Sanayi bölgesinden kamusal alana dönüşüm: North Wharf Yürüyüş Yolu ve Silo Park

Liman bölgesi tasarımları, post-endüstriyel çağda, şehirlerin markalaşması ve kültürel pozisyonunda kritik bir rol oynuyordu. Bu gibi alanlarda, genellikle kapsamlı kentsel dönüşümler hedeflenir. İnsanların ilgisini çeken endüstriyel ve denizcilik faaliyetleri, günümüzde sahil yapılanmalarının ortadan kaldırılmasıyla neredeyse son buluyor. Auckland, Wynard Bölgesi’ndeki terkedilmiş endüstriyel ve denizcilik alanının, karma kullanımlı bir bölgeye dönüştürülme projesi; bu geleneksel sterilize etme yöntemine karşı çıkıyor. Projenin ilk aşamasını ise Taylor Cullity Lethlean ve Wraight+Associates üstleniyor.

Bir zamanlar çok sayıda petrol ve sıvı kimyasal depolama tesisi olarak kullanılan bu alan, eskiden Auckland’daki en kötü yerlerden biri olarak biliniyordu. Sert hava koşulları ve uzun yıllar süren denizcilik endüstrisinin inşaat atıkları, bu bölgeyi toplum için yaşanmaz bir hale getirmişti. Endüstriyel dönüşüm projesiyle alandan tüm kimyasal atıklar temizlendi.

Tasarlanan 3.7 hektarlık bölge;Jellicoe Caddesi, North Wharf Yürüyüş Yolu ve Silo Park’tan oluşuyor. Burada, tipik yaklaşımdan farklı olarak, liman hafızası korunuyor, balık kokularından arındırılıyor ve atıl bırakılmış yapılar yeniden yorumlanıyor.

Alanı Auckland şehir merkezine bağlayan köprü niteliğindeki gezinti yolu, bölgeyi misafirperver hale getirecek bir çözüm olarak tasarlanıyor.

Jellicoe Limanı; endüstriyel konteyner taşımacılığı, balıkçılık endüstrisi ve deniz ulaşımı dahil olmak üzere ilgi çekici bir kullanım çeşitliliğine sahip. Daha önceleri istenmeyen ve kaldırılan bu kıyı aktiviteleri, artık kamusal alan deneyiminin merkezinde yer alıyor. Buradaki balıkçılık tesisleri, toptan ve perakende balık ve deniz ürünleri pazarları aracılığıyla ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Silo Park’ın bitişiğinde, yağmur sularını toplayan büyük bir alan bulunuyor. Tarihi İskele, burada bulunan dolgunun kaldırılmasıyla ortaya çıkarılıyor. Burada Jellicoe Caddesi’ndeki yağmur bahçeleri yeniden canlandırılıyor. Böylece Maori kültüründe önem verilen, denizden karaya yaklaşırken yeşil bir alan görme geleneğine dikkat çekiliyor.

Bölge içerisindeki oyun alanları, yürüyüş, koşu ve bisiklet yollarıyla; binalar ve sahil arasında yeni bir ilişki kuruluyor.

Proje tasarımının temellerini; mevcut balıkçılık ve denizcilik endüstrisinin korunması, arkeolojik eserlerin açığa çıkarılması ve bölgenin dokusunun ön plana çıkarılması gibi parametreler oluşturuyor.

Bir zamanlar yıkılmak üzere kullanım dışı bırakılan büyük bir silo, restore edilerek Silo Park’ın ikonik bir simgesi oluyor.