Gökdelenler arasında bir vaha: VIA 57 West

Gökdelenlerin arasında, 77.202 metrekarelik bir alana sahip olan VIA 57 West, avlulu yapısıyla kullanıcılara kargaşadan uzakta, nefes alabilecekleri bir alan sunmayı amaçlıyor. Merkezinde, 22.000 metrekarelik bir iç bahçeye sahip olan yapı, 709 konut biriminden oluşuyor.

Tasarımın kuzeydoğu köşesi, 137 m yükseltilerek yapıdaki daire sayısı en üst seviyeye çıkarılıyor. Yapının hiperbolik paraboloid şeklini elde etmek için birkaç cephe sistemi birlikte kullanılıyor. Kuzey cephesinde balık kılçığı desenli bir perde duvar kullanılırken güneye bakan cephe, paslanmaz çelik duvar sistemi ile tasarlanıyor.

Her biri 1.5 metre uzunluğunda ve eni 45 cm ile 9 m arasında değişen 1.200'ün üzerinde, prefabrik metal cephe paneli oluşturuluyor.Sistemler, otomotiv endüstrisinde kullanılan bir teknoloji olan lazer metrolojisiyle birleştiriliyor.

Yapı, ortak kullanılabilen bir bahçeyi çevreliyor. Bu alan; rezidans bölümü, spor salonu ve yüzme havuzu ile birleşiyor. Dünyanın ikonik yapılarından biri olan VIA 57, kullanıcılarına Hudson Nehri ve New York deniz kenarı manzarasını sunuyor. 32 katlı bu yapı, Mayıs 2016'dan bu yana hizmet veriyor.

Paslanmaz çelik cephe; yönsüz, kumlanmış bir yüzey olarak tasarlanıyor. Bu sistem, atıkları azaltmak için paneller lazerle kesilirken istenilen yönlendirmeye izin veriyor. Her panel, Rhino ve Grasshopper'da özel olarak üretiliyor ve Enclos, Virginia'da bir araya getiriliyor. Dış çelik paneller bir yağmur perdesi olarak çalışıyor ve cephede drenaj borusunun görünmemesi için bir oluk ağı oluşturuluyor.

VIA 57’nin cephesi, 32.516 m²’den fazla perde duvar ve alüminyum çerçeveden meydana geliyor. Giydirme cephe, Tecnoglass tarafından tasarlanıp üretiliyor. Tavandan tabana uzanan pencereler, yüksek verimli mekanik sistemler ve aydınlatma sensörleri etrafında oluşturulan yapı; entegre bir enerji yönetim programının bir parçası olarak ön plana çıkıyor.

Vitro’nun Solarban 70XL camı, cephenin estetik görünümü ve güneş ışığından en doğru şekilde yararlanmak için 5.000 pencere biriminden oluşuyor. Gümüş kaplama ile yapılan cam, ortamdaki güneş enerjisinin yüzde 70’inden fazlasını engelliyor.

Projenin iç mimarisinde; Avrupa-Amerikan melezliğinin bir başka katmanı olan "Scandimerican" malzemesi kullanılıyor. Dairelerde ise ana malzeme olarak beyaz-meşe ahşabı tercih ediliyor.

Yapının dinamik formu; çevresel etkileri özenle düşünülmüş malzeme ve mobilyalarla iç mekanlara da taşınıyor.Tasarımın her bir parçası; su tasarrufu sağlamak, enerji bağımlılığını azaltmak ve konut sakinlerinin refahını artırmak üzere planlanıyor.

Yapı aynı zamanda, Stephen Glassman'ın bitişik Helena kulesinin cephesine sabitlenmiş olan "Flows Two Ways" adlı sekiz katlı bir heykeli de içeriyor.

Tamamlandığında, zemin kat; Livanos Restaurant Group'tan bir restoran, bir Landmark Theatres sineması ve American Kennel Club için ilk ABD perakende mağazası gibi kamusal alanlara ev sahipliği yapmayı planlıyor.

Scandimerican tasarımı ile etkinlik alanları için BIG, Danimarka markası olan Republic of Fritz Hansen ve KİBİSİ ile birlikte VIA 57 sandalyelerini tasarlıyor. Tasarım, yapının dört yüzlü şeklini çok işlevli bir mobilyaya dönüştürerek VIA sakinleri için iç mekanlara da taşıyor.

Projeyi anlatan video: