim kurumlarında kendini gösteriyor. Her ne kadar bu durum halkı doğrudan etkilemese de yavaş yavaş eğitim alanında farklı görüşleri benimseyen modern okullar kurulmaya başlıyor. Kız ve erkek çocukların sanat öğrenebilmeleri için açılan sanat ve sanayi mektepleri bu modern okullarda öne çıkanlardan biri oluyor. Bu okullarda sanat öğretmek kadar çocuklara meslek edindirme ve devletin ihtiyacını karşılayacak çalışmalar yapma amacı da bulunuyor. İlk sanat okulu yine ordunun ihtiyacını karşılamak için 1865’te açılırken takvim 1878’i göterdiğinde Üsküdar’da Ahmet Vefik Paşa tarafından kurulan Üsküdar Kız Mektebi ülkenin eğitim hayatına katılıyor. Bu mektepte Türk kadınlarının giyim konusunda başkalarına muhtaç olmalarını önlemek ve çalışarak kendi paralarını kazanacak duruma gelmelerini sağlamak hedefleniyor. Mekteplerde terzilik, matbaacılık, ayakkabıcılık, değirmencilik ve dokumacılık gibi toplumun ihtiyaçlarını da karşılayabilecek alanlarda eğitimler veriliyor. 20. yüzyıl itibarıyla orduya kıyafet sağlayabilmek için kız sanat okullarının açılması planlansa da ekonomik nedenlerle ancak sınırlı sayıda okul açılabiliyor. Kız Sanayi Mektepleri bu dönemde istendiği gibi gelişemese de Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte gündemde önemli bir yer kaplıyor.

Enstitünün arka cephesi, Kaynak: Mimarlık dergisi.
Enstitünün arka cephesi, Kaynak: Mimarlık dergisi.

Cumhuriyet ile birlikte sosyal kalkınmayı destekleyebilmek için kadınların farklı alanlarda yetkin bireyler olarak yetiştirilmesi hedefleniyor. Bu kapsamda öncelikle toplumdaki okuma-yazma bilen erkeklerin oranı kızlara oranla çok daha yüksek olduğu için kızların okullaşma oranının artırılması planlanıyor. Atatürk, 1923 yılında İzmir’de yaptığı bir konuşmada bu konuya şu şekilde değiniyor: “…Bizim heyeti içtimaiyemiz için ilim ve fen lazım ise bunları aynı derecede hem erkek ve hem de kadınlarımızın iktisap etmeleri lazımdır. Malumdur ki, her safhada oldugu gibi hayatı içtimaiyede dahi taksimi vezaif vardır. Bu umumî taksimi vezaif arasında kadınlar kendilerine ait olan vezaifi yapacakları gibi aynı zamanda heyeti içtimaiyenin refahı, saadeti için elzem olan mesaii umumiyeye dahi dâhil olacaklardır… Bugünün levazımından biri de kadınlarımızın her hususta yükselmelerini temindir. Binaenaleyh kadınlarımız da âlim ve mütefennin olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün derecatı tahsilden geçeceklerdir. Sonra kadınlar hayatı içtimaiyede erkeklerle beraber yürüyerek birbirinin muin ve müzahiri olacaklardır.”* Bu konuşmanın üzerinden bir süre geçtikten sonra 3 Mart 1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanunu ilan ediliyor. Kadın ve erkeklerin eğitimdeki eşitliğini sağlamayı hedefleyen ve eğitimi tek bir kuruma bağlayan bu kanunun ardından kadınların diğer alanlarda da erkeklerle aynı haklara sahip olabilmesi için Türk Medeni Kanunu yürürlüğe giriyor. Bir yandan yasal düzenlemeler yapılırken diğer yandan da okullaşmayı artıracak hamleler için hem eğitim kurumlarının işleyişi gözden geçiriliyor hem de mimari olarak bu okulları inşa edebilecek mimarlar görevlendiriliyor.

Egli’nin yapıya dair bir çizimi, Kaynak: Murat Erdal Dere çizimi, Erken Cumhuriyet Mimarisini Ernst Egli Üzerinden Okumak başlıklı doktora tezinden.
Egli’nin yapıya dair bir çizimi, Kaynak: Murat Erdal Dere çizimi, Erken Cumhuriyet Mimarisini Ernst Egli Üzerinden Okumak başlıklı doktora tezinden.

