Sanat ve zanaatın harmanlandığı bahçe katı: Bracken House

Güney Londra’da yer alan Bracken House; Ben ve Jess çiftine, kızlarına ve kedilerine ev sahipliği yapıyor. Günümüzde bir koruma alanında bulunan ev, yaklaşık 100 yıl önce Sanat ve Zanaat hareketinden ilham alarak karakteristik cephelerle inşa ediliyor. Ev sahipleri, yapının zemin katındaki karanlık ve işlevsiz şekilde düzenlenmiş mekanların yenilenmesini tasarım ekibinden talep ediyor.

İşlevsiz ve doğal ışıktan yoksun küçük odaların oluşturduğu iki katlı evin alt katı yenileniyor. Aile, bahçeye doğrudan ulaşabilecekleri ve arkadaşlarıyla sosyalleşebilecekleri alanlar talep ediyor. Bu istek üzerine çalışmalar, yapının zemin katında yoğunlaştırılıyor ve aile yaşamının gereksinimlerinin karşılanması amaçlanıyor. Böylece tasarım ekibi, çağdaş bir uzantı önererek işlevsiz mutfak alanını ortadan kaldırıyor.

Taleplere cevap oluşturan mimarlar, kademeli bir açık plan oluşturuyor. Mekanın planı, işlevsel bir tasarım duygusunu sağlayarak günlük yaşam için organizasyon sağlıyor. Tasarım ekibi mevcuttaki küçük ve ışık almayan mutfağı; tabandan tavana pencere, bir çatı penceresi ve cep sürgülü kapıları içeren açık plan mutfak ve yemek alanı ile yeniliyor. İki katlı bahçeye açılan cep sürgülü kapılar, manzaraya hakimiyet sağlıyor.

Açıklıklar, zemin kat ile bahçeyi bütünleştiriyor ve bahçeyi baştan sona görünür kılıyor. Bahçe tarafına yerleştirilen pencereler, ev bitkilerinin de yerleştirildiği entegre bir pencere koltuğuyla tasarlanıyor. Açık yeşil dolaplar ve açık renkteki karolar, dış mekandaki gür yeşilliklerin tonlarıyla uyum sağlıyor.

Arka bahçe, iç ve dış mekanı bütünleştiriyor. İç mekandakine benzer olarak dış mekanda da kademeli plan oluşturmak için seviyeli bir düzenleme yapılıyor. Arka bahçede kullanılan tuğla döşeme ve yeşil bitki örtüsü, kullanıcılarda sakin bir kentsel vaha hissiyatı uyandırıyor.

Uzantının arka cephesi, özel seramik karolarla ve çağdaş preslenmiş metal ile kaplanıyor. Dış cephe karoları, proje için özel üretiliyor. Seramik karolar, eğreltiotu yaprakları gibi Sanat ve Zanaat hareketinden referans alınmış motiflerle süsleniyor. Bu motifler; preslenmiş sade metal kaplamaya karşı kabartma ve doku oluşturarak çağdaş bir geometri meydana getiriyor.

Fayanslar ve döküm kalıpları, Birleşik Krallık’ta el yapımı olarak üretiliyor. Zanaatkarlığın ve küçük ölçekte üretimin devamı olarak görülüyor. Uzantıda kullanılan renkler, çağdaş ton seçilmesinin yanı sıra Londra’daki kiremit metro istasyonu cephesinden de ilham alıyor. Seramik karoların toprak tonları ve preslenmiş metalin parlak iç tonlarla uyumu, canlandırıcı ve sıcak bir malzeme paleti sunuyor.

Beyaz boyalı tavan kirişleri arasında açıklık oluşturuluyor. Bu kirişler, çatı açıklığından süzülen doğal ışığın filtrelenmesine yardımcı oluyor. Sonuç olarak proje, kullanıcıların günlük yaşam ihtiyaçlarını karşılayarak mekan kullanım kalitelerini artırıyor. Bununla birlikte tasarım, Sanat ve Zanaat düşüncesini çağdaş ve incelikli bir yorumla devam ettiriyor.