Bristol ve Londra merkezli tasarım ve teknoloji şirketi AUAR (Automated Architecture ltd), robotik işlem ve otomasyonu entegre ederek yüksek kaliteli, sürdürülebilir ve erişilebilir bir yapı sistemi geliştiriyor. 19 Ekim 2021'de düzenlenen Global Investment Summit’te (Küresel Yatırım Zirvesi) bu tasarım sergileniyor. AUAR ve diğer katılımcılar yeşil teknolojiye dayanan uluslararası yatırımı teşvik etmek için Birleşik Krallık hükümeti tarafından destekleniyor.

AUAR'ın kurucu ortağı ve CEO'su Mollie Claypool, geliştirdikleri sistemin yüzlerce yıldır aynı olan inşa etme yöntemlerine çağdaş bir alternatif sunduğunu belirtiyor. Önümüzdeki 80 yıl içerisinde istatistiklere göre, güncel nüfusa ek olarak iki milyar insanın konut ihtiyacını karşılamak gerekiyor. Konut inşaatını modernize etmeye yönelik olan geleneksel girişimler, belli merkezi firmalara odaklanma ve büyük sermaye harcamaları ile sonuçlanıyor. AUAR, büyük tek merkezli firmalar yerine yerel toplulukların kendi ihtiyaç ve çalışmalarına yöneliyor.

AUAR, toplum odaklı, iklim bilincine sahip bir inşaat sistemi geliştiriyor. Konutları tasarlama ve inşa etme şeklinde devrim yaparak insanların daha özel yapılarda yaşamasını hedefliyor. Aynı zamanda toplulukların daha kaliteli ve sürdürülebilir yaşamlar sürmelerine de olanak tanıyor.

Robotik ve otomasyon kullanan modüler ahşap yapı sisteminde yapı taşı olarak prefabrike edilmiş ahşap modüller tercih ediliyor. Robot ahşap levhaları tek tek birleştiriyor, ardından oluşan blokları kolayca taşınabilir birimler halinde istifliyor. Siparişe göre üretilen bu birimler sahiplerine teslim ediliyor. Birimler yerel zanaatkarlar ve inşaatçılar tarafından yerlerinde monte ediliyor.

AUAR'ın tasarladığı otomasyon sistemi yapının kurulacağı alanın özelliklerine, kullanıcının yaşam tarzına ve görsel zevkine göre kolayca özelleştiriliyor. Sistem, tekrarlayan ve yerel bağlamlara uyum sağlamakta zorlanan mevcut modüler konut yaklaşımlarına radikal bir alternatif sunuyor. Diğer yandan bir kez üretilen ahşap yapı birimleri, gerekirse demonte edilerek yeniden farklı bir alanda kullanılabiliyor. Bu sayede daha az malzeme üretimi teşvik ediliyor.

AUAR'ın kullandığı robot, mevcut atölyelere veya imalatçı alanlarına yerleştirilebiliyor. Robotun konumu merkez alınarak bulunduğu bölgede AUAR’ın sistemi yerel işgücü ile çalışıyor. Robotun bulunduğu atölyeye yakından tedarik edilen malzemeler, karbon ayak izini azaltıyor. Uzak noktalardan modüler sistemlerin ithal edilmesinin yerine yakındaki robotik sisteme ulaşılıyor. Robotlar tarafından yapılan montajın ardından, yerel zanaatkarlar ve inşaatçılar üretim zincirine entegre ediliyor. Bu sayede tek merkezli fabrikasyon sistemlere, yerel bir alternatif sağlanıyor.

AUAR’ın otomasyon yapı sistemine sahip Bristol'deki müzisyen kullanıcılar, yapıyı ofis ve prova stüdyosu olarak kullanıyor. Bir çellist ve kontrbasçı olan kullanıcılar, AUAR'ın sistemini araziye ve kullanıma göre kolaylıkla özelleştirme imkanı olduğu için seçiyor. Isı ve ses yalıtımına sahip 10 metrekarelik konut birimi, ışıkla dolu ferah bir alan sağlıyor.

Müzisyen kullanıcılara eşit sayıda modülle birden fazla opsiyon sunuluyor. İçe dönük, bahçeye açılan, çatı ışıklı veya ışıksız bir oyuk alanı gibi çeşitli kombinasyonlar oluşturuluyor. Seçenekler arasından müşteriler arzu ettiklerini seçiyor. Sunulan seçeneklerde eşit miktarda yapı birimi kullanılması sayesinde en başından beri maliyet net şekilde biliniyor.

Bristol'deki bu yapı, yakınlardaki KWMC The Factory’deki otomasyon sistemi ile üretiliyor. Blok prefabrikasyonu iki hafta sürüyor ve yerel ortaklar tarafından yedi günde yerinde inşa ediliyor. Müstakil konutun arka bahçesinde yer alan birim, küçük alanına rağmen yüksek kapı ve pencere uzunluğu ile ferah bir iç mekan sağlıyor. Açıklıklar bahçe ile görsel ve fiziksel bir bağlantı sunuyor.

Masanın üzerindeki ışıklık, yapının iç mekanını gün ışığı ile dolduruyor. Ahşap bloklar, ahşap kaplama ve ek malzemeler; düşük karbonlu, sürdürülebilir özellikleri nedeniyle tercih ediliyor. AUAR’ın sistemi, genel olarak modüler evleri uzaklardan ithal etmek yerine, süreçleri yerelleştirmeyi amaçlıyor. Sürdürülebilir malzemelerin de kullanılmasıyla karbon ayak izi azaltılıyor ve topluluk katılımı artırılıyor.