Cumhuriyet öncesinde kurgulanan Kız Sanayi Mektepleri bu dönemde geliştirilerek Kız Enstitüleri adıyla eğitime başlıyor. Bu enstitülerde verilen eğitimlerle kızların kendi ayakları üzerinden durabilmelerini ve hem iyi bir vatandaş hem de evlerini idare edebilen becerikli ve yetenekli hanımefendiler olmalarını sağlamak hedefleniyor. İlkokula dayalı bu enstitüler beş yıl süreyle eğitim veriyor. Enstitülerin kurulma sürecinde Belçika’dan Türkiye’ye davet edilen Prof. Dr. Omar Buyse’nin büyük bir etkisi olduğu görülüyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Konya, Mersin, Aydın, Kütahya ve Uşak şehirlerini gezerek meslek eğitimlerinin nasıl verildiğini inceleyen Buyse, bu konuda detaylı bir rapor hazırlıyor. Ankara’da da bu incelemeler sonucunda Buyse’nin önerisiyle İsmet Paşa Kız Enstitüsü’nün kurulmasına karar veriliyor. Türkiye’ye gelerek Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki İnşaat Bürosu’nun başına geçen Ernst Egli de bu yapının mimarı olarak seçiliyor.

Yapının zemin kat planı, Kaynak: Murat Erdal Dere çizimi, Erken Cumhuriyet Mimarisini Ernst Egli Üzerinden Okumak başlıklı doktora tezinden.
Yapının zemin kat planı, Kaynak: Murat Erdal Dere çizimi, Erken Cumhuriyet Mimarisini Ernst Egli Üzerinden Okumak başlıklı doktora tezinden.

Resmi bir davet ile Türkiye’ye gelen Egli, Anadolu’nun farklı yerlerini gezerek en ücra yerlerde bile yapılabilecek köy okulları için tip projeler geliştiriyor. Bu projelerini uygulaması kolay, malzemesini yerelden alan, ekonomik olarak devleti zorlamayacak şekilde kurguluyor. Projelerinde devrin mimari anlayışını ortaya koyabilmek için çalışmalar yapan Egli’nin tasarladığı İsmet Paşa Kız Enstitüsü bu çalışmaların öne çıkanlarından biri oluyor. Hasan Ali Yücel, mimarisiyle beğeni toplayan bu okullardan şöyle bahsediyor: “Bu binaların inşa tarzı ve levazımı en yeni mimarlık ve mektepçilik esaslarına göredir… Diğer taraftan yeni yaptırılan binaların inşa tarzı, kullanılan levazım itibarile kuvvetli ve mükemmel oluşu da ileri nesillerin Cumhuriyet devrinde nasıl bir güzel niyet ve itina ile maarif için emek ve para sarfedildiğini ispat edecek canlı delillerdendir. Bu mevzuda imkânın azamisinden istifade olunmuştur. Büyük merkezler de dahil olarak yurdun her tarafında, nereye gidilirse gidilsin en güzel binalar muhakkak, mektep kurağıdır.”** Bu konuşmadan da anlaşılacağı üzere bu kurumlara döneminde büyük bir değer veriliyor ve mimarisi ile de örnek olması amaçlanıyor.

Yapının kütle hareketinin algılanabildiği birinci kat planı, Kaynak: Murat Erdal Dere çizimi, Erken Cumhuriyet Mimarisini Ernst Egli Üzerinden Okumak başlıklı doktora tezi.
Yapının kütle hareketinin algılanabildiği birinci kat planı, Kaynak: Murat Erdal Dere çizimi, Erken Cumhuriyet Mimarisini Ernst Egli Üzerinden Okumak başlıklı doktora tezi.

Ankara’da Atatürk Bulvarı üzerinde inşa edilen İsmet Paşa Kız Enstitüsü, simetrik bir plan dahilindeki ana kütle ve bu ana kütlede öne taşan dörtgen kütlelerden oluşuyor. Öne taşan iki kütle sağa ve sola yerleştirilerek yapının simetrik planı bozulmazken aynı zamanda ana kütledeki süreklilik kırılıyor. Merdiven kütleleri de benzer şekilde yapının ana kütlesinden taşıyor ve hareketli bir cephe elde ediliyor.

Giyim atölyesinden bir fotoğraf, Kaynak: Mimarlık dergisi.
Giyim atölyesinden bir fotoğraf, Kaynak: Mimarlık dergisi.

Merdiven kuleleriyle öne taşan kütlenin kesiştiği alanlar balkon olarak kurgulanırken bu balkonlardaki köşeler yuvarlatılarak cepheye estetik bir dokunuş yapılıyor. Egli’nin köşeleri yumuşatarak cepheye hareket kazandırılan bu mimari tarzı, Avrupa’ya yüksek okulları incelemek için gittiği sırada temas ettiği Erich Mendelsohn sayesinde uyguladığı düşünülüyor. Bu hareketi sadece köşeleri yuvarlatmayla bırakmayan Egli, balkon parapetlerini pencere altından da devam ettiriyor ve düz cephe pencereleri geriye çekerek derinlik oluşmasını sağlıyor.

Bir atölye sırasında çalışan öğrencilerin fotoğrafı, Kaynak: Salt Araştırma.
Bir atölye sırasında çalışan öğrencilerin fotoğrafı, Kaynak: Salt Araştırma.

Yapının ortasındaki yatay kütle bodrum üzerine dört katlı kurgulanırken dikey kütleler beş katlı ve yanlardaki bloklar iki katlı hazırlanıyor. Yatay ana kütlede; derslikler, atölyeler ve bürolar koridorun iki yanına yerleştiriliyor. Cepheye hareket katan dikey kütlelerdeki üç kollu merdivenlerin yanı sıra depo ve tuvaletler de bulunuyor. Ana kütlenin sağ ve soluna yerleştirilen ve daha alçak planlanan bloklarda ise konferans salonu, öğretmenler odası ve toplantı salonu gibi daha büyük mekânlar yer alıyor. Bütün katlar benzer anlayışla ve simetrik olarak düzenleniyor. Yapının zemin katındaki giriş holü ve sonraki işleviyle koridor, gerektiğinde sergi amaçlı kullanılabilecek biçimde hazırlanıyor. Yapı, dönemin pek çok kamu yapısında olduğu gibi parapetler tarafından kapatılan az eğimli bir çatı ile örtülüyor.

İsmet Paşa Kız Enstitüsü ile Kız Lisesi arası için hazırlanan bahçe planı, Kaynak: Mimarlık dergisi.
İsmet Paşa Kız Enstitüsü ile Kız Lisesi arası için hazırlanan bahçe planı, Kaynak: Mimarlık dergisi.

1928 yılında binanın yapımı henüz devam ederken Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlı olarak 5 öğrenci ile eğitime başlıyor. 1931 yılında Ankara’daki terzi ihtiyacını karşılayabilmek için döner sermaye atölyeleri açılıyor ve farklı illerden talep gelmesi üzerine okula 25 öğrencinin kalabileceği bir pansiyon ilave ediliyor. 1935 yılında kız sanat okullarına öğretmen yetiştirilebilmesi için bu enstitüden mezun olanların devam edebileceği bir Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu kısmı hizmet vermeye başlıyor. Yapıyla ortak bahçe kullanan Kız Lisesi yine Ernst Egli tasarımıyla hayat buluyor. Egli, ortak bahçeyi atölye ya da konferans salonu gibi mekanları iki okulun birlikte kullanımını destekleyecek şekilde tasarlıyor. Dönemin önemli yayınlarından olan Ulus gazetesi bu yapılardan övgüyle bahsediyor: “Kız Enstitüsü gerek yapısı gerek öğretme usulleri gerek öğretim kadrosu bakımından memleketin övüneceği ve pek az yabancı memleketlerde eşine rastlanan nitelikte bir kurumdur”.

Yapının 2003’teki bir fotoğrafı, Fotoğraf: Leyla Alpagut, Kaynak: Mimarlık dergisi.
Yapının 2003’teki bir fotoğrafı, Fotoğraf: Leyla Alpagut, Kaynak: Mimarlık dergisi.

İsmet Paşa Kız Enstitüsü; süslemelerden arınmış, işlevselliğin ön planda olduğu ama kütlesel hareketlerle cephenin dilinin kurgulandığı haliyle Cumhuriyet’in ilk yıllarında öne çıkan bir yapıya dönüşüyor. O dönemin Ankarası’nda en işlek caddelerden birine yerleştirilmiş olması eğitime ne derece önem verildiğini kanıtlıyor. Enstitü zamanla pek çok sergiye ve moda gösterilerine ev sahipliği yapmasıyla dünya çapında ismi duyulan ve farklı ülkelerden incelenmek için ziyaret edilen biri kuruma dönüşüyor.Günümüzde Zübeyde Hanım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi adıyla öğrencileriyle buluşmaya devam ediyor.

Mimar Necati’nin kadrajından enstitü binası, Kaynak: Salt Araştırma.
Mimar Necati’nin kadrajından enstitü binası, Kaynak: Salt Araştırma.
Proje

İsmet Paşa Kız Enstitüsü

YeriAnkara
Mimarı

Ernst Egli

KAYNAK / * SEZER ARIĞ, AYTEN. “ANKARA’DA MODANIN ÖNCÜSÜ BİR OKUL: İSMET PAŞA KIZ ENSTİTÜSÜ”. CUMHURİYET TARİHİ ARASTIRMALARI DERGİSİ. ** LEYLA ALPAGUT, “ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİNDE KIZLARIN EĞİTİMİ İÇİN ANKARA’DA İKİ ÖNEMLİ YAPI: İSMET PAŞA KIZ ENSTİTÜSÜ VE KIZ LİSESİ”. MİMARLIK DERGİSİ. DOĞAN, AYHAN. VE KILINÇ, MUSTAFA. “CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK KADINININ MODERNLEŞMESİNDE ÖNCÜ BİR KURUM: İSMET PAŞA KIZ ENSTİTÜSÜ ANKARA (1928-1938)”. OPUS–ULUSLARARASI TOPLUM ARAŞTIRMALARI DERGİSİ. DERE, MURAT ERDAL. “ERKEN CUMHURİYET MİMARİSİNİ ERNST EGLİ ÜZERİNDEN OKUMAK”. DOKTORA TEZİ, SELÇUK ÜNİVERSİTESİ, 2021.