Londra’da minimalist İtalyan esintisi: Oven&Dough Restaurant

Mekanın dış cephesi, restoranın içinde bulunduğu bölgenin tarihi yapısına uygun cephe özellikleri ile İtalyan mimarisini de esas alarak, tüm bu önemli kriterlere uyum gösterecek şekilde, yalın bir formda tasarlanıyor. Londra’nın sınırlayıcı cephe tasarım kuralları gereği, cephede kullanılamayan tasarım detayları restoranın giriş kısmındaki aydınlatma ve bitki ile desteklenen kabartı tabela üzerinde sağlanıyor. Böylece mekan girişinde algısal bir çerçeve oluşturulması amaçlanıyor.

Projede ışığı yansıtmak ve kullanıcılara ferah bir alan hissiyatı oluşturmak adına tavanda ayna kullanımı tercih ediliyor. Müşterilerin odakta tutulduğu bir tasarım anlayışı hakim olurken, duvarlarda ise mermer, pirinç ve antika aynalar kullanılıyor. Oven&Dough her ne kadar tarihi geçmiş olan bir bölgede, tarihi öneme sahip kültleşmiş malzemelerle tasarlansa da modern dokunuşlar ile günümüze ilham vermeyi amaçlıyor.

Tuğla detayları ve kemerli tasarımı ile bir fırın hissini andıran mutfak, merkezi bir konuma yerleştirilerek müşteriler ile de yakın bir diyalog kuruyor. Açık renkte tasarlanan kemerli ahşap yapıyla, müşterilerde temizlik açısından güvenilir bir algı oluşturulması hedefleniyor.

Açık mutfak konseptinin en önemli avantajı, konukların mekan ile güven oluşturmasını sağlıyor. Ayrıca açık mutfak konsepti müşterilere, şefin pizzayı yapma süreçlerini doğrudan izleyebilecekleri keyifli bir görsel deneyim de yaşatıyor.

Mermer ve ahşap detaylar ile bütünlük sağlayan tezgah, şefin rahat hareket edebileceği biçimde L formda yerleştiriliyor. Tezgah bölümünden bağımsız olarak pizza malzemeleri için de özel bir bölüm tasarlanıyor. Bu alan mutfağa ayrı bir görsel şölen katıyor.

Mutfak alanından hemen sonra konukları bir merdiven karşılıyor. Duvar yüzeyinde kullanılan altıgen terracottalar,üst katla olan uyumun devamlılığını sağlıyor. Siyah küpeşteler ile altıgen terracotta’ların birlikte kullanımı, alt katın mekan algısını tanımlamaya yardımcı oluyor.

Restaurantın üst katında açık renklerde modern bir tasarım anlayışı benimsenirken, alt katta antik bir mahzen ambiyansı oluşturuluyor. Bu bölüm, kalabalık grupları ağırlayacak büyük bir yemek masası ile çevreleniyor. Ayrıca mahzen alanından ayrılan bölümün devamında modern şekilde tasarlanan tuvaletlere ulaşılıyor.