Farklı işlevlere ev sahipliği yapan bir yapı: Dördüncü Vakıf Han

Dördüncü Vakıf Han, Kaynak: Kültür Envanteri.
Dördüncü Vakıf Han, Kaynak: Kültür Envanteri.

Dördüncü Vakıf Han binası, Osmanlı’nın son dönemlerinde gelirleri azalan vakıfların ticari kazanç elde etmek için hanlar inşa ettiği dönemin bir eseri olarak günümüze ulaşıyor. Mimar Kemaleddin tarafından, I. Ulusalcı Mimarlık Akımı’nın etkisiyle tasarlanan yapı, tarih boyunca pek çok işleve ev sahipliği yapıyor. 1911’de başlayan inşaatı savaşlar yüzünden sekteye uğrayınca ancak Cumhuriyet Dönemi’nde tamamlanabiliyor.

Vakıf Han’ın restorasyon sonrası fotoğrafları, Kaynak: Dilek Öztürk, Arkitera.
Vakıf Han’ın restorasyon sonrası fotoğrafları, Kaynak: Dilek Öztürk, Arkitera.

Yüzyıllar boyunca insanların/kervanların yolculukları sırasında korunaklı bir şekilde konaklama ve yemek yeme ihtiyaçları “han” adı verilen yapılar sayesinde karşılanıyor. Önemli ticaret yolları veya askeri yollar üzerinde belli aralıklarla inşa edilen bu yapılar, bulundukları toprakların o dönemki güvenlik koşullarına göre farklı mimari özelliklerle tasarlanıyor. Zamanla farklı işlevlere de ev sahipliği yapan hanlar, konaklama işlevi haricinde depolama alanı veya ticari işletmelerin bürosu olarak da kullanılıyor. Çok geniş topraklara yayılan Osmanlı Devleti’nde de han kültürü devam ediyor ve yüzyılın ihtiyacına göre çeşitli değişimlere uğruyor. Örneğin; devletin son dönemlerine doğru şehirlerdeki ticari faaliyetler arttığı ve arsalar değer kazanıyor. Güç kaybetmeye başlayan bir devlet için ticari faaliyetlerin desteklenmesi önemli olduğu için de ticari amaçlarla kullanılabilen hanlar tercih sebebi oluyor. Zemin katları ticarethane, üst katları büro olarak işlevlendirilen bu hanlarda konaklama işlevine genellikle yer verilmiyor. Osmanlı’nın başkenti İstanbul’da farklı bölgelerde hanlar inşa edilirken bu hanların önemli bir kısmı daha sonraları Hanlar Bölgesi olarak anılacak Eminönü'nde toplanıyor. Şehrin kalbinde olan bu hanlardan bazıları dönemin koşulları hakkında büyük fikir veriyor. Tıpkı Vakıf Hanları’nda olduğu gibi.

Yapının cephe çizimi Kaynak: İstanbul’da Otele Dönüştürülmüş Tarihi Yapılarda İç Mekan İrdelenmesi başlıklı tez.
Yapının cephe çizimi Kaynak: İstanbul’da Otele Dönüştürülmüş Tarihi Yapılarda İç Mekan İrdelenmesi başlıklı tez.

Vakıf kültürünün hep önemli olarak görüldüğü Osmanlı’da son yıllara doğru, kaybedilen savaşların etkisiyle vakıf malı olan taşınmaz varlıkların bakımına bütçe ayrılamaz hale geliyor. Böylece vakıf mallarının yeniden gelir kazanabildiği bir süreç başlatılıyor. Bu durumu desteklemek için vakıfların denetimini yapan Evkaflar Nezareti 1911 yılında bir kanun çıkarıyor. Bu kanun ile yıkık ve harap durumda olan vakıf mallarının satılarak para kazanmasına ve bu paranın yeni hayır kurumlarının yapmak için kullanılmasına karar veriliyor. Tam da bu dönemde Evkaflar Nezareti’nin mimarı olarak çalışan Mimar Kemaleddin, İstanbul’da kiralanmak üzere 7 farklı vakıf hanı tasarlıyor. I. II. ve IV. Vakıf Han Eminönü’nde birbirine yakın parseller üzerinde, III. Vakıf Han Beyoğlu’nda, V. Vakıf Han Vefa Lisesi’nin bahçesinde, VI. Vakıf Han Çemberlitaş’ta, VII. Vakıf Han ise Karaköy’de yapılmak üzere projelendiriliyor. Bu projelerden beşi inşa edilirken VI. ve VII. Vakıf proje olarak kalıyor. Vakıf hanlarında gelir getirme amacı bulunsa da hepsi aynı işlevle kurgulanmıyor. I. II. ve IV. Vakıf Han ticarethane, III. Vakıf Han konut, V. Vakıf Han okul yatakhanesi olarak tasarlanıyor.

Pervititich Haritaları’nda IV. Vakıf Han, Kaynak: istanbulium.com.
Pervititich Haritaları’nda IV. Vakıf Han, Kaynak: istanbulium.com.

Vakıf Hanları içinde en öne çıkan yapılardan biri kabul edilen Dördüncü Vakıf Han, eskiden I. Abdülhamit Külliyesi’nin olduğu arsa üzerinde inşa ediliyor. Hobyar Mahallesi’nde denize yakın bir arazide konumlanan bu yapının inşa süreci pek çok olaya şahitlik ediyor. Yapımına 1911 yılında başlanmasına rağmen Balkan Savaşları ve ardından gelen I. Dünya Savaşı ile inşaat sekteye uğruyor. Öncelikle dış kısımları tamamlanan han, İstanbul’un işgali sırasında Fransız askerleri tarafından "Caserne Victor" olarak kullanılıyor. Başbakanlık Osmanlı Devlet Arşivi’nde yer alan bilgiye göre 1923 yılında yapının boşaltılması için yazışmalar yapılıyor. 1926 yılına gelindiğindeyse yarım kalan inşaat tamamlanıyor ve ticarethane olarak kullanıma açılıyor. Uzun yıllar İstanbul Borsası’na ev sahipliği yapan IV. Vakıf Han, bankerler ve komisyoncular tarafından da ofis olarak kullanılıyor. Cumhuriyet Dönemi’nin önde gelen ticari yapılarından biri olan han, 25.6.1983 gün ve 15185 sayılı karar ile İstanbul 1. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Gayrimenkul Eserler Kurulu tarafından tescilleniyor. Para piyasasının merkezindeki ofislerin Eminönü’nden Taksim, Mecidiyeköy ve Maslak gibi yerlere taşınmasıyla birlikte eski işlevini yitiren yapı, bulunduğu bölgenin daha çok turistik bir alana dönüşmesine şahitlik ediyor. Bir süre sonra harabeye dönüşen han, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden kiralanıyor ve geçirilen detaylı restorasyon çalışması sonrasında turizm alanında hizmet vermeye başlıyor. 2006 yılında yaşanan bu işlev değişikliği ile pek çok araştırmanın konusu oluyor.

Yapının borsa merkezi olduğu dönemde girişini gösteren fotoğraf, Kaynak: istanbultarihi.ist isimli site.
Yapının borsa merkezi olduğu dönemde girişini gösteren fotoğraf, Kaynak: istanbultarihi.ist isimli site.

Mimar Kemaleddin’in tasarladığı IV. Vakıf Han, avlulu plan şemasıyla öne çıkıyor. Mimar, yapının yamuk bir parselde yer alma sorununu yapıyı arsanın tamamına yerleştirerek çözüyor. Bu kütleyi dengeli yapmak adına U şeklindeki iç avluya bakan mekanlarla oluşturduğu şemada aynı zamanda Hamidiye Caddesi’ne açılan dükkanlar yer alıyor. Zemin katta yer alan bu dükkanlar ikişer katlı olarak kurgulanıyor ve kat boyunca 24 adet dükkân yerleştiriliyor. Yapının diğer katlarında her katta 37 oda olmak üzere toplam 148 oda bulunuyor. Yapının son dönemde geçirdiği restorasyonda oda sayısı artırılıyor.

Yapının üst katlarının planları, Kaynak: “İstanbul’da Otele Dönüştürülmüş Tarihi Yapılarda İç Mekan İrdelenmesi” başlıklı tez.
Yapının üst katlarının planları, Kaynak: “İstanbul’da Otele Dönüştürülmüş Tarihi Yapılarda İç Mekan İrdelenmesi” başlıklı tez.

Arsadaki kot farkından ötürü yapı, kademeli olarak planlanıyor. Kullanıcılar yapıya zemin kattaki dükkanlar arasında tanımlanan iki yüksek girişi kullanarak girebiliyor. Bu alandan girdikten sonra iç avluya ulaşılıyor ve yapının iç avlusunun köşelerine yerleştirilen çift kollu merdivenler ve asansörler ile katlar birbirine bağlanıyor. Ayrıca kuzey yönüne yerleştiren servis merdiveni ile bu ilişki güçlendiriliyor. Bodrumuyla birlikte yedi katlı olan yapı; çelik iskelet sistemi ile inşa ediliyor. Taşıyıcı duvarları 70 cm olan hanın temelinde ve iskeletinde beton kullanılıyor. Bu özelliği ile de İstanbul’da beton malzemenin kullanıldığı ilk yapılardan biri oluyor.

