Neo-ekspresyonist ressam: Jean-Michel Basquiat

Jean-Michel Basquiat.
Jean-Michel Basquiat.

Jean-Michel Basquiat; 1980'lerde neo-ekspresyonist bir ressam olarak ön plana çıkar. Minimalizme ve kavramsal sanata tepki olarak oluşturduğu eserlerinde sömürgecilik ve ırkçılık tarihleri gibi konuları ele alır. Basquiat'ın sanatı, malzemeyi kaba bir şekilde ele almasıyla karakterize edilir.

Jean-Michel Basquiat, yeni dışavurumcu akımın önemli temsilcilerinden biridir.
Jean-Michel Basquiat, yeni dışavurumcu akımın önemli temsilcilerinden biridir.

Jean-Michel Basquiat, 1960 yılında Haitili ve Porto Rikolu bir ailenin çocuğu olarak Brooklyn'de dünyaya gelir. Farklı kültürlerden beslenerek büyüyen Basquiat İngilizcenin yanı sıra Fransızca ve İspanyolcayı da akıcı bir şekilde öğrenir. Kendi kendini yetiştirmiş bir sanatçı olan Basquiat, muhasebeci olan babasının ofisten eve getirdiği kâğıt sayfalarına erken yaşta çizim yapmaya başlar. Annesi Basquiat'ın sanata olan ilgisini teşvik ederek onu New York şehrinin büyük sanat müzelerine götürür, sanatsal yeteneklerini geliştirmesine yardım eder. Altı yaşında Jean-Michel Brooklyn Müzesi'nin en genç üyesi olur.

Jean-Michel Basquiat'ın Glenn adlı eseri.
Jean-Michel Basquiat'ın Glenn adlı eseri.

Basquiat, 8 yaşında sokakta oynarken bir arabanın çarpması sonucu ameliyat olur. Bu olay, iyileşirken annesi tarafından kendisine verilen ünlü tıbbi drama sanatçısı Gray's Anatomy'i okumasını sağlar. Bu eserin güçlü biyo-mekanik görüntüleri, genç Basquiat'ın keyif aldığı çizgi roman sanatı ve karikatürlerle birlikte, bir gün kendisinin grafiti-yazılı tuvallerine ilham kaynağı olur.

Basquiat'ın 1982 yılında Sotheby's'de 110,5 milyon dolara satılan ‘İsimsiz’ tablosu.
Basquiat'ın 1982 yılında Sotheby's'de 110,5 milyon dolara satılan ‘İsimsiz’ tablosu.

Ebeveynlerinin boşanmasından sonra, Basquiat babasıyla birlikte yaşar.Annesinin zihinsel sağlık sorunları nedeniyle de fiziksel ve duygusal istismara maruz kalan Basquiat, evden kaçar ve bir arkadaşının ailesi tarafından evlat edinilir. 1974'te New York ve Porto Riko'da ara sıra okula gitmesine rağmen, Eylül 1978'de 17 yaşındayken Brooklyn'deki Edward R. Murrow Lisesi'nden ayrılır.

"Hiç sanat okuluna gitmedim. Okulda aldığım resim derslerinde başarısız oldum. Sadece birçok şeye baktım. Ve böylece sanatı bakarak öğrendim." - Basquiat

Basquiat'ın La Hara (1981), Untitled (1982) ve Irony of Negro Policeman (1981) adlı tabloları.
Basquiat'ın La Hara (1981), Untitled (1982) ve Irony of Negro Policeman (1981) adlı tabloları.

Basquiat'ın sanatı temel olarak 1970'lerin New York City graffiti sahnesine dayanır.Family Life Theatre adlı drama grubuna dahil olduktan sonra, izleyicilere sahte bir din satmaya çalışan bir adam olan SAMO ("Same Old Shit"in kısaltması)karakterini geliştirir. 1976'da o ve bir sanatçı arkadaşı Al Diaz, Manhattan'daki yapıları bu takma adla sprey ile boyamaya başlar. SAMO karakteri; büyük ölçüde düzen karşıtı, din karşıtı ve siyaset karşıtı bir mesaj iletir. Bu mesajlara daha sonra Basquiat'ın solo çalışmasında, özellikle üç köşeli taçta (kral tacına benzer) yer alacak olan logolar ve imgeler eşlik eder.

Basquiat, caz ve şiir sevgisiyle New York'ta filizlenen kültürel Rönesans'a dahil olur. Şiir sevgisini eserlerine dahil eder, tablolarının üzerine metin yerleştirir.

‘Riding with Death’ tablosu.
‘Riding with Death’ tablosu.

SAMO karakteri, kısa süre sonra basından, özellikle de sanat, kültür ve müzik ile ilgilenen, kendisini ana akımdan farklı olarak gören bir yayın olan Village Voice medyasının ilgisini çeker. Basquiat ve Diaz bir anlaşmazlığa düşer ve projeyi, SAMO ÖLDÜ, diyerek sonlandırırlar. Bu mesaj 1980'de birkaç SoHo sanat galerisinin ve şehir merkezindeki yapıların cephesinde yayımlanır.

1980'lerde Basquiat, Mudd Club'da tanıştığı Diego Cortez'in tavsiyesi üzerine resim çizmeye yönelir. 1982'deki ilk sergisindeki bütün tabloların satılmasıyla da hızla şöhret kazanır. Aynı yıl Los Angeles'taki Gagosian Gallery'de ilk büyük sergisini gerçekleştirir.

Basquiat ‘In The Case’ tablosu.
Basquiat ‘In The Case’ tablosu.

Sanat dünyasında bir Afrikan-Amerikalı olarak kimliğinin her zaman bilincinde olan Basquiat'ın çalışmaları,Amerika'daki ırk ilişkileri hakkında yorum yapan ve Afrika diasporasının kültüründen yararlanan görüntülerle doludur. Basquiat, daha önceki çalışmalarında, Afrikalı insanları görkemli kraliyet ailesi olarak göstermenin veya onları aziz olarak sunmanın bir yolu olan taç motifini kullanır.

Boy and Dog in a Johnnypump tablosu.
Boy and Dog in a Johnnypump tablosu.

Basquiat, 27 yaşında ölmesine rağmen, mirası binlerce tablo ile günümüze taşınır. Çalışmaları, dünyadaki sosyal ve politik iklimler göz önüne alındığında bugüne halen ışık tutar.