Eskiye atıfla yeniyi tasarlamak: Grand Paris Eco-Campus

Arsa, 6700 m²lik 150x50 m'lik üçgen şekilli bir plandan oluşuyor. Üç bloğu ayıran iki kuzey-güney geçişine, kompozisyonu ikiye bölen bir doğu-batı geçişi ekleniyor. Ana planda tekil olarak tasarlanan 6 bina, kullanıcıların dikkatini çeken küçük bir topluluk oluşturuyor.

Eko-Campus, inşaat işçilerine yönelik eğitimler veriyor. Geleceğin tesisatçılarını, elektrikçilerini, boyacılarını ve daha fazla alanda ilgili kişileri bir araya getiriyor. Çırak-usta sistemi üzerinden inşaat işçileri yetiştirmek için inşa edilen yapının, verilecek teknik eğitimden detaylar barındırması yapı ile işlevini tutarlı hale getiriyor. Böylece eğitim görülen yapı, öğretilen bilginin uygulanmasının bir parçası haline geliyor.

Kampüsün zemin kattaki atölyelerinin iki kat yüksekliğindeki yaya aksları, peyzajı bir araya getiriyor, bölüyor ve düzenliyor. Geleneksel birleştirme yöntemleriyle bir araya getirilen üçgen çerçeveler,ETFE (EthyleneTetraFluoroEthylene) ile kaplanıyor. Uçak sanayi için geliştirilen ETFE, ışık geçirgenliği, ince, hafif ve sağlam yapısından ötürü çatı kaplama malzemesi olarak mimaride de kullanılıyor.

Cephelerde kullanılan sırlı tuğlalara verilen ileri geri hareket, Chérioux malikanesinin 1930'lardaki yapılarının dokusunu Eco-Campus binasına yansıtıyor. Tuğla ve ahşabın ana malzeme olarak kullanıldığı bina, bir zamanlar bu bölgede varlığını sürdüren fabrikalara atıfta bulunan bir metafor haline geliyor.

Proje ve kapalı galerisi, eski banliyölerdeki binaların açısal düzlemlerini ve basamaklı cephelerini yeniden yorumluyor. Böylece hem çağdaş hem de tarihe referansta bulunan bir mekan oluşuyor. En öndeki yapı, yaya aksına girişi vurgulayarak kampüsü görünür kılıyor. Avlunun yer aldığı şeffaf alan, giriş meydanı ile iç sokak arasında görsel bir ilişki sağlıyor. Ana girişin yanında yer alan iki katlı ‘akıllı ev’, toplanan CFA çalışmalarının sergilendiği bir ‘vitrin’ olarak tasarlanıyor.

Eco-Campus içinde öğrenciler için bir konferans salonu, atölyeler, teknik atölyeler, ortak sınıflar ile kafeterya, dinlenme odası ve spor salonu yer alıyor.

PÉRIPHÉRIQUES MARIN+TROTTIN Architectes, 25 yılı aşkın bir süredir yapı tasarlıyor. Ofis "anti-ego" yaklaşımını benimsiyor ve bunu paylaşımcılık olarak tanımlıyor. Tasarım ofisi projelere yaklaşımını, “Her proje için tavrımız, süreci mükemmel bir şekilde kontrol etmek için bağlamdan kullanıma kadar talebi tam olarak gözden geçirmek ve sentezlemektir. Amacımız bariz cevabı irdeleyip ardından beklenmedik ve ilgili bir çözüm sunmaktır.” şeklinde ifade ediyor.

Ofisin 45 projesi arasında 15 konut, 6 konser salonu, 1 tren istasyonu, 3 tiyatro, 1 kreş, 2 kütüphane, 8 iş merkezi, 5 okul, 3 ofis ve 8 kentsel tasarım projesi yer alıyor.