Restorasyon öncesi yıllarda yapının caddeden görünüşü, Kaynak: Kemali Söylemezoğlu Arşivi, Salt Araştırma.
Restorasyon öncesi yıllarda yapının caddeden görünüşü, Kaynak: Kemali Söylemezoğlu Arşivi, Salt Araştırma.

Yapının kuzey yönünde kalan cephesi sade bir şekilde sıvanırken Hamidiye Caddesi’ne bakan güney cephesindeki çıkmalar ve yapının çatı seviyesinden yükselen soğan kubbeleriyle birlikte yapı anıtsallık kazanıyor. Cephede, Mimar Kemaleddin’in en önemli uygulayıcılarından biri olduğu I. Ulusal Mimarlık Akımı’nın etkisi görülüyor. Birbirinin aynısı olan dikey 15 yüzeyden meydana gelen cephede, zemin kattan itibaren geniş açıklıklarla başlayan pencereler katlar yükseldikçe daralıyor. 1. kattaki pencerelerin üzerinde Türk Üçgenli, 3. kat pencerelerinin üzerinde ise mukarnaslı silmeler ile geçilirken 2. kat kemerlerinin köşeleri oyma rumi motiflerle bezeniyor. Ayrıca bu akımın önemli cephe süsleme malzemelerinden biri olan çiniler, kat kemerlerinin köşelerine yerleştiriliyor. Dükkan vitrinlerinin iki yanında kat hizasında kabaralar bulunurken yapının farklı yerlerinde çeşitli motiflere rastlanıyor.

Restorasyon sonrası iç avlunun görünüşü, Kaynak: Dilek Öztürk, Arkitera.
Restorasyon sonrası iç avlunun görünüşü, Kaynak: Dilek Öztürk, Arkitera.

Zeminlerde döşeme kaplaması olarak mermerin yanı sıra karo mozaik döşeme kaplaması da kullanılıyor. İç avluya bakan birinci kat ve ara kat cepheleri de yine mermer ile kaplanıyor. Caddeye bakan cephede yani güney cephesinde kesme taş kullanılıyor. Yapıdaki soğan kubbeler Selçuklu kümbetlerine gönderme yapıyor.

Eminönü Yeni Camii'nden Sirkeci ve çevresinin görünümü, Kaynak: Salt Araştırma.
Eminönü Yeni Camii'nden Sirkeci ve çevresinin görünümü, Kaynak: Salt Araştırma.

Yapıda geniş ahşap saçakların yanı sıra çelik makaslarla kurgulanan kırma bir çatı yer alıyor. İç avlunun çatısı ise cam ile örtülüyor, böylece iç mekanın ışık alması sağlanıyor. Yapının restorasyonu sırasında bodrum katın işlevi sauna ve spor salonu, çatı arası alanın işlevi ise restoran olarak değiştiriliyor. Ayrıca iki tane olan giriş değiştirilerek teke düşürülüyor ve orta aksa alınıyor. Giriş üstünde yer alan IV. Vakıf Han yazısı da kaldırılıyor.

Yapının iç mekanından bir fotoğraf, Kaynak: Sebah Joallier.
Yapının iç mekanından bir fotoğraf, Kaynak: Sebah Joallier.

Yüzyıla şahitlik eden IV. Vakıf Han yapısı türlü onarım ve değişikliklerden geçse de Mimar Kemaleddin’in imzasıyla Eminönü’nde bizleri selamlamaya devam ediyor. Sirkeci’ye doğru yürürken yapıya bakmayı ve tüm heybetiyle tarihe neler kattığını düşünmeyi unutmayın.

Proje

DördüncüVakıf Han

Yeri

Eminönü, İstanbul

Mimarı

Mimar Kemaleddin

Proje başlangıçyılı

1911
Proje bitiş yılı1926
KAYNAK / EROL, FATMA BİNNUR. “İSTANBUL VAKIF HANLARI VE KORUMA SORUNLARI”. YÜKSEK LİSANS TEZİ, KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ, 2013. UZAR, HÜSNİ MELİH. “İSTANBUL’DA OTELE DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ TARİHİ YAPILARDA İÇ MEKAN İRDELENMESİ”. YÜKSEK LİSANS TEZİ, HALİÇ ÜNİVERSİTESİ, 2013. ORTABAĞ, EROL. “MİMAR KEMALEDDİN BEYİN BAŞYAPITI OLARAK IV. VAKIF HAN”. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT TARİHİ ANABİLİM DALI SEMİNERİ, 2008.